Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Yalova Şubesi tarafından Yalova eski Valisi Prof. Dr. Yusuf Erbay’ın kaleme aldığı Gerçeğin Efsanesi İnsan Bedreddin isimli kitabın söyleşisi, Engelsiz Kafe’de gerçekleştirildi. Kitaba ismini veren Şeyh Bedrettin’in hayatından kesitler anlatan Yalova eski Valisi Prof. Dr. Yusuf Erbay, “Öncelikle bu toplantıyı hazırlayan derneğimize Yalova Üniversiteli Kadınlar Derneğine, başkanı ve üyelerine çok teşekkür ediyorum. Bu akşam böyle bir vakitte bir cuma günü haftanın yorgunluğuyla buraya gelip böyle bir sohbete katıldığınız için hepinize çok teşekkür ediyorum. Arkadaşlar konumuzu teşkil eden kitapla ilgili müsaade ederseniz vaktimiz de çok fazla olmadığı için ben sizi elimden geldiğince kısa sürede bilgilendireyim. Bir yarım saat bana verirseniz. Ondan sonra ben tabii ki sizlerle bu aktivitenin ismi sohbet, söyleşi olduğu için sizlerin sorularınız, sizlerin önerileriniz, sizlerin açmak istediğiniz konular bizim için önemli olacak. Belki bir kısmınız okumuştur, haberi vardır kitaptan. Belki bir kısmınızın henüz haberi yoktur. Belki burada beni dinledikten sonra meraklananlar olup bakacaktır tekrar ama ikinci yılına giriyor bu kitap. Bu kitap basılırken İmge Yayınevi'ne şöyle bir kitap yazdım diye gönderdim. Benim akademik eserlerimi de orada basarlar. İmge yayınevi önemli bir yayınevidir. İnanılmaz bir dönüş aldım oranın sahibinden yani bu kitabın çok farklı bir tarzda yazıldığına dair. Sizden böyle bir şey beklemiyorduk dediler hatta nereden çıktı bu? Ya bir vali akademisyen işte ne yazar? Akademiyle ilgili, siyasetle ilgili, kamu yönetimiyle ilgili şeyler yazar. Burada başka şeyler var. Burada tarih var. Burada biraz edebiyat var. Kitabın yazılış biçimi de içeriği de çerçevesi de biraz farklıdır bilemiyorum. Okuyanınız oldu mu? Bu ne bir kişinin hayatını tek başına anlatan bir biyografidir. Ne bir tarih kronolojisidir, ne bir tarih değerlendirilmesidir. Ama belki de hepsidir. Biraz Nesin, biraz Nazım, biraz tarihin sarkacında Bedrettin'e kadar giden, oradan bize kadar, bugüne kadar gelen kendi yaşantıma kadar zaman zaman gelen bir yapılanması vardır. Kitabı okuyan arkadaşlarımızdan çok enteresan dönüşler aldım. Bir tanesi çok ilginçti. Bir savcı arkadaşım dedi ki bu kitabı okudum dedi. Kitaptaki italikler kimin dedi. İtalikler zaten benim. Benim olan kesin italikler ve o kitabın diğer kısmı da olduğu gibi yani hiçbir şekilde bir ne atıf vardır ne bilimsel bir eserdir. Ama bu tarihi gerçeklere dayalı olarak gerçeğin efsanesine dönüşen Bedrettin’in hayatını anlatan kendine özgü tarzıyla bir kitap. Değerlendirmesi okuyucuya ait. Onlardan gelen tepkileri de değerlendiriyorum. Beğenen oluyor, beğenmeyen oluyor. Özellikle Bedrettin hakkında daha önce yazılan, çizilenlerle onu bir yere yerleştirmiş olanlar ve illa orada görmek isteyenler benim çizdiğim Bedrettin’den biraz hoşlanmayabiliyorlar. Çünkü Şeyh Bedrettin'i Türk edebiyat tarihiyle 1936 yılında Bursa hapishanesindeyken Mehmet Şerafettin Efendi'nin küçücük bir risalesini okuyan Nazım Hikmet dev bir şairdir. Ona hiç kimsenin sözü yok. Türk edebiyatının en büyüklerinden biridir. Nazım Hikmet orada Simam'la kadısı oğlu Şeyh Bedrettin adlı bir eser kaleme alıyor. Ve tabii anladığımız kadarıyla o eseri de ben incelemeye çalıştım. Bir Şerafettin Efendi'nin risalesi bir de Aşık Paşazade tarihine bu konuda erişebilmiş. Onun dışında zannediyorum biraz da menakıba bakabilmiş. Benim kaynaklarım arasında da bunlar yer alır. Menakıp da Şeyh Bedrettin torununun yazdığı bir menakıp kitabı vardır. O Bedrettin Hayatı hakkındadır. Kendi tarafından yazılan” dedi.

