Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi Projesi (MAREM)’e göre, Marmara Denizi, çok uzun zamandır atıklar için bir “alıcı ortam” olarak algılanmakta, hatta kabul görmektedir.

Bu anlayış sonucu olarak, Marmara Denizi gözden çıkarılmış, ortam şartlarını hiçbir şekilde dikkate almayan projeler birbiri ardına bu bölgede yer almaya başlamıştır.

Marmara Denizi aşırı kirlenme nedeniyle artık kendini koruyamamakta ve kendini yenileyememektedir.

Karadeniz’in kirli suyunu Marmara Denizi’ne akıtacak yeni projeler gündeme gelmektedir.

Yirmi yıla yakın bir süre Karadeniz ve Marmara Denizi’nde araştırmalar yapan ve İstanbul Atıksu Master Plânı hazırlanırken uluslararası uzman bir ekiple çalışan Sayın Ethem Gönenç’ in tespit ve değerlendirmeleri de aynı yöndedir:

“Marmara Denizi’nde yaklaşık yüz metre derinliklerde oksijen miktarı sıfıra yaklaşmaktadır. Oksijensiz su demek, aynen Karadeniz’in derinliklerinde olduğu gibi, istikbali bataklık olan hiper ötrofik bir ortam demektir.”

“Model çalışmalarımıza göre, gerekli önlemler alınmazsa Marmara Denizi’ni bugünkü haliyle bile korumak mümkün değildir. Buna bir de yeni projelerle saniyede binlerce metreküp suyun Marmara’ya boşaltılması eklendiğinde, bugünkünden çok daha fazla besi maddesi ve plankton Karadeniz’den Marmara’ya boşaltılmış olacaktır. İstanbul civarında yapılacak yeni yerleşimlerin atık suları arıtılsa bile yine de önemli bir ilâve atık yükü getirecektir. Tüm bu ilâve yükleri Marmara Denizi asla kaldıramayacaktır. Bir de iklim değişiklikleri nedeniyle önümüzdeki elli yıl içinde beklenen yağış azalmaları ve sıcaklık artışlarını düşünürsek durum daha da vahim hale gelecektir.”

“Bu nedenlerle Marmara’da oksijensiz, havasız, kokan, rengi siyahlaşmış, bataklık suyu gibi bir su bugünkünden çok daha yukarılarda görülecek ve Marmara kısa süre içinde havasızlıktan boğulan bir deniz haline dönüşecektir. Bunun asla geri dönüşü de olmayacaktır. “(Aydınlık, 22,29 Nisan 2016)

Prof. Dr. Derin Orhon da bölge ile ilgili araştırmasında şu çarpıcı tespitte bulunmaktadır:

“Bilimsel araştırmalar Marmara Denizi’nde çözünmüş oksijen düzeyinin hızla düştüğünü ve kirlenmenin Marmara Denizi’ni yok edecek boyutlara tırmandığını açıkça göstermiştir. Dolayısıyla, yeni projeler bir deniz ortamının kirliliğini diğerine taşımak olacaktır.”

Marmara Denizi’ nin kirliliği ülke bekası için önemli olduğu kadar, Marmara Denizi kıyısındaki şirin bir sahil kenti olan Yalova için de o kadar önemlidir!

***

Başta laiklik ilkesi olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti’ nin kuruluş değerlerine ve Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saygı göstermeyene sevgi ve saygı göstermem mümkün değildir!