İnce, “10 yılını tamamlayan AKP iktidarında eğitim hemen her yıl reform adında yıkımlarla bitirildi. Gelinen noktada öyleki artık hepimiz, çocuklarımızı Milli Eğitim Bakanlığından nasıl koruyacağımızı düşünüyoruz. Bütün bu yıkım faaliyetlerinde çocuklarımızın yanında en çok mağdur edilen öğretmenler ise mesleki yaşamlarının en sorunlu dönemlerini yaşamaktadırlar.

Kalabalık sınıflarda, ilkokul için henüz okul olgunluğuna ulaşmamış çocukları, eğitim öğretim ortamına hazırlamak gibi büyük bir görevi üstlenmiş olan sınıf öğretmenleri, ne yapacaklarını bilemez hale getirilmiştir. Birinci sınıflarda değiştirilen müfredatlarla anaokulu eğitimi verecek olan sınıf öğretmenleri, Bakan Dinçer’e “Anaokulunda çocukların oyun oynamasını beğenmedin mi” diye soruyorlar.

Veliler ve kamuoyu ikili eğitim yapan okullarımızda teneffüsleri 5 dakikaya indiren yöneticilerden haklı olarak “zeka” raporu istiyorlar. İlkokulu dört yıla indirip ancak okullara 5. Sınıf kitabı gönderen, okuma yazma bilmeyen birinci sınıf öğrencilerine yazılı mesaj gönderen Başbakan ve Bakana veliler, aldığınız hangi raporla böyle bir uygulama yapıyorsunuz diye soruyorlar?” dedi.

Taşımalı eğitim muamması
İnce, taşımalı eğitim yapılan yerlerde yaşanması beklenen sorunlarla ilgili olarak velilerin, “Dersi biten yüzlerce öğrenci, dersi olan onlarca öğrenciyi bekleyecek mi?”, “Bekleyecekse hangi ortamda bekleyecek, Beklemeyecekse dersi olan 5. Ve 9. Sınıf öğrencileri ne olacak?”, “Taşımalı eğitiminin yapıldığı okullarda, diğer öğretmenler ile aynı servisi kullanan 5. Ve 9. Sınıflarda dersi olan öğretmenler ne yapacak?”, “Ders saati artırıldığı için gece karanlığına kalacak 5. ve 9. Sınıf öğrencilerinin karanlık köy yollarında uğrayacakları sıkıntıları kim göğüsleyecek” diye sorduklarını kaydetti.

“Atanamayan öğretmenler, neden ücretli öğretmen görevlendirildiğini soruyor”
İnce, “Eğitim Sendikalarının başkanları, kanal kanal gezip yalan yanlış bilgilerle karşısındaki spikeri ikna eden Milli Eğitim Bakanının neden kendileriyle tartışıp halkı aydınlatmadığını, o derin bilgisini kendileriyle paylaşmadığını  merak ediyorlar. Elbette bu ve buna benzer soru ve konular, Milli Eğitim Bakanının ve Başbakanın ilgi alanına girmez. Onların derdi başkadır.

Onlar için eğitim, bir hesaplaşma alanıdır, kindar nesil için cansuyu vermektir. Bu öğretim yılıyla değiştirilen kanun ve yönetmeliklerle bu ülkenin kurucu felsefesini, liderini yok etmeyi görev haline getiren hükümet, yeni öğretim yılında “kindar nesil” uygulaması fiilen başlamış oluyor. Bizim için temel görev, bu uygulamayı durdurmak, çocuklarımızı akıl dışı uygulamadan korumak olmaktadır. Böylesine sorunlu bir süreçte iyi niyetle görevine sarılan öğretmenlerimizin, okul yöneticilerinin ve çocuklarımızın yeni iyi eğitim yılını kutluyorum. Dileğim, bu sürecin bir şekilde onların istediği biçimde sonlandırılmasıdır” dedi.

Editör: TE Bilişim