İkinci Kıbrıs Barış Harekâtını takiben, o zamanlar görevim gereği, bir süre Kuzey Kıbrıs’ ta, Aya İrini ormanında, Maronit( Maruni Kilisesi’ ne üye Hristiyan Katolik Arap) köyü Kormacit’ in güneyinde, Yorgoz ile Akdeniz Köyü arasındaki İngiliz Ormancı Kampı’ nda kalmıştım. (Yeni adlarını bilmiyorum.)

Bölgeyi kontrol sırasında orman içi yolların düzenli ve bakımlı hali,  belirli yerlerde yol kenarlarında belli aralıklarla yapılmış hidrantlar( su vanaları) dikkatimi çekmişti.

Malûm, hidrantlar muhtemel yangın anında yerinde ve çabuk müdahale edilebilmesi için yangın söndürme ekiplerine su kaynağı sağlar.

Çıkan yangını kontrol altında tutmak, alevlerin bir bölgeden bir başka bölgeye atlamasını önlemek için yapılmış orman içi yollar, orman yangını ile mücadele etmek için hazırlanmış ölçekli krokilerde parsel parselayrıntılı gösterilmişti.

Daha da önemlisi krokilerde, bölge bölge ağaç cinsleri de belliydi.

Düşündükçe ormanlık alanlarda hidrantların yani su vanalarının varlığının önemini daha iyi anlıyorum. Yangın ile mücadele için gelen arozöz, yangınla mücadele ettikten sonra yeniden dolum için bölgeyi terk etmiyordu.O su kıtlığında, düşünülmüş ve bir çözüm bulunmuş.Orman Kampı’ nın içinde bir artezyenden çıkan su, yerden yaklaşık 25- 30 metre yükseklikte bir depoda toplanıyor, oradan hidrofor ile borulara yönlendiriliyordu.

Yalova’ nın Samanlı Dağları ormanlık bir bitki örtüsüne sahip.Ege ve Akdeniz bölgesindeki orman yangınlarını düşününce, aklıma bizim ormanlarımız için alınan önlemler aklıma geldi.

Şu ana kadar Kim Ne Yaptı, Ne Yapıyor, Ne Yapacak?Konu hakkında hiçbir bilgim yok.

Eskiden orman gözetleme kuleleri, orman korucuları, orman yangınları ile mücadele ekipleri vardı.Şimdi de var mı?

Belirli bölgelerde ne yapılacağına dair, belirli faraziyelerden yola çıkılarak hazırlanmış “Orman Yangını İle Mücadele Plânı” var mı?

Tekrarlıyorum.

Yönetim, beşerî ve maddî kaynakların gayeyi en iyi gerçekleştirecek şekilde kullanılması bilim ve sanatıdır.

Plân, işin en az zaman ve en az para sarfı ile en iyi şekilde yapılması için en iyi hareket tarzının seçilmesidir.

Plân faraziyelere dayanır; uzun, orta ve kısa vadeli olur.

Görev belirlendikten sonra meseleye tesir eden tüm faktörler toplanır, muhtelif hal tarzları oluşturulur, en iyi hal tarzı seçilir, buna göre görevler ve görevliler belirlenir.

Aklıma gelen küçük bir örnek, insansız hava aracı dronlar ile ormanlık bölgelerimiz devamlı gözetim altında tutuluyor mu?

Belediyenin kent içi yangınlar ile mücadele için arozözü var da, Orman Müdürlüğü’ nün orman yangınlarıyla mücadelede arazi şartlarına uygun arozözü var mı? Belediyenin arozözü şehir içindir, kanaatimce ormanlık arazi şartlarına uygun değildir.

Malûm, T.C. Anayasası’ nın 169 ve 170’ inci maddelerine göre, ormanların ve orman köylüsünün korunması, ormanların gözetilmesi, ormanlara zarar verebilecek her türlü eyleme müsaade edilmemesi görevi devletindir.

Ormanların korunması ve yangınlarla mücadelede birinci derece sorumlu Orman Genel Müdürlüğü yani devlettir. Elbette belediyeler, kurum, kuruluş ve vatandaşlar da devlete yardımcı olacaklardır.

Orman Yasası 69’ uncu maddesine göre, “Orman idaresi, orman yangınlarını önlemek ve söndürmek maksadıyla her türlü hizmeti yapar veya yaptırır” deniliyor.

Maddede ayrıca Orman Genel Müdürlüğü (OGM), yangınla mücadele faydalanılan gönüllülerin yangına ulaşımı ile yangın söndürmeye yarayacak aletleri ve giyeceklerinin ise Orman İdaresi tarafından karşılanacağına dikkat çekiliyor.

Konu güncel ya, aklıma takılanları paylaşmak istedim.