Amerikalı misyonerlerin Osmanlı Devleti’ ndeki ilk faaliyetleri 1810 yılında Kalvinci geleneği temsil eden Puritan akımının üç kilise temsilcisi tarafından Massachussett’ de kurulan Amerikan Protestanları’ nın  misyoner örgütü olan Amerikan Boards of Comissioner for Foreign Mission (ABCFM)’ nin 1818’deki yıllık toplantısında Osmanlı Devleti’ nde misyon okullarının açılmasını kararlaştırması üzerine başladı.

ABCFM örgütünün 15 Ocak 1820 tarihinde Osmanlı Devleti’ ne gönderdiği öncü misyonerlerden Dwight ve Eli Smith, İzmir’ e geldi.

Bunlar hemen misyoner çalışmalarına başladılar; Erzurum, Kars, Tiflis, Nahcivan, Tebriz gibi bölgeleri dolaşarak Kürtler, Ermeniler ve Nesturiler hakkında 700 sayfalık bir kitap hazırladılar.

Bu kitap ABCFM tarafından bastırıldı ve bölgeye gelen tüm misyonerlerin temel başvuru kitabı oldu.

ABD’ li misyonerler, kendi anlayışlarına göre, Osmanlı coğrafyasında yaşayan insanların “sapkın” olduklarına inanmışlardı. Bu nedenle sapkınları doğru yola ulaştırmak, yani Protestanlığı kabul etmelerini sağlamak misyonerlerin en önemli amacıydı.

Ancak bu misyonerler, kısa süre sonra Müslümanların Protestanlığı kabul etmeyeceğini anladılar.

Anadolu’ nun Ortodoks Hristiyan halkı olan Rumlar ve Yahudiler üzerinde de etkili olamayacaklarını anlayınca Gregoryen Ermenilere yöneldiler.

Bu amaçla açtıkları sağlık ve eğitim kurumları ve zamanla Protestanlığı kabul eden bazı Osmanlı Ermenilerini örgütlerine alarak bunlara ekonomik olanaklar sağlamaları, Türkler ise Ermeniler arasında alışılmış düzenin bozulmasına neden oldu.

1870’ li yıllardan itibaren birbiri ardına açılan Amerikan kolejleri Osmanlı Devleti’ nin dört bir yanına dağıldı.

1873’ te Antep, 1874’ te Harput, 1886’ da Merzifon, 1887’ de İzmir, 1888’ de Tarsus kolejleri eğitime başladı.

Bunlardan başka 1870 ile 1885 yılları arasında Doğu Anadolu’ nun çeşitli yerlerinde orta dereceli 21 misyoner okulu açıldı.

1850’ de Amerikan Board’ ın birkaç yüz öğrencisi varken, 1914’ te Osmanlı Devleti’ nin kuzey kesiminde 25 000’ den fazla öğrenci misyoner okullarında eğitimini sürdürür duruma geldi.

1850’ de Osmanlı Devleti’ nde yedi kilise ve yedi okul,

1860’ da 49 kilise ve 114 okul,

1880’ de 97 kilise ve 331 okul,

1913’ te 163 kilise, 450 okul ve 9 hastane Amerikalı misyonerler tarafından idare edilir duruma gelmişti.

Tıbbi yardım ve bakım, misyoner faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası olmuştu. Osmanlı coğrafyasında faaliyette bulunan ilk misyoner hekimler Trablusşam’ dan Kafkasya’ ya kadar çeşitli yörelerde gezici hekimlik yaptılar.

Sağlık hizmetleri zaman içinde belli başlı misyon merkezlerinde açılan klinik ve hastanelerde sürdürüldü. Anadolu’ da ilk hastaneler Antep, Tarsuz, Mardin ve Van’ da kuruldu. Daha sonra İstanbul, Merzifon, Sivas, Harput ve Diyarbakır’ da birer hastane ya da klinik açtılar.

Eğitim ve sağlık kurumlarının dışında Adana, Antep ve Talas gibi yerlerde yöre halkıyla doğrudan ilişki kurabilmek amacıyla “Köy Çocukları Yurdu” adı verilen bir takım kurumlar oluşturdular. Çevre köylerden toplanan çocuklar, buralarda eğitildikten sonra köylerine gönderildiler.

ABD’ nin de desteğini alan misyonerler bu çalışmalarının sonucunda Board’ ın hesaplarına göre XX. yüzyıl başlarında Osmanlı coğrafyasında yaklaşık 50 000 kişilik bir Protestan cemaati oluşturdular.

Elbette bu yazdıklarım neler olup bittiği konusunda küçük bir ipucu vermekti. Yeri ve zamanı geldikçe misyonerlerin ve onların destekçilerinin neler yaptığını görmeye devam edeceğiz.

Gelecek yazı: Osmanlı Devleti’ ndeki Misyonerler ve Ermeniler