MAG-DER Başkanı Sabri Karaçam “Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif sağ-yanal atımlı faylarından biridir. KAF sistemi, Anadolu levhasına, Arap levhası güneyde (senede 25 mm'leri bulan hızlı sıkıştırma hareketi ile) ve kuzeyde (neredeyse hiç hareket etmeyen) Levhasının arasında kalması ve bu sebeple batıya doğru açılma şeklinde hızla hareket etmesi sebebiyle yüksek sismik aktivite göstermektedir. Marmara bölgesinde tehlike vardır. Konu ile ilgili birimler bu bölgede deprem büyüklüğünün 7,0 / 7,6 civarında olacağını tahmin ediyorlar. Depremlerin periyodik aralıklarla meydana gelme olasılığının çok fazla olmasına rağmen depremin ne zaman olacağını kimse bilmiyor ve bilme olasılığı da çok zayıf. Her zaman depremle yatıp kalkmayacağız, depremler bir doğa olayı ama tedbirlerimizi alacağız. Yani deprem tehlikesi var ve var olan tehlikeli durumlarda riskleri azaltacağız veya yok edeceğiz. İnsana, eşyaya ve tüm canlılara zarar verme potansiyeli olan her şey ‘tehlike’ olarak tanımlanmaktadır.  ‘Risk’ ise kısaca, tehlike durumundaki zararın gerçekleşmesi ihtimalidir.  Risk ve Tehlike birbirinden ayrılmaz ikilidir.

Nedir bu riskler; Depreme karşı alınabilecek önlemler, tedbirler nelerdir? Deprem öncesinde ve sonrasında ne tür tedbirler alınmalıdır? Deprem sırasında neler yapılmalıdır? Depremlerde risklere göz atarsak, mesela; yaşadığımız yerden fay hattı geçiyor mu, zemin nasıl, evimiz depreme dayanıklı mı, gerekli önlemleri almış mıyız? Veya deprem öncesi gerekli olan eğitimleri almış mıyız?  Bunlar bireylerin yapacakları şeylerdir. Devlet ve yerel İdareler ne yapmalı? Kentleşmenin yönünün belirlenmesi nüfusun deprem hasar riskinin daha az olan zeminlere yönlendirilmesi, bölge ve kent planlarının doğal afet riskine göre hazırlanmasının sağlanması ve yapı denetimi gibi birçok yolla doğal afetin olumsuz etkilerinin önceden azaltılması sağlana bilinir.  Jeolojik yapısı gereği ülkemizin özellikle deprem nedeniyle doğal afet riski yüksek olması sebebiyle olası olumsuzlukları azaltıcı önlemlerin alınması gerekir. Özellikle bir yatırım yapılmadan önce bölgenin depremsellik durumu ile ilgili ciddi bir çalışma yapılmalı ve bu konuda riskler azaltılmalı.

99 Depreminde; İzmit Körfezi’nde 10’larca büyük ve orta ölçekli işletmede kimyasal hasar tespiti yapılmış ve bu işyerlerinde ağır hasar olduğu ve çoğunda da kimyasal sızıntı olduğu tespit edilmiştir. Yalova’da 99 Depreminde gaz sızıntısı olmuş, insanlar yüksek yerlere doğru kaçmaya çalışmış ve yıllar sonra kanserden ölenlerin sayısı artmıştır.

Neler yapılmalı; Marmara bölgesi birince derece Deprem bölgesi, tehlike var mı evet var. Ne yapmalıyız riskleri azaltmak gerekmektedir yeni riskler yaratmamak için. Tehlike arz eden bu Sanayi bölgeleri kesinlikle büyümemeli var olan tesislerde risk azaltmaya hızlı bir şekilde gidilmelidir. Şunu unutmayalım olası Deprem 7,0-7,6 arasında olacağını bilim Adamları söylüyor ve Deprem sonrası büyük dalgaları kıyılar etkileyeceği bilinen bir gerçek. Bu gerçekler çerçevesinde; Yalova Meteoroloji alanında Okul yapılmak isteniyorsa yukarda saydığımız tehlikeler bu alanda risk yaratacağı bir gerçektir. Amacımız risk azaltmakken yeni risklere davetiye çıkarmak mantıklı bir davranış şekli değildir. Yalova’da yaşayan herkesle aynı gemideyiz. Bireysel olarak günlük hayatımızda yaşadığımız yerde Depremsel riskleri birey olarak azaltmak ve yok etmek için bir adım atmalıyız. Yapısal olmayan riskleri evimizde gözden geçirmeliyiz azaltmalıyız varsa imkânı yok etmeliyiz. Afet planımızı yapmalıyız. Toplum olarak ’ta yaşadığımız yerlerde risk yaratacak halkın yaşamını etkileyecek girişimlere karşı çıkmalıyız. Dünyadaki hiçbir değer insan hayatından önemli değildir. Kaybedilen parayı yeniden kazanırsınız. Yıkılanın kırılanın veya bozulanın yerine yenisini yaparsınız” dedi.

Editör: TE Bilişim