Polikliniğin o bunaltıcı kalabalığında ilaç mümessili arkadaşım kapı aralığından bakıp el sallamaktaydı. O saatte bekleyen hastalardan dolayı görüşmemizin mümkün olmadığını izah edip muayenehaneme gelmesini rica etmiştim. Hastanedeki işlerimi bitirip arabamla yola koyuluyorum ve dere boyundaki rutin park etme yerime ulaşıyorum. Yer bulmak ne mümkün! O cadde senin, bu cadde benim derken zar zor bir yer bulabiliyorum. Neden mi? Bazı esnaf belediyeye ait, yani 'kamu mülkiyetinde olan' senim benim sayılması gereken alana devasa levha asmış. Üzerinde ne mi yazıyor? Söyleyeyim: 'Buraya park yapmak yasaktır!'

            Dönüp levhayı bir daha okuyorum.Evet görme kusurum yok. Aynı ifadeler...Bir türlü anlamıyorum ne denilmek istendiğini!

            Mecburi hizmetimi belediye hekimi olarak yaptığımdan dolayı belediye yasalarına az çok aşinayımdır. Bildiğim kadarı ile park yapılmasına Park ve Bahçeler Müdürlüğü karar verir. Hem orası 5 metrekarelik bir yer. Öyle bir yere park yapmak, ağaç dikmek mümkün mü? Havuzu nereye konduracaksın?

            İki hata birden... Hem kamuya açık olması gereken bir alanı mülkiyetine geçiriyorsun, hem de Türkçe'yi mağdur ediyorsun. Galiba şunu demek istiyordu: 'LÜTFEN BURAYA PARK ETMEYİNİZ!' Ama levhada 'PARK YAPILMAZ!' diyor.

            Neyse güçbela muayenehaneme ulaşıyorum. Mümessil arkadaşlarla göz göze geliyoruz. 'Hocam ağaç olduk beklemekten' deyip gülüyorlar. O cevabı veriyorum: 'Arabamı park yapmak için sokakları arşınladım!' Bu ifademden bir şey anlamadıkları belli...  'Park yapmak' dediğimde bir şey anlamadınız değil mi?' diyorum, gülüyorlar.

            'Öyle yazıyordu' diyorum. 'Park yapılmaz' diyordu. Ben de bu terimi o levhadan öğrendim!'

            O arada lafı Deniz otobüslerine getiriyorum. 'Haberleri izlediyseniz arabalı vapurun kaza yaptığından bahsediyordu!'

            'Ne var bunda' der gibi bakıyorlar. 'Araba vapuru yerine arabalı vapur diyor haberlerde. O zaman yolcu vapuruna da yolculu vapur dememiz gerekmez mi?' diye açıklık getiriyorum.

            Televizyonda haberleri izlerken rutin olduğu üzere bir alt yazı geçiyor: 'İLK YARDIM EDEN ÜLKE TÜRKİYE OLDU!'

            Bir türlü anlayamamıştım. Suriye'deki deprem vesilesiyle verilen bir haber bu.. Ne demekti acaba? Sonradan anladım ki cümle yanlış kurulmuş. Doğrusu şu olmalıydı:'Yardım eden ilk ülke Türkiye oldu.'

            Yine bir çarpık haber:'Alkollü araç kullanan sürücü zincirli kazaya sebep oldu!'

            Hoppala! Cehaletime verin.. Benzinle , mazotla ve elektrikle çalışan araba biliyorum da alkolle çalışan arabayı ilk defa duyuyorum. Çünkü 'alkollü araç' diyor.. 'Alkollü sürücü' demiyor. Anlaşıldı:Bu araba alkolik ve sarhoş!

            Doğrusu şu olmalıydı: 'Alkollü iken araç kullanan sürücü zincirleme kazaya sebep oldu!'

            Vah ki vah! Yazık oluyor Güzel Türkçe'mize...