İlimiz her zaman ülkemizin bir örneği olmuştur siyasette ve özellikle seçimlerde. Tabi ki küçük bir şehir olmamızdan dolayı büyük kavgalar çok fazla yaşanmıyor da olsa geçmişte, son bir iki senedir bu gelenek de maalesef bozulmuş durumda. Seçim sonuçları da bildiğimiz üzere hep büyük bir benzerlikle seyretmiştir ülke geneline…

Şimdi bu durumu biraz detaylandıralım…

Büyüklerimizden duyduğumuz kadarı ile ihtilal zamanları, öncesi ve hatta en hareketli dönemleri bile seyrederken Yalova’da hala aynı kahvelerde sağcısı, solcusu birlikte oturur, daha medeni şekillerde konuşur ve tartışırmış. Elbette olaylar olmuştur lakin ülke geneline göre çok daha az şekilde…

Günümüze de geldiğimizde son birkaç senedeki bazı münferit olayları (az sonra detaylandıracağım) saymazsak, ülkedeki tüm hareketliliğe karşın Yalova yine sakin bir seyir izleyerek geçirir günlerini.

Bence bunun iki temel sebebi var; birincisi küçük bir şehir olmamız ve herkesin herkesi tanıması ve bir şekilde selamı, arkadaşlığı, dostluğu, ticareti olması… İkincisi de, eğitim düzeyi yüksek, çağdaş ve sakin bir il olmamız. Bunu destekleyen şeyler tabi ki; Mustafa Kemal Atatürk’ün buraya verdiği büyük önem ve değer, Araştırma Enstitüsü, Amerikalıların zamanında burada kurduğu ilişkiler, tarihten bugüne sürekli yabancı turist çekmemiz vb. diyebiliriz.

Bu güzel ve sakin siyasi ortam son zamanlarda nasıl bozuldu ve Yalova bu durumu sindirdi mi peki?

Son dönemde yaşanan bazı olaylardan ziyade bu olayların oluş şekline ve bu olaylara verilen tepkilere baktığımızda durumu daha iyi anlayacağız…

Sürekli konuşulan OSB meseleleri, Araştırma bahçesinin içerisinden parça parça alınıp yapılan farklı yapılar, Arboretum arazisine yapılan oteller, konutlar, okullar, belediyelerdeki üzeri kapatılan yolsuzluklar, yine belediyelerdeki mahkemeye taşınan olaylar, Termal’in durumu, Çınarcığın yolları, Altınova’nın altınları, Yalovaspor’un yalnızlığı, çöplüğümüz, barajımız, suyumuz vb… say say bitmeyen gündemlerimiz…

Bu konular öyle ya da böyle vuku buldu, peki ama bunlarla siyasetin alakası ne?

İlginç bir şekilde, genel konjonktürdeki kötü rüzgardan etkilenmeyen şehrimiz, bu rüzgara kapılıverdi son yıllarda. Bunun sonucunda kutuplaşan bir şehir, siyasileşen bir şehir, neye nasıl tepki vereceğine, mevcut siyasilerin konuşmalarına göre karar veren bir şehir, nemalandığı tarafın yanı başına sokulan bir medya, her iki lafından biri siyaset olan bir esnaf, şucu, bucu diye insan ayıran bir halk, tanıştığına sen kimdensin diyen bir Yalova meydana geldi…

Bunun en büyük sorumlusu elbette siyasi partilerin başında bulunan insanlardır.

Birkaç somut örnek vermek gerekirse;

Yalova Belediyesi’nde meydana gelen bir olay oldu ve bir şekilde mahkemeye taşındı, Belediye Başkanı görevden tedbiren uzaklaştırıldı ve yerine belediye meclisinden bir vekil seçildi. Sonra da olay nedir, ne zaman olmuş, kimler suçlu, kimler suçsuz diye adaleti beklemeye başladık…

Fakat bu süreçte dikkatimizi çeken ve aslında Yalova’nın hiç alışık olmadığı bir durum meydana geldi…

Bazı karşıt fikirli ve siyaseten makam sahibi kişiler, adalet karar vermemişken, kendileri yargıya varmışçasına bazı kişileri ve başkanı sosyal medya ve bazı yeni düzen medya kuruluşlarında, yargıladı ve infaz etti. Bununla yetinmedi, tüm belediye faaliyetlerini itibarsızlaştırarak, alışık olmadığımız ve hakarete varan bir üslup ile yerden yere vurmaya ve halk üzerinde ciddi ve kötü bir algı oluşturmaya başladı. Birçok yeni düzen insanı, buradan güç alarak, karşıt fikirli olanlara ağır üsluplarla saldırmaya başladı. Bu ilginç ve Yalova için yeni düzen olan durum kısa vadede vücut buldu ve halk kutuplaştı, siyasiler kutuplaştı, esnaf kutuplaştı, basın kutuplaştı…

Tabi bu belediye örneği sadece bir tanesi olanların, tüm konuyu belediye, AK Parti, CHP kavgası gibi görmeyelim. Her konuya detay verirsek sayfalar yetmeyeceği için girmiyorum ama diğerlerini tek bir cümle ile özetleyeyim;

Yalova tarihinde beki de ilk kez; halk ile Yalovalı ile Ankara’yı ters düşüren durumlar oluşturuldu. Hâlbuki güzellikle yapılabilecek bir sürü şey varken, güzel ve doğru iletişim varken, mevcut yöneticiler keskin ve sert bir dil, yukarıdan konuşan bir üslup ve halktan gizli kararlar ile hareket etmeyi tercih ettiler…

Peki bugün durum ne?

Yalova buna alıştı mı?

