Çandır, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, Anayasası'nın 2. Maddesi açık ve nettir. Anayasamız der ki; Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir. Peki, sosyal devlet nedir? Kitap diyor ki; sosyal devlet, ekonomik ve sosyal yönden, yurttaşlarının tümüyle ilgilenen, onların yaşam düzeyi, sosyal güvenliği vb. gibi konularda gerekli önlemi alan devlettir. Başka bir ifadeyle toplumsal refahı sağlayan devlettir. Dikkat ederseniz sosyal devlet ifadesi, Anayasa'mızda, hukuk kelimesi ile birlikte anılmıştır. Yani ortada bir paylaşım var ise, bu paylaşım adaletli bir paylaşım olmalıdır.

Peki, pandemi süreci boyunca,

9 aydır kontak açmayan servisçiye,

9 aydır kantini kapalı kantinciye,

Müzik aletini satışa çıkaran müzisyene,

Ocağı kapalı kahvehaneciye,

Lokantası bitik esnafa,

HES Kodu kıskacındaki pazarcıya, adaletli paylaşım sağlayabiliyor muyuz?

Neyse ki;

''HES Köşe'' olmuş Zincir AVM'ler,

5 yıldızlı kayak merkezleri,

Asfalt ve inşaat baronları, refahtan paylarını alıyor, hatta ciğerlerine kadar çekiyor. Peki, SOS veren, sadece Sosyal Devlet anlayışımız mı? SOS veren insanlık, SOS veren inançlarımız, SOS veren, çatırdayan toplumumuz. Komşusu açken, kendisi tok yatan bizden değildir diyor efendimiz (s.a.s). Tarih, kim bizden, kim bizden değil, elbet notunu alıyor. Saygı ve hürmetle” dedi.

Editör: TE Bilişim