‘Şeyh Bedrettin’in 48 tane eseri vardır’

Şeyh Bedrettin'in 48 tane eserinin olduğunu ve bu 48 eserinden başka eserini görmediğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Erbay, “2012 yılında Ertuğrul Günay belki de Kültür Bakanlığı'nda yaptığı en önemli iş budur. Şeyh Bedrettin'in üç tane büyük eserini büyük bir ekibe çevirtti, yetkin bir ekibe. Fussilay'ın tescil ve letayif diye üç tane çok önemli eseri vardır. Onları ben alıp eve getirdim de böyle iki tane büyük torbanın içine zor sığmıştı. İnanılmaz eserlerdir onlar. Şeyh Bedretti'nin Türk tarihine fıkıh tarihine ilim tarihine bıraktığı çok önemli eserlerdir. 48 eserinden bahsettik. Bunlardan bir tanesi Türkçe. Bu da vadida tasavvufla ilgili olan. Diğerlerini Mısır'dayken yazdığı Arapça yazdığı. O zamanın yazı dili olan. O zamanın ilim dili olan Kahire'deyken yazdığı Arapça eserler. Şimdi böyle çok kısa bir bilgi verdikten sonra aslında çok uzun konuşulması gereken meseleleri de paragraf başlıkları gibi anlatmaya çalışarak kitabın niteliği konusunda bilgiler vermek isterim. Şeyh Bedrettin kitabın konusu. Öyleyse Şeyh Bedrettin kim? Şeyh Bedrettin tarih olarak 1358 yılında Birinci Murat Hüdavendigar devrinde doğmuş. Yıldırım devrinde yaşamış. Daha sonra Musa devrinde yaşamış. Süleyman da Musa'yı da hükümler sayanlar vardır. Osmanlı tarihinde 36/1 olarak görülür ama Osmanlı tarihini Türkiye'nin dışındaki perspektif kaynaklardan incelediğiniz zaman padişah sayısı 38’dir. Çünkü fetret devrinde Süleyman Çelebi'yle Musa Çelebi Edirne'de hükümdarlık yapmışlardır. Dolayısıyla Şef Bedrettin'in önemli özelliklerinden biri de Musa Çelebi'nin kaz askeri olması. Onun için bunu önemsiyorum. Ve işte Birinci Mehmet'e Kirişçi Mehmet dediğimiz birinci Mehmet dönemine denk gelmiş ve başkaldırısı da o dönemde olmuştur. Şeyh Bedrettin soy olarak Selçuklu Sultanı Alaaddin'in erkek kardeşinin oğlu Abdülaziz'in oğlu İsrail onun oğlu Şeyh Bedrettin'dir. Şeceresi kabaca budur. Yani kendisi bir Selçuklu veziridir Selçuklu prensidir aslında” şeklinde konuştu.

Keğaz, ‘Çok etkileyici bir eser’

Gerçeğin Efsanesi İnsan Bedreddin isimli kitabı okuyup çok etkilendiğini ve eski Yalova Valisi Prof. Dr. Yusuf Erbay’a söyleşi yapması için ricada bulunduğunu ifade eden Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Yalova Şube Başkanı Leyla Keğaz, “Yusuf beyin sayın valimizin daha önceden bir kitap toplantısına katılmıştım ve çok etkilenmiştim. Özellikle Bedrettin’in hikayesini daha önceden okumuştum. Ve onları o kadar özet bir şekilde kendi yorumunu katarak bir kitap haline getirmiş, bizimle de bir söyleşi yapmasını çok istedik. Özellikle gençlere böyle bir şeyi anlatması ve Yalova’daki tüm arkadaşlarımıza anlatmasını çok istedik. Derneğimizin böyle bir etkinliği olsun istedik ve valimiz Prof. Dr. Yusuf Erbay’a katılımlarından dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi. Programın ardından Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Yalova Şube Başkanı Leyla Keğaz, Yalova eski Valisi Prof. Dr. Yusuf Erbay’a çiçek takdiminde bulunarak teşekkürlerini sundu.

Editör: TE Bilişim