Yalova için yeni düzen, kirli ve sert, kutuplaşmış siyaset kader mi?

Yalovalı bunu sindirdi mi?

Aslında bunu cevabı Yalova çoktan verdi. Yalova alışık olduğu, temiz, kardeşçe yaşantısına, kendi kararlarını kendi veren bir il olma konusundaki ısrarına geri dönüşünün sinyallerini çoktan vermeye başladı… Bunda elbette kentin dinamikleri yanında siyasete yeni üsluplar getiren kişilerin de payı büyük…

Örneklerle bakalım;

Yalova Platformu’nu hemen hepimiz biliriz, daha önce yaptıkları takdire şayan birçok şey var şehrimizin geleceği için. Geçtiğimiz günlerde de yine bazı malum durumlar için imza ve destek toplarken bu bağımsız platform; umulmadık bir şey yaşandı; Yalovalı her zamankinden daha büyük bir destek verdi platforma, birçok siyasi parti her zamankinden daha fazla destek verdi, birçok STK her zamankinden daha cesur destek verdi.

Artık şehirde her ne olursa olsun, sesimizi artık çıkartıyoruz diyen halk daha fazla konuşmaya başladı.

Siyasete yeni giren unsurlar demiştik, buna da örnek verelim; (Atladığım ya da unuttuğum ve ya gözümden kaçan olursa, affola, lütfen hatırlatınız.)

MHP Yalova İl Başkanı Namık Öz; her ne kadar hükümet ile ittifakta bir parti olsalar da, her fırsatta inisiyatifini, Ankara’ya göre değil, Yalova’ya göre kullanacağını birçok beyanatında gösterdi. Birleştirici ve toplayıcı bir dil kullanarak, kavgacı siyasetten uzak olduğunu gösterdi.

CHP Yalova İl Başkanı Mehmet Gürel; konulara bilimsel ve akılcı bakmanın, kavga etmektense doğrunun ve bilimin ışığında tartışmanın önemli olduğunu bize yeniden hatırlatmış oldu.

Gelecek Partisi Yalova İl Başkanı Emre Çandır; siyaset yapanların illa belirli zümrelere ait kişiler olması gerekmediğini ve ekip çalışması ile seçim öncesi de projeler yapılabileceğini, kullandığı sevgi dilini de asla terk etmeyerek bize gösterdi.

İYİ Parti Yalova İl Başkanı Erol Tatar; Yalova mevzubahis olduğu zaman, sağ, sol, o parti, bu parti olmadan her şeyi sorabileceğimizi, sorgulayabileceğimizi, korkmadan ve doğru ve güzel üsluplarla olayların üzerine gidebileceğimizi bize hatırlattı.

DP Yalova İl Başkanı Ahmet Özsümer; Yalova için gerektiğinde bir tarihçi, gerektiğinde bir gazeteci gibi siyasi partilerin de çalışabileceğini, halkın istediği, özlediği Yalova’yı geri getirmek için birlik olunabileceğini bize gösterdi.

DEVA Partisi Yalova İl Başkanı Mehmet Demirhan; siyasetteki tüm olumsuzluklara, tüm kavgaya, tüm yozlaşmaya inat doğan bir güneş gibi girdi yeniden Yalova siyasetine ve bize bağırmadan, kızmadan, sinirlenmeden, ortak akıl ile proje üreterek, şehrin akillerine danışarak karar alarak hareket edilebileceğini yeniden hatırlattı.

AK Parti Yalova İl Başkanı Muğlim Bağatar; henüz çok taze bir kongreden tek aday olarak yeniden seçildi, eskiye nazaran oldukça boş bir salonda, çok eleştirilen bir liste ile eskiye dönüş hamlelerini kullanarak yeniden çıktı kamuoyu karşısına… Bu süreçte en çok yara alan, en çok güç kaybeden şüphesiz ki Bağatar’ın AK Partisi oldu. Kendisi ile bizzat benim de yaptığım söyleşi ve röportajlarda aslında oldukça samimi ve Yalova’yı seven bir başkan olduğunu görmüş olsak da, onu en çok yıpratan şey şüphesiz ki; üst satırlarda da belirttiğimiz genel merkez politikalarının Yalova dinamiklerine uymuyor olması oldu…

Şunu hiç unutmayalım; Yalova yüz ölçümü bakımından ülkenin en küçük ili olmakla beraber, en duygusal, en hassas, en sevgi dolu ilidir. Yalova bir an kendini kaybedip, kavgaya tutuşsa bile kısa bir süre sonra kavga eden kardeşler gibi birbirine sarılacak bir şehirdir. Zor zamanda o partili bu partili demeden birbirinin yaralarını saracak bir ildir. O yüzden burada politika üretecekler, muhakkak bu şehrin dinamikleri ile yapmalı bunu.

Aksi takdirde, tarihten silinir, giderler. Bugün şehrin verdiği tepki ortada. Şehir eski ve köklerinde olan dinamiklerine geri dönüyor. Yalova sevgi diline geri dönüyor. Yalova özlediği huzura geri dönüyor.

Yani Yalova Siyasetendeki Yeni Dönem; aslında kendi benliğinde zaten var olan sevgi, huzur ve barışçıl dönemdir. Siyasi partisi ile basını ile esnafı ile STK’sı ile kadını, erkeği, çocuğu, genci, yaşlısı ile Yalova’ya tayin olan bürokratı ile memuru ile koskoca bir sevgi ve huzur şehridir Yalova…

Yeni döneme geçtiğimizin farkında olmayanlar için de güzel bir “GÜNAYDIN” diyelim. Haydi, siz de gelin bu tarafa, Yalova’mız hepimizin…