Bu hafta sizlere yaşadığımız şehir hakkında bilgi vermek istedim.İnsan nerde yaşıyorsa orası memleketi olur derler.Bizimki de o misal.

Yalova 1995 yılı Haziran ayında alınan bir kararla il olarak  77 plakasını alarak Türkiye Haritasında yerini almıştır.İl olmasıyla beraber artan resmi kurumlarla il olma hüviyetini bürünürken giderek büyüyen bir şehir haline gelmiştir.

Nüfusu 40 binlerde seyrederken bugün 200 bini geçkin yapısıyla mega şehir olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.%11-12 civarında yabancı insanların yaşadığı kozmopolit bir haline geldi.Ya-bancılara mülk edinmede sağlanan kolaylık bunu hızlandırdı.Türkiye’de yabancı konutta ilk beş sırayı kimseye bırakmaz olduk.

Her zaman söylüyorum;küçük olan güzeldir.Bir bebeğin bile o masum haline neler verilmezki.Büyü-dükçe o güzelliğin kalmadığını ve sorunlarında beraberinde getiriyor.Uzağa gitmeye gerek yok.Otur-duğum binada 8 daireyiz.Yarısı Kuzey Irak diğer yarısı Türk.Birlikte aynı çatı altında yaşayarak birbirimizin ortak değerlerine ve binanın ortak değerlerine sahip çıkarak kardeşçe yaşıyoruz.

Olayın başka bir boyutunu ele aldığımızda ;artan konut fiyatlarında yabancıların mülk edinmesinin payının oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz.Kur farkından rahatlıkla alabildikleri daireyi bizler alır-ken zorlanıyoruz.Bazılarımız için yüksek fiyat yüksek konut oranları ev aşmayı daha da zorlaştırıyor.

 Düşünüyorum da bir yerin bulunduğu konum o şehrin kaderini belirler derler.Büyük şehirlerin ortasında yer alan ilimiz daha cazip hale geliyor.Kaplıcasıyla,deniziyle,ormanıyla yurdumuzun gözbe-beği olmaya adaydır.

Atamızın hemen hemen 400 gününü geçirdiği ve birçok siyasi kararları aldığı ve Millet Çiftliği,Baltacı Çiftliklerini halkına bağışladığı bir yer.

Yazımı burada noktalarken farklılıklarımızın bizim zenginliğimiz olduğu gerçeğini akıldan çıkarmadan kardeşçe yaşayacağımız günlerin çoğalması dileğiyle esen kalın.