10 Temmuz 1921 günü, Yunanlıların karışık birliklerden kurulu bir kuvveti, (bir Piyade Taburu, 200 kadar Süvari ve iki koşulu top), öncü ve yancı düzeni alarak Orhangazi’den Yalova istikametine hareket etti. Bunun üzerine, Çengiler’de bulunan Yalova Millî Müfrezesi’ne Batı’ya hareket ederek bu kuvvetin önünü kesme görevi verildi.

11 Temmuz 1921 günü yapılan çatışmadan sonra, Yunan birliği geri dönmek zorunda kaldı. Yalova Millî Müfrezesi’nin Çengiler’deki  unsurları, Yunan Taburu’nun hareketine engel olmuştu.

Bu sırada Burhaniye Müfrezesi, kendi bölgesinde bulunuyordu.

Orhangazi bölgesinde Yalova Milli Müfrezesi unsurları ile Yunan birlikleri arasında çatışmalar sürerken, Eskişehir ile Kütahya bölgesindeki Yunan ileri harekâtı doğuya doğru gelişiyordu.

Bu günler içinde, Yalova’da ilginç bir silâh kaçırma olayı yaşandı.

Mekteb-i Bahriye ( Deniz Harp Okulu)’de sınıf subayı olan Üsteğmen Abdurrahman (Benlioğlu), Zeytinburnu’ndan henüz gelmiş olan silâhları ( 480 mavzer, 160 şnayder tabancası, 500 kasatura, 600 sandık mavzer mermisi) Anadolu’ya kaçırmak üzere, Heybeliada’dan  Yarımcalı Muharrem Kaptan’ın Selâmet adlı motoruna yükledi.

Bu arada, “ Felâh “ adlı örgütün temin ettiği – İzmit’ten Fransız askerleri için – patates nakliyatı görev kâğıdını da alarak, adadan ayrıldı. Yalova Deresi’ne geldi. Burada Karamürsel Menzil Hat Komutanı Mk. Yzb. Hakkı Bey ile temas ederek, askeri malzemeyi kendisine teslim etti.

Yükünü boşalttıktan sonra Yalova’dan ayrıldı. Karamürsel – Tavşancıl hattında Yunan gemileri tarafından kontrol edilen boş tekne, verilen emir gereğince, Hereke’ye yakın olarak rota takip etti.

Fakat bir süre sonra Karamürsel iskelesine geldi. Bu sırada, Yalova’da karaya çıkardığı cephane, kara yoluyla Yalova’dan Karamürsel’e getirilmişti. Buradaki cephaneyi tekrar yükleyerek, İzmit – Seymen iskelesine boşalttı.

Daha sonra bu silâh ve cephane, Mürettep Kolordu’nun ihtiyaçları için kullanıldı.

Yunanlılar, Yalova civarında kıyı boyunca iki gün hava keşfi yaptıktan sonra, 15 Temmuz 1921 günü, 70 kişilik bir kuvvetlerini Yalova doğusunda Millet Çiftliği (bugün Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü)  istikametinde ileri harekâta geçirdiler. Ancak, Kabaklı Köyü bölgesinde bulunan Yalova Milli Müfreze unsurları, bir taarruzla Yunanlıları geri atmayı başardılar.

Esasen bu olay önemlidir ve Yalova’nın önemini göstermektedir. Yunanlılar, önce Orhangazi’den yola çıkardıkları birliklerle Yalova’yıkontrollerine alarak Türk komutanlığının dikkatini bu yöne çekmek istemişlerdi. Bu mümkün olmayınca, bu sefer yapılan bir hava keşfinden sonra, muhtemelen Hersek – Yalova arasına birlik çıkarmışlardı.

Kabaklı Köyü’nde bulunan Milli Müfreze’de  ise yeni bir teşkilâtlanmaya gidildi.

İstanbul’dan gelen Yüzbaşı Kâzım Bey, 15 Temmuz 1921 günü,Yalova Kaymakamı Demir Bey’in yönetiminde bulunan Yalova Milli Müfrezesi’nden  teşkil edilen  Bağımsız Yalova  Bölüğü’nün başına geçti.

Doğrudan Mürettep Kolordu Komutanlığı’na bağlanan bölüğün komuta yeri de, Gacık Köyü’ne alındı.

Yunanlılar’ın 17 Temmuz’da Kütahya’ya, 19 Temmuz’da Eskişehir’e girdikleri günlerde, Mürettep Kolordu Komutanlığı’na, Kolordu’nun düşmanın İnönü mevziine yönelecek kuvvetlerinden mümkün olduğu kadar çoğunu tespite çalışması ve fakat üstün düşman taarruzları karşısında ezilmekten çekinmesi, emri verilmişti.

Mürettep Kolordu Komutanı Albay Kâzım  (Özalp ) Bey, hatıralarında şöyle anlatır:

“...Biz faaliyetimize devam ediyorduk. 19 Temmuz 1921’de, Yalova yakınlarındaki birliklerimiz çarpışma yapmadan Yalova’yı işgal etti.” 

Gerçekten de Yalova, 19 Temmuz 1921 günü,  Yalova Bağımsız Bölüğü unsurları tarafından işgal edilmiş, hatta 100’den fazla halk arabası ve 1 000 kangal tel örgü ele geçirilmişti.

Aynı günlerde, Eskişehir ve Kütahya’daki birliklerimiz Sakarya doğusuna çekilmeye başlamışlardı.

Batı Cephe Komutanlığı, geri çekilme kararını verdikten ve bu kararı uygulamaya başladıktan sonra, Genelkurmay Başkanlığı, Mürettep Kolordu’nun harekâtını 22 Temmuz 1921 saat 02 15’te verdiği bir emirle yeniden düzenledi.

Devamı Yarın