Çandır, “Vatandaşın sırtına binen yükü devlet hafifletmeli” dedi. Eskilerin çok güzel bir sözü var. ''İşten artmaz, dişten artar" derler. Çok değerli bir atasözümüz. Tasarrufa, birikim yapmaya, israf etmemeye işaret eder. Tasarruf her işin başıdır besmeleyle birlikte ifadelerini kullanan Gelecek Partisi Yalova İl Başkanı Kürşat Emre Çandır, “Haberturk Kanalı'nda açık oturum izliyorum. Gazeteci Cem Küçük, ısrarla soruyor muhalif isimlere. Kabul ediyorum, mutfakta yangın var, ekonomi zorda. Ama siz iktidara gelirseniz ne yapacaksınız? Hepimiz ev ekonomisi işletmeciliği yapıyoruz. Kazançlarımız doğrultusunda, ayağımızı yorganımıza göre uzatmaya gayret ediyoruz. Sabit gelirli vatandaşımızın matematiği daha kolay. En azından gelir - gider tablosunun teşekkülü daha kolay. Esnaf kesiminin, gelir gideri sabit olmayan vatandaşlarımızın durumu daha zor. Ne gelen belli, ne giden. Sağlıktan tasarruf olmaz. Elektrik, su, ısınma gideri, gıda, temizlik, eğitim gibi kalemlerden kaçmak imkansız. Tasarruf edecekseniz, kozmetikten, giyim kuşamdan, tatil harcamalarından tasarruf edersiniz. Evde durum böyledir. Pekiyi, ülkede durum nasıl? Devletin vatandaşına verdiği hizmetlerden sağlık, ilaç, eğitim, savunma sanayii, gibi kalemlerden tasarruf olmaz. Vatandaş, eğitim hizmetini, sağlık hizmetini, emniyet hizmetini devletinden bekler. Buradan kaçamazsınız. Ancak, devlet de tasarruf etmeli. Nasıl ki vatandaşımız, yukarıda ifade ettiğimiz giyim, kozmetik, tatil harcamalarından tasarruf ediyor, devletin de tasarruf kalemi vardır. Hükümetin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na ayırdığı 2022 yılı bütçesi tam 71 milyar TL. Köprü, yol, asfalt vs. gibi harcamalar, ekonomik krizle boğuşan bir ülke için inanılmaz. Bu sene yol yapmasak, sadece bozulanı tamir etsek olmaz mı? Her ile stadyum yaparak müsrif bir tüccar gibi parayı betona gömmesek olmaz mı? Amatör Kümeye düşen Orduspor maçlarını oynasın diye, 2020 rakamlarıyla 200 milyon lirayı aşan bir maliyetle, 20 bin kişilik stadyum yapıldı. Ne gariptir ki;  Orduspor maçlarını ortalama 300 kişiye oynuyor. Maliyetleri halen tartışılan Osmangazi, Yavuz Selim, 15 Temmuz Köprülerinde de durum farksız. 1970'lerde, zamanın şartlarıyla yapılan Boğaziçi, 1989'da, ihtilalden birkaç sene sonra yapılan FSM Köprüleri ortada. Mesele köprü yapmak değil. Rahmetli Demirel de, Özal da zamanın şartlarıyla köprü yaptı. Ama o köprüler hiçbir zaman vatandaşın kullanımına uzak olmadı. Şehir Hastaneleri de ayrı bir olay.. Dijital aksamı tamamen dışa bağımlı, köprü, stadyum yatırımları gibi ağırlıklı olarak betonarme kısmı yerli yapılar olarak karşımıza çıkıyor. Mr cihazı Toshiba'dan, diyaliz ünitesi Alman Fresenius'tan, Laboratuvar kitleri, ilacı, ameliyathane aksâmına kadar ithal kalemlerin olduğu bir yapıya yerli ve milli diyebilmek çok zor. Keşke Gebze Silikon Vadisi gibi teknoloji üreten lokasyonlarımızda daha verimli işlere imza alabilseydik. Devlet tasarruf edecek son tahlilde. Tüm bakanlıklar, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda toplanarak başlanabilir tasarrufa. Her biri ayrı noktalarda, her biri ayrı israf yuvası bakanlıklar, tek noktada buluşarak, elektrik, ısınma, aydınlatma personel, ulaştırma giderleri minimize edilebilir. Mantıksız, işlevsiz, gereksiz stadyum, yol, köprü, hastane gibi yatırımlar kısıtlanmalı, kiralık makam araçları derhal envanterden düşünmeli. Artık vatandaşımızın tasarruf yapacak hali kalmadı. Tasarrufu bizzat Devlet Kurumları yapmalı” dedi.

Editör: TE Bilişim