Kazılarda elde edilen yeni bulgular ise Osmanlı’nın kaleyi tahmin edilenden daha uzun süre aktif olarak kullandığını ortaya çıkardı. 1087 yılında inşa edildikten sonra Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetleri tarafından kullanılan Çobankale’de Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü’nün onayı ile 2018 yılında kazılar başlatılmıştı. Cumhurbaşkanlığı kararıyla yılın 12 ayı sürdürülen kazılar Altınova Belediyesi’nin de destekleriyle aralıksız devam ediyor. Çalışmalar sırasında toprak altından çıkan tarihi eserlere ait binlerce parça, Çobankale Kazı Evi’nde toplanıyor. Kazı ekibi burada tek tek incelendikleri parçaları puzzle gibi birleştirerek tarihi eserleri yeniden gün yüzüne çıkarıyor.

Kalede Osmanlı Sürprizi

Kazı Başkanı ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Seçkin, seramik üzerinde tarihin ilk hashtag sembolü ile Türkiye gündemine gelen Çobankale’de 2022 yılı kazı çalışmalarını değerlendirdi. Seçkin, bu yıl ki kazılarında çok sayıda Osmanlı dönemine ait ham seramik ve lüle gibi değişik kullanım eşyalarını bulduklarını ifade etti. Bu bulguların kendileri için sürpriz olduğunu anlatan Seçkin, “Daha önceki yıllarda çalışmalarımızı anlatırken Osmanlı döneminin burada kısa bir yaşam periyodu olmuştur diye çıkarımlarda bulunuyorduk. 2022 yılındaki buluntular Osmanlı döneminin burada uzun süre yaşandığını gösteriyor. Dolayısıyla çok önemli bulgular bu sene ortaya çıktı. Mesela Osmanlı yaşamından lüleler buradan çıkarıldı. Seramikler günlük kullanım eşyası olarak karşımıza çıkıyor. Aynı yerden makas, ok uçları gibi pek çok savaş aleti bulundu. Bunlar Osmanlı katmanının olduğu alandan çıktı. Kalenin Osmanlı periyodu da 2022 yılı çalışmalarında belirmeye başladı” dedi.

"Osmanlı periyodunun tüm unsurlarının yaşam izleri görülmekte"

Elde edilen bulguların tam olarak tarihine ilişkin bir net bir rakam verilemeyeceğine değinen Seçkin, “Lüleleri tütünle ilişkilendirirsek Amerika’nın keşfiyle tütün geliyor. Ondan önce de keyif verici madde kullanıldığı, afyon içildiği söyleniyor. Bunlar en çok 17-18’inci yüzyıla tarihlenir. Net bir tarih vermemiz mümkün değil ama Osmanlı’nın biraz geç dönemine tarihlendirebiliriz bu lüleleri. Daha erken döneme ait ham seramikler Osmanlı periyodunun tüm unsurlarının yaşam izleri görülmekte. Biz bu yıl sadece sur diplerinde kazı çalışmaları yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde iç kalede kazıya devam edildiği vakit yaşama ait pek çok unsurun daha bol bulunacağını düşünüyoruz” ifadesini kullandı. Seçkin, Osmanlı’nın kaleyi bir karakol gibi kullandığını ve sivil yaşamın ön plana çıktığını ifade etti.

Tarihi Eserleri Puzzle Gibi Birleştiriyorlar

Yüksek arkeolog Belma Günal ise bölgede yapılan kazılarda Bizans dönemine ait bulguların daha fazla çıkarıldığını anlattı. Günal, çalışmalar çerçevesinde tarihin ilk hashtag sembolünün yer aldığı seramiklerin 2019-2020 ve 2021 yılındaki kazı çalışmalarda ortaya çıkarıldığını söyledi. Kazı evinde yapılan çalışmayla ilgili bilgi veren Günal, “Arazi çalışmaları sırasında ele geçirdiğimiz bütün seramikleri öncelikle yıkıyoruz, kurutuyoruz, ardından tasnifliyoruz. Daha sonra da bilimsel yayın hazırlanmak üzere açma açma ayırıyoruz. Bu yıldan önceki seramiklerimiz depomuzda saklanıyor. Onlar da bilimsel yayın için kaldırılmış durumda. Çobankale’de ele geçen nitelikli malzemelerin bir kısmının replikaları yapılıyor. Onların da örnekleri burada. Tüme yakın eserlerin replikaları yapılıyor. Bazı eserlerin de restorasyonları tamamlandı” dedi.

Editör: TE Bilişim