Mimar Ayşenur Peltek, Mimar Sinan’ın birçok şehirdeki eşsiz eserlerini gördükçe büyük ustanın değerinin bir kez daha gözler önüne serildiğini belirterek, “ Gözümüz uzakları arayacağına tıklım tıklım dolu tarihimize eserlerimize değerlerimize öncelik vermeliyiz aslında” dedi.

Mimar Ayşenur Peltek, ‘Mimar Sinan’ı Anma Günü’ dolayısıyla yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi : ”Sene 2005... Her üç yılda bir yapılan UIA Kongreleri İstanbul'un ev sahipliğinde yapıldı ve fırsatı değerlendirerek katıldık. Dünyanın dört bir yanından gelen mimarların katıldığı önemli bir toplantı. Dergilerden tanıdığımız, internette yaptıkları binaları çalışmaları deliler gibi takip ettiğimiz, özendiğimiz tüm mimarlar yanı başımızda. Elimizde program broşürleri hangi konferansa katılsak hangi mimarı tasarımcıyı dinlesek hangisine bir adım daha yaklaşsak diye çabalıyoruz. Birini seçsek diğerini göremeyiz dinleyemeyiz diye tasalanıyoruz. Konferanslar harika konuşmacılar harika, çok mutluyuz...

Sadece konferanslar değil tabi İstanbul gibi eşsiz tarihe sahip bir yer ev sahibiyken misafirlere de mümkün olduğunca fazla mekan göstermek amacıyla farklı yerlerde sergiler kokteyller düzenlenmiş. Otobüsler kalkıyor ve sergilere gidiyoruz. Tabi ki o hayran olduğumuz mimarlardan biri ya da ikisi de rehber öğrenciler eşliğinde bizimle yolculuk yapıyor. Gözlerinin içine bakıyoruz. Bir şey sorabilir miyiz biraz sohbet edebilir miyiz diye yakın koltuklardan kendimize yer edinmeye çalışıyoruz.

Yolculuk başlıyor ve yol boyunca bizim sorularımız yerine onların soruları ve meraklı bakışları arasında şaşkınlıkla etraftaki yapılara bakıyoruz. "Bunu Sinan mı yaptı?" "Peki ya bunu?" "Sakın atlamayın hepsini söyleyin lütfen" Artık bizim de gözümüz yollarda ve bilip bilmediğimiz her çeşmeye camiye tarihi yapıya bakıp "Acaba bunu da mı Sinan yaptı" diye biz de kendimize soruyoruz. Daha biz bilmiyoruz yanı başımızdakini. İyi ki rehber öğrenciler eğitilmiş diyorum, sağ olsunlar her soruya cevap veriyorlar yanından geçtiğimiz her tarihi yapı hakkında bir kaç cümle de olsa bilgi veriyorlar. Kendi adıma utanıyorum Ecdat neler yapmış da ben bilmiyorum. Gözünün içine baktığımız mimar bizim gözümüzün içine bakıyor Mimar Sinan hakkında bir şeyler anlatalım diye.

Bizi Edirne'ye götürüp tarihe doyuran hocama çok teşekkür ediyorum. Edirne Selimiye Camii'nin meşhur üçlü sarmal minarelerine çıktık, Sinan'dan camide bir lale motifi olmasını isteyerek arsasını satan arsa sahibin hikayesini dinleyip Mimar Sinan'ın ters yaptırdığı lale motifini gördük. Külliyelerini ve diğer camilerini gezdik. O zaman biraz daha iyi hissettim kendimi. Bir nebze de olsa görevimi yerine getiriyorum diye düşündüm”
Editör: TE Bilişim