Kadıköy Beldesi

1879 yılında başlayan Osmanlı Rus savaşından sonra Batum yöresinden gelen göçlerle Paşaköy ve Kurtköy’e yerleşen göçmenlerin oluşturduğu Kadıköy, Yalova’nın sevimli beldelerinden biridir. Termal Yolu üzerinde bulunan Kadıköy, ekonomisini kesme çiçekçilik, sebze ve meyve yetiştiriciliği ve hayvancılık üzerine kurmuştur. Bulunduğu güzergâhtan ötürü önem kazanan bu beldemiz kendine has yapısı ve modernleşmeye dönük yüzü ile son dönemde yerli ve yabancı turistin dikkatini çekmektedir.

KAYTAZDERE BELDESİ

Samanlı Dağlarını eteklerinde İzmit Körfezi’ne doğru uzanan Kaytazdere’nin geçmişi 1890’lı yıllara dayanır. Çiftlik arazilerinden oluşan yerleşim, İkinci Balkan Savaşı sırasında Bulgaristan’dan göç eden Türkler tarafından kurulmuş ve sınırları içerisinde barındırdığı alanlar ile bölgenin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında istimlâk edilerek Hava Kuvvetleri’ne devredilen bugünkü Eğitim Merkezi’nin yer aldığı arazi bir dönem Amerikan Hava Üssü olarak da kullanılmış ve Yalova ekonomisine önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Yaygın olarak yapılan meyve ve sebzeciliğin yanı sıra Kaytazdere sınırları içinde faaliyet gösteren SCA PACKING, MERKO, AKÇAN-SA, DİRSA gibi sanayi beldeye önemli bir katkı kaynağını oluşturmaktadır.

SUBAŞI BELDESİ

İsmini Osmanlılar Döneminde zaman zaman burada konaklayan Subaşı askerlerinden aldığı söylenen Subaşı Beldesi, Altınova’nın şirin ve yemyeşil bir beldesidir. 1935 yılında Bulgaristan’dan göç eden vatandaşlarımız tarafından kurulmuş, zamanla gelişip büyüyen yerleşim 1992 yılında Belediye statüsünü kazanmıştır. Yaklaşık 8.000 hektar olan yüzölçümünün tamamına yakın kısmı yeşil bir bitki örtüsüne sahip ve topraklarının büyük bir bölümü tarım arazisi olan Subaşı Beldesi’nde sebze ve meyveciliğin yanı sıra önemli ölçüde çiçek üreticiliği de yapılmaktadır. Bölgenin üretim alanına yeni giren Kivi yetiştiriciliği son yıllarda Subaşı’nda hızlı bir gelişme göstermiştir. Kivi üretimini desteklemek ve yaygınlaştırmak üzere Valilik, İl Tarım Müdürlüğü ve Anadolu Kalkınma Vakfı koordineli olarak çalışmalar yapmıştır. Subaşı Beldesi, Yalova- Kocaeli karayolu üzerindedir Yalova’ya 21 km., Çiftlikköy’e 16 km., Altınova’ya 3 km. mesafede olan Subaşı Beldesi’ne ulaşım son derece kolaydır.

TAVŞANLI BELDESİ

Altınova İlçesinin Beldesi olan Tavşanlı, Marmara Denizi kıyısında, İzmit Körfezi’nin başlangıcında yer almaktadır. Altınova’ya 5 km., Yalova’ya ise 14 km. mesafede bulunur. Feribot iskelesinin belde sınırları içinde ve E5 karayolunun üzerinde yer alması nedeniyle beldeye ulaşım son derece kolaydır. Beldenin birçok yerinde geçmiş medeniyetlerin izleri hissedilir. Acı çeşme olarak bilinen suyu, beldenin tarihi özellik taşıyan bir unsuru olmakla birlikte böbrek hastalarına şifa olarak tavsiye edilmektedir. Çam ve akasya ağaçlarının oluşturduğu yemyeşil orman alanları, geniş sahil bandı ve bozulmamış doğal dokusu ile tam bir dinlenme bölgesidir. Tavşanlı Beldesi Çam ağaçları ile çevrili Geyikdere tepesi, İzmit Körfezi’nin muhteşem manzarası ile ender rastlanan doğal bir piknik alanıdır.

Tarıma dayalı ekonomisinde taze sebze ve meyve üreticiliği, çiçek yetiştiriciliği önemli yer tutmaktadır. Yahyaoğlu Tavuk Çiftliği’nde üretilen yumurtalar ise tüm bölgenin yumurta ihtiyacını karşılamaktadır.

