Aslında yazının başlığı tam oturmadı. Her biri Yalova’nın geçmişinde izler bırakan belediye başkanlarımızın dönemlerinde çevreyle ilgili yaptıkları çalışmaları anlatmaya çalışıyorum. Bizzat şahit olduğum olaylara dayanarak yazdıklarım bende hüzün de uyandırıyor. Yıllar ne çabuk geçmiş diyorum, kendi kendime. Olsun yinede geçmişte Yalova için bir şeyler yapmış insanları hatırlamak çok güzel. Eminim ki her biri çok güzel işler yapmak istedi. Kişisel çıkarlar konuşulmadı, düşünülmedi.

Konumuza dönelim bugünkü yazı konum Cengiz Koçal döneminde çevreyle ilgili yapılan başlıca çalışmalar olacak. Çevre konusuyla ilgisi yok ama ilk aklıma gelen Cengiz Koçal’lı ramazan aylarıydı. Sigara içtiği için ramazan aylarında müthiş sinirli olurdu yanına pek kimse yaklaşmak istemezdi. Hey gidi Cengiz abi…

O dönemde Bursa istikametinden girişte Dörtyol civarı sanayi sitesi gibiydi. Ayrıca şehir içine de dağılmış vaziyetteki marangozlar, keresteciler, tamirciler, demir doğramacılar büyük sorun yaratıyorlardı. Önce Taşköprü Sanayii sitesinin yapımını sağladı. Arkasından esnafa hadi bakalım şehri boşaltın dedi. O günler de ne mücadeleler oldu neler. Her şey planlandığı gibi yürümedi. Gitmek istemeyen esnafların dükkanları mühürlendi, suları kesildi, çalışmaları engellendi. Çok ayrıntıya girmeyeceğim ancak Cengiz Koçal şehri büyük oranda sanayi işyerlerinden kurtardı ancak bu çalışmanın sonunda seçimi de bu nedenle kaybetti. Kendi ifadesiyle SEÇMENE SELAM diyerek oy avcılığı yapmak yerine yapılması gerekeni yaptı.

Başkan Cengiz Koçal’ın çöplük macerası da başlıbaşına kitaplara konu olacak kadar güzel.  Yalova çöplüğü şehrin girişinde çok çirkin bir görüntü veriyordu. Üstelik sinekler yüzünden sağlık açısından da tehlike yaratıyordu. Başkan Cengiz Koçal evvela Yalova çöpünü Ege Üniversitesi’ne incelettirdi. Çöplerin %80’nin gübre olabilecek organik, %10 kısmının kağıt cam gibi geri dönüşümü mükmün olan çöpler ve %10 luk kısmının ise kum, çakıl taştan oluştuğu görüldü. Bu bilgilere dayalı olarak Yalova’ya 30 yıl yetebilecek kapasitede bir proje gerçekleştirildi. Proje 200 milyon liraya mal oldu ve randımanlı olarak çalışmaya ve çöp dağı yavaş yavaş küçülmeye başladı. Elde edilen gübre kentteki bütün yeşil alanların gübrelenmesinde ve yeni parkların oluşturulmasında kullanıldı. Kum çakıl kısmı Balaban Deresi’nın ıslahı ve anfi tiyatronun tribünlerinin yerlerinin doldurulmasında kullanıldı. Çöplerin %100’ü değerlendiriliyor belediyeye büyük gelir getiriyordu veya gübre, dolgu malzemesi gibi ihtiyaçlar buradan karşılanıyordu. Büyük belediyelerin milyonlarca lira harcayarak yapmak istedikleri çöp ayrıştırma tesisleri Yalova Çöplüğü’nde 200 milyon liraya (100 milyon dolar) yapıldı ve prefabrik bir çatı altında yıllarca tıkır tıkır çalıştı. Bandının yenilenmesi bu bandı çalıştıran elektrik motorlarının yenilenmesi gerekiyordu. Cengin Koçal’dan sonra bu tesis randımanlı çalıştırılmadı ve yok oldu gitti. Örnek bir tesis idi. Birçok belediyeye örnek olmuştu.

Gökçe Barajı Cengiz Koçal’ın en çok uğraştığı konu oldu. 1984 yılında başkan seçildiğinde Yalova susuzluk çekiyor, bir yandan da Gökçe Barajı yapımı devam ediyordu. Ancak projeye göre Gökçedere, Üvezpınar ve Termal tesislerinden gelen kirli suların baraja akmasının bir sorun yaratmayacağı zaten arıtma tesislerininde bulunduğu gerekçesiyle projede bununla ilgili hiçbir tedbir yoktu. Defalarda dönemin bakanı Sefa Giray’a giden Başkan Koçal durumu ayrıca Yalova’ya ziyarete gelen Kenan Evren’e dahi iletti. Üç çözüm önerdi önce bu yerleşim erlerinin kanalizasyon şebekesi yapılacaktı. Birinci öneriye göre Termal Gökçedere yol ayırımından açılacak bir tünel ile atık sular Samanlı ovasına kendi cazibesiyle akacak oradan arıtma tesislerine gidecekti. İkinci önerisi yine aynı noktadan barajın su kodunun biraz yukarısından kalın borularla Yenimahalle altına aktarılacaktı. Üçüncü öneri ise bugün kullanılan sistemdir.  Foseptik suları motopomplarla Yenmahalle sırtından baraj arkasına basılacaktı. Zaman ilerliyor barajda su tutulmaya başlanmış ancak foseptik suları sorunu çözülememişti. Bakanın gönderdiği heyete derdini anlatamayan Cengiz Koçal ulusal basını çağıracağını ve Yalova halkına b.klu su içirileceğinin duyuracağını söyleyerek gelen heyeti geriye göndererek bir daha bakanlığa da gitmeyeceğini iletti.  Birkaç gün sonra Bakan Sefa Giray aradı ve gönlünü alarak üçüncü önerinin kabul edilerek hemen gerçekleştirileceğini ve basına duyuru yapmamasını istedi.  Zaman olsaydı birinci öneri yani tünel projesi gerçekleşseydi en iyi çözüm olacaktı. Bu arada belirtmek isterim barajın çevresi ağaçlandırlırken Başkan Cengiz Koçal’ın fidan dikerken gazeteci olarak fotoğraflarını çektim çok mutluydu. Benimde bu ağaçlandırma alanında iki ağacım oldu.

Yalova sahilleri Cengiz Koçal zamanında TİGEM’deki Dereağzı’ndan Balaban Deresi’nin denize döküldüğü yere kadar 4,5 km uzunluğundaki sahil şeridi boydan boya projelendirildi.  Prof. Dr. Selami Sözen tarafından yapılan projeye göre Yalova bir sahil kenti olarak çok güzel bir sahil yapılanmasına sahip oluyordu. Anfi tiyatro o projenin içinde yer aldı. Birçok deniz dolgusu bu projeye göre yapıldı. Ancak proje tam olarak gerçekleşmedi.

Haftaya İbrahim Uzun döneminde çevreyle ilgili yapılan çalışmaları yazacağım.

İyi haftalar diliyorum.