GÜNAYDIN Değerli Okurlar,
Malazgirt zaferinin Türk tarihinde çok önemli bir yeri vardır.
Ancak, Türkler ’in 26 Ağustos 1071’ de kazanılan Malazgirt Zaferi’ nden sonra Anadolu’ya yoğun göçlerle gelerek yurt tutmaları konusu Müslüman Türkler’ le ilgilidir; Türkler’ in Anadolu’ ya ilk gelişleri değildir. 
Türklerin Anadolu’ya akınları ve bilhassa Doğu Anadolu ile Kafkasya’da yurt tutma çabaları, İslâmiyet’ten çok daha eski tarihlere iner.
Konuya girmeden önce kısaca Malazgirt adından söz edelim. Malazgirt, Muş iline bağlı bir ilçe merkezi… Çevrede ele geçen Urartu yazıtlarına göre, Kral Menuas döneminde ( M.Ö 810- 786) ovada sulama kanalları yapılmış. Urartular zamanında kurulduğu sanılan yerleşmenin adı eski kaynaklarda Arganias, Menazcird, Menazcerd, Mantzikiret, Manzikert, Mankert, Manazkert, Manazgird, Malaskirt, Malazgird ve Kale olarak geçiyor. Yunanlı Dr. Georgios Nakracas’ n yazdığı “ Anadolu ve Rum Göçmenlerin Kökeni” adlı kitapta Malazgirt Savaşı için Mancikert Savaşı adı kullanılıyor.
Malazgirt, tarih içinde Asurlular, Hasaniler, Urartular, İskitler, Ermeniler, Gürcüler, Medler, Persler, Romalılar, Partlar, Sasaniler,  Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Ahlatşahlar, Anadolu Selçukluları, Moğollar, İlhanlılar, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Eyyubiler, Osmanlılar, Safeviler hâkimiyetine girmiş.
Muş Valiliği web sitesinde, Malazgirt adı hakkında yazılanlar üslûp olarak aynen şöyledir: 
“Van Gölü havzasına hâkim olmuş ve buradan büyük bir alana yayılmış olan Urartuların başlarında Menuas adlı bir kral bulunuyordu. Malazgirt adının bu kralın adıyla ilgili olduğu ansiklopedi bilgilerinde mevcuttur. Bu hükümdara ait bir kitabeden anlaşıldığına göre, adı geçen kral ‘Menuahina’ (Menuas'ın şehri) isimli bir şehir kurmuş.  W.Belek'e göre Malazgirt civarında kral Menuas'a ait birçok kitabelere rastlanmış ve bunlara göre bu şehrin eski Ermenicede adı  Manavazakert - Manazkert olarak geçmektedir. Bu şekiller daha sonra Arap Kaynaklarında Manazcird olarak geçer. Ortaçağdaki Bizans kaynaklarında ise o zamanki Harkh ve Apahunileh Nahi yeri üzerinde yer alan şimdiki Malazgirt'in ismi Malazgert -Ma­Nazkert  olarak İstihkak ettiği (L) harfli şekli daha sonra ortaya çıkmıştır. Yani MANAZGİRT MALAZGERT-MALAZGİRT olarak değişmeye uğramıştır. Yerli halk dilindeki eski ismi ise muhteşem kalesinden dolayı KELE olarak söylenir ve tanınır.”
Bütün bu bilgilerden Malazgirt adının ne zaman ve kimin tarafından verildiğine dair kesin bir bilgi bulunamadığı anlaşılıyor.
Artık tarihi olayları incelemeye başlayabiliriz. Anadolu’nun Türk Yurdu oluş tarihini Prof. Dr. Abdülhaluk Çay,  4 ana grupta ya da safhada toplar. Bunlar:
“Selçuklulardan önce Anadolu’ya yapılan Türk akınları, Selçuklularla birlikte başlayan Oğuz gruplarının yurt tutmaları, Moğol istilâsı sonrasında XIII. yüzyıl ve sonrasında büyük Türk kitlelerinin Anadolu’ya gelmesi, Anadolu’da Türkleşmenin tamamlandığı XIV ve XV. yüzyıllardır.”
Şimdi, ilginizi çekeceğini zannettiğim bir konudan bahsetmek istiyorum. Bundan yaklaşık 4 bin 200 yıl önce, Anadolu’da bir Türk Krallığı bulunduğunu biliyor muydunuz?
Anadolu’da, M.Ö. 2500 – 2000 yılları arasında Hatti uygarlığı egemendi. Din, töre, mitoloji ve sanat bakımından büyük bir varlık sergileyen Hattiler’in etkileri Anadolu’da iki bin yıla yakın bir süre boyunca yaşamıştı. Nitekim Anadolu, M.Ö. 2500- 700 tarihleri arasında, bütün komşuları tarafından hep Hatti Ülkesi olarak anılmıştı.
Hatti ülkesi, küçük beyliklerden oluşmaktaydı. Anadolu’da Hatti uygarlığının hâkim olduğu döneme ait, bugün elimizde binlerce yazılı belge var. Bu belgelerin birine göre, Anadolu’da Türkler’in yaşadığı kesin olarak anlaşılmaktadır. Söz konusu belge, M.Ö. 2350 – 2150 yılları arasında Mezopotamya’da büyük bir devlet kurmuş olan Akad imparatorlarından Naram- Sin’e ait olup,  Anadolu hakkında bilgi veren ilk yazılı belgedir. Bu belgede, Kral Naram- Sin, Purattu ( günümüzdeki Fırat ) Nehri’ni geçerek Anadolu’ya girdiğini ve Hatti Kralı Pampa başkanlığında toplanan 17 Anadolu kralına karşı mücadele ettiğini belirtmekte ve kendine karşı çıkan bu kralların isimlerini vermektedir. 
“ ŞARTAMHARİ METNİ” adı verilen ve “ MÜCADELENİN KRALI” anlamına gelen bu belge,  aslında üç kopya olup, biri Mezopotamya’da Babil’de, ikincisi Mısır’da Tel el Amarna’da, üçüncüsü de Anadolu’da Hattuşaş arşivinde bulunan metindir. 
Hitit dilinde ve Hitit çivi yazısıyla yazılmış olan bu metin belli ki, Hititler zamanında (M.Ö. 1750- 1200) Akadça orijinalinden Hititçe’ ye tercüme edilmiştir. Baştan 7 satırı kırık olan metnin 15’inci satırı Türki Kralı İlsu- Nail’den söz etmektedir.  Görülüyor ki, bu metin Anadolu kökenli olmamakla beraber, Anadolu hakkında bilgi veren en eski yazılı belgedir. 
(Türkler’ in göçebe ve işgalci oldukları iddiasının, Avrupa’ nın Türkler’ i Anadolu’ dan uzaklaştırma politikasının ürünü olduğu kanaatini taşıyorum.)
(Gelecek Yazı: Turukkular ve Malazgirt’ ten Önce Anadolu’ ya Türk Akınları)
Gününüz aydınlık ve esenlik dolu olsun.
NE MUTLU TÜRK’ ÜM DİYENE!