Tavşanlı’nın ekonomisinde bacasız sanayinin önemli yeri vardır. Faaliyetine devam eden Excalibur kot fabrikasının yanı sıra tül üretim atölyesi ve bir mermer fabrikası da istihdama katkı sağlamaktadır.

Tavşanlı Beldesi’nin tarihi çok eski yıllara dayanır. 1200’lü yıllarda Osmanlı Beyliği’nin Kütahya ve Eskişehir civarından Marmara’ya doğru genişlemesi döneminde kurulmuş bir yerleşimdir. Tavşanlı Kurtuluş Savaşı’nda çok sayıda düşman işgaline uğradıysa da işgal edilemeyen ender yerlerden birisidir.

Burayı esir almak isteyen düşman halk tarafından Karamürsel’den kovulunca, esir aldıkları 13 askerimizi köyün çıkışında, bugünkü Şehitlik olarak bilinen ve Beldenin girişinde bulunan alanda kurşuna dizilerek şehit edilmişlerdir. Bu nedenle burada her sene 3 Temmuz günü Şehitleri Anma Törenleri tertip edilmektedir.

Tavşanlı’nın yüksek tepelerinde ormanlık arazisi içinde bulunan Hasan Dede Mevkii ziyaretçilerin en fazla gezdiği yerlerden birisidir. Burada Hasan Dede isimli ermiş kişinin türbesinin bulunmasından dolayı aynı ismi taşıyan orman alanı yeni düzenlemelerle turizme açılmaya hazırlanıyor.

ESENKÖY

Marmara Denizi’nin yumuşak dalgalarının kıyısını okşadığı, denizi ve ormanı ile bir cennet köşesi Esenköy. Teknolojinin hışmına uğramadan, bağrında sakladığı doğal güzellikleri ve güler yüzlü insanları ile şirin bir tatil beldesidir. Kıyı boyunca piknik alanları, ormanla kaplı dağları, tepeleri ve kaynak sularıyla doğaya özlem duyanların vazgeçemediği bir güzelliktedir. Kendine özgü rengi, kokusu ve konaklama tesisleri ile her yıl binlerce konuğa ev sahipliği yapar. Yalova İl merkezine 32 km.Çınarcık ilçe merkezine 13 km. Armutlu’ya ise 19 km.’lik bir mesafede konumlanmış tam bir dinlenme ve eğlence yeridir. Türk çeşmeleri, Rumlardan kalan iki kilise kalıntısı ve dağlarında bulunan manastır kalıntıları ile tarih kendini göstermeyi sürdürür.

Beldede Kestane ağaçlarının çevrelediği piknik alanları, Bülbül Deresi’nin buz gibi suları ile de ünlüdür. Esenköy de tarım amaçlı kullanılan arazileri de genellikle zeytin üretimi yapılmaktadır. Balıkçı barınağı ve yat limanı bu şirin tatil beldesinin cazibesini daha da artırmaktadır.

KORU BELDESİ

 

Çiçek ve tarih kokar Koru Beldesi.. Koru Beldesi’nin tarihi Bizans İmparatorluğu dönemine kadar uzanır. Beldeye o tarihte, Rumca güzel orman anlamına gelen Kuri ismini vermişlerdir. Bizans İmparatorluğu döneminde, kraliçenin annesi Eudoksia’nın sarayı, Deveboynu mevkiinde, liman bölgesinde olması nedeniyle, iki liman alanı ve şimdiki belde merkezi, yerleşim alanı olarak seçilmiştir. 1924 yılına kadar belde nüfusunun tamamını, yerleşik Rum nüfus oluşturmakta idi. 1924 yılında mevcut Rum nüfus ile Yunanistan’ın Selanik şehrinin, Drama ilçesinde yaşayan Türk nüfusu arasında yapılan mübadele neticesinde, belde nüfusunun tamamı Türk’lerden oluşmaktadır. Belde, Türk nüfusun yerleşmesi ile Kuri yerine Koru adını almıştır.

