Yalova civarında da, hâlâ düzenli ordu bünyesine girmemiş müfreze bulunuyordu.

Gelişen durum üzerine, Duman Tepe ve Burhaniye Köyü  civarında bulunan  Burhaniye Müfrezesi, 15 Kasım 1921 günü, Bağımsız Yalova  Bölüğü  bünyesine girdi.

Rasim Koçal:

“...15 Kasım 1921 günü, Halit Bey bize geldi. Yalova Müstakil (Bağımsız ) Bölük Komutanı Kâzım Efendi de, geldi.              ...Halit Bey, bizim batı tarafımızdaki Gacık tepesi ile Sugören Tepesi’ni gösterdi. Kazım Efendi’ye,

- Bu iki tepeye gideceksin. Rasim Efendi, burada kalacak, dedi.

Bana da şu emri verdi:

- Yarın, buraya 19 ncu Hücum Taburu gelecek. Mangır Tepe ile Damlalıkaya Tepesi’ni ona teslim edeceksin. Sen de müfrezenle, Yalova Müstakil Bölüğü’nün 2 nci Takımını oluşturacaksın. Kocaeli’nde son milli müfreze sizdiniz. Şu andan itibaren resmi asker oldunuz, dedi. Ve atına binip gitti. “

2 gün sonra, Kocaeli Grup Komutanlığı’ndan gönderilen, Hüseyin Hüsnü Bey komutasındaki 19’uncu Hücum taburu bölgeye geldi ve Çengiler ( bugün Sugören Köyü) ile Yeniköy arasındaki bölgede,  muharebe düzeni alarak konuşlandı.

Türk Ordusu, bu ana kadar hep savunma yapmış, yeterli güce kavuşuncaya kadar, kendisinden çok üstün olan düşmanı oyalayarak zaman kazanmaya çalışmıştı. Artık, sıra kendisindeydi.

Herkes, ama herkes durumun bilincindeydi.

Ne olursa olsun, mutlaka ama mutlaka bütün güçlüklerin altından kalkılacaktı.

Türk Milleti, gelecek parlak günlerin özlemi içinde bütün varlığını ordusuna aktarıyordu.

1922 baharında, kar ve yağmur yerini ısıtan bir güneşe bırakmaya başladığında, yırtık çarıklı, yarısı asker yarısı sivil acayip kılıklı veya üniformasız Türk askeri kalmamış, birlikler gerçek bir askeri kimliğe bürünmüştü.

Ordu giderek güçlenmekteydi. Er ve subay ikmâlinde bir sıkıntı yoktu. Kuvayı Milliye devrinde yararlılık gösteren erbaşların Teğmen olarak kullanılması da Takım Komutanı ihtiyacını karşılamakta yararlı olmuştu.

Ordunun morali de her geçen gün daha iyiye gidiyordu. Çünkü asker daha iyi yiyor, daha iyi giyiniyordu.

Rasim Koçal :

“...Aylar geçiyor, muharebe olmuyordu. Yaz gelmekte idi. Grup Komutanı Halit Bey, Yalova Müstakil Bölük Komutanı Kâzım Bey’i değiştirdi, yerine İzmit’li Ali Rıza Efendi’yi getirdi.

Bölüğün komuta kademesi şöyle oluştu:

Bölük Komutanı            : İzmitli Ali Rıza Efendi,

1 nci Takım Komutanı   : İhtiyat Zabiti Kâmil Efendi,

2 nci Takım Komutanı   : Burhaniye Köyü’nden  Milis Zabiti Rasim (Koçal) Efendi,

3 ncü Takım Komutanı   : Üvezpınar Köyü’nden Başçavuş İsmail Efendi,

Bölük Emini                    : Orhangazi’li Astsubay Hüseyin Efendi.

...Aylar geçiyordu. 1922 yılı Ağustos ayı gelmişti. Askere verilen et iki misli artmıştı.

Bir gün, Cephe Komutanı, 19 ncu Hücum Tabur Komutanı Hüseyin Hüsnü Bey’e sordum,

-              Asker verilen eti yiyemiyor. Nedir bu bolluk ?

Kahkaha ile güldü,

-              Bunun oyunu yakın günlerde çıkar, dedi.”

1 Ağustos 1922’de, Batı Cephe Komutanlığı’na bağlı Kocaeli Grup Komutanlığı:

18’inci Piyade Tümen, (İki Alaylı),

Mürettep Süvari Tümeni (İki Alaylı),

Bağımsız İzmit Taburu,

19’uncu Hücum Taburu,

20’inci Hücum Taburu,

Bağımsız Yalova Bölüğü,

1 ve 2’nci Akıncı Bölükleri,

Süvari Bölüğü,

Süvari Takımı,

Muhabere Bölüğü,

Karargâh Muhafız Takımı,

14’üncü Seyyar Hastane,

6,5 tonluk Deve Kolu’ndan kuruluydu. 17’nci Piyade Tümeni, 2’nci Ordu Komutanlığı emrine verilmişti.

Devamı Yarın