Sevgili okurlarım. Sevgili peygamberimiz ile beraber yol alan kafile, Medine'ye bir saat mesafede "Kuba" adı verilen bir yer vardı. Medinelilerin bir çok aileleri burada yaşardı. Gülsüm b. Hedm'in başkanı olduğu Amr b. Avf ailesi buranın en tanınmış sakinlerindendi. Peygamberimiz buraya ulaştığı zaman bu ailelerle onu tekbirlerle karşıladılar. Kainatın efendisini misafir etme şerefi onlara nasip oldu. Peygamberimizin Mekke'den hareketinden üç gün sonra Hz. Ali'de Mekke'den ayrılmış ve Kuba'da Sevgimi peygamberimize yetişerek o da bu aile tarafından misafir olarak bulunuyordu. Peygamberimiz burada ilk iş olarak Gülsüm B. hedm'in hurmalarını kuruttuğu yerde bir Mescid inşa ettirmiştir. Bu mescidin inşaasında  Sevgili rahmet Peygamberimiz herkesle birlikte bir amele gibi çalışmıştır. İslamda ilk inşa edilen bu mescid hakkında Allahımız biz kullarına Kuran-ı Kerim'in Tevbe suresi ayet (108)'de mealen şöyle emretmektedir; "İlk günden takva üzerine kurulan mescid (Kuba Mescidi) içinde namaz kılman elbette doğrudur. Ondan temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever" peygamberimiz burada 14 gün kaldıktan sonra bir Cuma günü Medine'ye hareket etti. Ben-i Salim mahallesinden geçerken Cuma vakti girdiği için burada Cuma Namazını kıldı. Ve ilk Cuma Namazı burada kılınan namazdır. Namazdan sonra Medine'ye doğru yola çıktı. Kuba'dan Medine'ye kadar halk yolların iki tarafına sıralanmıştı. İçten gelen bir sevgi ile tezahürat yapıyorlardı. Medine böyle bir güne ilk defa şahit olmuş oluyordu. Sevgili peygamberimiz geçerken sağdan soldan, "Buyurun ey Allah'ın resulü işte evlerimiz, işte mallarımız, işte canlarımız, emrinize amade" diyerek davet ediyorlardı. Peygamberimiz bu samimi davetlere nezaketle karşılık veriyor, yoluna devam ediyordu. Sevgili peygamberimiz tam şehre gireceği sırada kalabalık o dereceyi bulmuştu ki kadınlar damların üzerine çıkarak şarkı söylüyorlardı. O gün hep birlikte şu şiiri okuyorlardı, "Dolunay veda dağının sırtlarından bize doğdu. Allah'a yalvaran bulundukça bize de şükretmek düşer. Ey bize gönderilen peygamber, sen itaat olunan emirle geldin" Mini mini yavrularda şöyle diyorlardı, "Biz Neccar zadelerin kızlarıyız. Muhammedin komşuluğu ne hoş komşuluktur" Allah cümlemize öyle komşuluk nasip etsin. Sevgili okurlarım Allah'ın resulüne komşu ve ümmeti olmak öyle kolay değil.Herşeyden önce güzel ahlaklı vefakar, hayırsever, adaletli hoşgörülü olmak lazım. O vasıflara layık olan 2 kişiyi layık gördüm. Birincisi Cildiye uzmanı doktor Nükte Şenocak ve yardımcısı sekreteri Nihal Güllü bu ikili sanki hiç üzülme veya yorulma bilmezler. Devamlı insanları mutlu etmek ve dertlerine çare olmak için yaratılmış. Allah yolunuzu açık etsin. Aldığınız maaşlar helal olsun.