Profesör o gün sınıfa elinde dolu bir bardak tutarak girdi. Dersini renklendirmek için ara sıra böyle ilginç araçlara ve deneylere başvururdu.

Herkesin görebileceği şekilde bardağı tuttu ve ağırlığının ne kadar olduğunu sordu. Çeşitli yanıtlar geldi: 50 gr, 100 gr, 125 gr gibi. Kuşkusuz tartılmadan kesin rakam bilinemezdi. Ama esas soru şu idi; Bardağı birkaç dakika böyle tutsa hiçbir şey olmazdı. Ama bir saat boyunca tutsaydı? Gelen yanıtlar aynıydı, hocanın kolu ağrımaya başlardı.

Bir gün boyunca tutarsa? Kolu iyice ağrırdı. Kimisi kas spazmı gibi sorunlar yaşayacağını, kimisi hastaneye gitmek zorunda kalacağını söyledi. Çeşitli yorumlar yapıp gülüştüler.

Sorular bitmiyordu. Şimdiki ise daha ilginçti: Bütün bunlar olurken bardağın ağırlığında bir değişme olmuş muydu? Düşünmeden herkes “hayır” dedi.

Öyleyse kolu ağrımasına, kas spazmı geçirmesine neden olan neydi? Bundan kurtulmak için yapılması gereken neydi?

Öğrencilerden biri; Bardağı bırakın düşsün, ağrıdan kurtulun dedi. Hocanın aradığı yanıt bu idi. “Kesinlikle” dedi.

İnsan yaşadığı sürece çeşitli zorluklarla karşılaşır, onlarla savaşır. Önüne çözülmesi gereken problemler çıkar. Bunlar profesörün elindeki bardak gibi insanın kafasında bir yük oluşturur. Bir süre olağan karşılayıp çözüm yolları arar, fazla bir ağırlık hissetmez. İşin içinden çıkamaz, uzun süre aynı şeyi düşünürse, başı ağrımaya başlar. Daha da fazla sürerse insan tükenir ve hiçbir şey yapamaz hale gelir.

Kuşkusuz problemler düşünülecek, çözüm yolları aranacak, fakat her günün sonunda uyumadan önce onlar baştaki örnek bardak gibi yere bırakılmalıdır. Böylece strese girilmez, her sabah taze bir beyin ve zinde bir vücut ile uyanılır, yola devam edilir.

Öyle olaylar yaşanır ki sonunda kalplerde acılar bırakır. Bir süre buna katlanılır. Ama aylar, yıllar boyu ilk günkü gibi devam ederse ruh sağlığı bozulur. Kuşkusuz bu tür ağırlıklar bardak gibi bir anda kaldırılıp atılamaz. Ama günden güne daha az düşünerek, unutma yoluna gidilebilir.

Unutmak yerinde kullanılırsa insana yarar sağlayan bir alışkanlıktır. Kin tutmama gibi. Düşünce farklılıklarından doğan tartışmalar, yanlış anlaşılmanın neden olduğu küçük çaplı kavgalar, kişiler arasında sıkça rastlanan problemdir. Olayı o anda çözmek en iyisi ise de çözülemiyorsa uzatmamak ve yaşananları, söylenenleri orada bırakmak yani unutmak her iki taraf için de en uygar davranıştır.

Unutmanın bir başka türü de hoş görüdür. Stressiz, sakin bir yaşam için bu ikisini ölçülü kullanmak, kolay bir mutluluk reçetesidir.