Sosyal paylaşım sitesi facebook’ta taşocaklarına karşı dayanışma amacıyla oluşturulmuş "Yalova Paşakent Mahallesi taşocaklarına hayır" sayfasında yazan Ekim, “Ormanlarımız Kurtuluş Savaşımızdan tarihsel bir mirastır, vatan kokusudur, bağımsızlığımızın teminatıdır. Ormanlarımıza sahip çıkmak, tarihimize, milli onurumuza sahip çıkmak demektir” dedi.

Ekim’in yazısı şu şekilde; “1920 Haziran sonunda, Yunan işgal kuvvetleri bölgeyi işgal ettiğinde, Yalova, Orhangazi, İznik ve Karamürsel’de Kuvva-i Milliye örgütlenmeleri anında direniş başlatarak işgale karşı mücadeleye başlarlar. Yalova’da Burhaniye Müfrezesi, Karamürsel-İznik hattında Gökbayrak Müfrezesi bu direnişin örgütlenmesini gerçekleştirirler. Kocaeli Grup Komutanlığı da, direnişin Körfez’de, Doğu Marmara’da beyni, teşkilatçısı olur. Bölgedeki bütün müfreze ve çetelerin karargahları dağlarda, ormanlık alanların içindedir. 

Yalova’daki müfreze de Dumantepe’de karargah kurar. Orman örtüsü, düşman gözünden saklar yiğitlerimizi, takip ve baskın yemelerini engeller, harekatlarını gizler. Ormanlar olmasaydı, işgal altında direniş de gerçekleştirilemezdi. Kıyı kasabaları da, İngiliz Donanmasının baskısı ve saldırıları altındadır: Karamürsel kasaba merkezi kısa bir süreliğine Gökbayrak Müfrezesi tarafından kurtarıldığında, İngiliz savaş gemileri topa tutar kasabayı ve direnişçileri püskürtür. İngilizlerle savaşmadık diye ahkam kesenlere, bölgemiz tarihinden bir yanıttır bu. İşgalci düşman güçlerinin, İngiliz donanması destek ve himayesinde, yürüttüğü işgal savaşında, yerli Rum ve Ermeni çetelerinin kanlı desteğini aldığını da unutmadık.

Nihayet, Türk köylerine yönelik katliamlar başlar: Kocadere, Çınarcık, Ortaburun, Paşaköy vd. köy ve kasabalarda çoluk çocuk demeden insanlar camilere, evlere yığılıp, yakılır, vurulurlar. Bu vahşetlerden yaşlı, genç, kadın, çocuk demeden kaçanlara, kucaklarını açar dağlarımız ve ormanlarımız. Müfrezelerin yardımı ile, tepeden tepeye geçerek, orman içinden sağ kurtulanlar Geyve’ye, Türk ordusunun kontrolündeki bölgeye ulaştırılırlar. Ve, müfrezeler, Yunan ordu karakollarına, yine ormanlardan sızarak, baskınlar verir, düşmanı ve yardımcılarını bozguna uğratır, bölgeyi onlar için cehenneme çevirir. 

1921 yaz sonunda işgalci Yunan ordusu Gemlik sırtlarına kadar geri çekilir ve takviye güçlerle Büyük Taarruza kadar orada tutunmaya çalışır. Anlayacağınız, bu ormanlar olmasaydı, kayıplarımız çok daha fazla olacak, düşman o kadar erken bir tarihte püskürtülemeyecekti. Ormanlarımız Kurtuluş Savaşımızdan tarihsel bir mirastır, vatan kokusudur, bağımsızlığımızın teminatıdır. Ormanlarımıza sahip çıkmak, tarihimize, milli onurumuza sahip çıkmak demektir.”
Editör: TE Bilişim