Yalova’ya 13 km. uzaklıkta olan Koru Beldesi, ova ve hafif engebeli bir arazi yapısına sahip, denizi ile plajı ile şirin bir sahil beldesidir. Küçükova’nın tamamı birinci sınıf tarım arazisidir. Samanlı dağlarından uzanıp Küçükova’yı baştanbaşa geçerek denize ulaşan Doğan Dere, beldeye bir başka renk verir. Tarımsal sulamada kullanılan Doğan Dere, beldenin tek akarsuyudur. Koru Beldesi geniş orman arazilerinin, meyve dolu ağaçların ve rengârenk çiçeklerin süslediği tam bir doğa harikasıdır. Seracılık belde halkının önemli bir gelir kaynağını oluştururken zeytin yetiştiriciliği, bamya ve bezelye gibi tarla bitkilerinin yetiştirilmesi de yaygındır. Kesme çiçekçiliğin cenneti olan Koru Beldesi, yazlık turizmin son derece hareketli olduğu bir köşemizdir.

TEŞVİKİYE BELDESİ

Kuzeyde deniz, güneyde Delmece sırtı, bir yanda masmavi denizi ile sahil şeridi, bir yanda yeşil yaylalar. Dağ, deniz ve yayla turizmi, hepsi Teşvikiye’de bütünleşmiş. Günlük ve yazlık turizm açısından bölgenin en ideal yeri olarak isim yapan Teşvikiye Beldesi görülmeye değer güzelliklere, tarihi yapıya ve dört mevsim çok yönlü turizme açık alanlara sahiptir. Yerli yabancı sayısız turistin konakladığı Erikli ve Delmece Yaylaları yörenin en güzel manzaralı ve en büyük yaylalarıdır. Bozulmamış doğal dokusu, şelaleleri, dağ yolları Teşvikiye’nin en önemli özelliğidir. Teşvikiye, 46 100 dekarlık orman alanı ve temiz havası ile yemyeşil bir beldedir. Bizans zamanından kaldığı sanılan bir hapishaneden dolayı, buraya yerleşen köylülerin yerleşime ilk olarak Zindan ismini verdikleri bilinmektedir. Beldenin tepelerinden denize kadar ulaşan su kemerlerinin hapishanede kalan mahkûmlar tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Cumhuriyet döneminde İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay’ın teşviki ile yerleşim, tepeden denize doğru çekilmiş ve bu teşvikten esinlenerek yerleşime Teşvikiye adı verilmiştir. (1960)Her mevsim gezgin ve doğa tutkunlarının uğrak yeri olan Teşvikiye’de Delmece Yaylasında bulunan yayla evlerinde her yıl binlerce insan kalmaktadır.

KOCADERE BELDESİ

Eşsiz koyları ve mükemmel doğal güzellikleri ile cennet gibidir Kocadere. Turizme alabildiğine açık, dağı denizi, piknik alanları ve içtenlik dolu insanları ile tam bir bütünlük içinde içerisinde bambaşka bir dünyadır. Turizm değerlerinin yanı sıra tarihin izlerini de taşıyan Kocadere’nin ilk kuruluşu hakkında çok fazla veri olmamakla birlikte Engere denilen alanda eski bir yerleşime ait kilise, ayazma ve bazı yapı kalıntıları bulunmuştur. Kocadere’nin hafızasından silemediği, halen her 29 Nisan’da anladığı acı olay ise Kurtuluş Savaşı sırasında yaşamış. O günlerde işgal kuvvetleri tarafından köyden toplanan insanların bir kısmı denize dökülerek öldürülmüştür, geri kalan tüm kadın, çocuk ve yaşlılar Bekir Onbaşı’ya ait bir eve doldurularak yakılmışlardır. 880 kişinin can verdiği bu katliamın anısına, aynı yerde yapılan Şehitlik her yıl 29 Nisan’da yapılan anma törenleri ile dolup taşmaktadır.

TAŞKÖPRÜ BELDESİ

Şehrin gürültüsünden uzak ama şehirle iç içe, sanayileşmenin ağırlık kazanmasına rağmen yemyeşil bir beldedir Taşköprü. Samanlı dağlarının bir kolu olan Davuldöven’in eteklerinde otantik bir yerleşim yeridir. Yalova’ya 11 km. mesafede bulunan Taşköprü’nün çevresinde Dökme Tepe ve Kara Tepe görkemle yükselirler. Beldeye ismini veren Tarihi Taşköprü, köyün kuzeyinden akan derenin üzerinde halen kullanılan tarihi köprüdür. Yarım daireler şeklinde biçimlendirilen ayaklar üzerine oturtulan ve kesme taşlarla yapılan Taş Köprü’nün kesin tarihi bilinmemekle beraber yaklaşık 400 yıllık olduğu rivayet edilmektedir. 1902 yılında Bulgaristan’ın Aydos kasabasından gelen 15 hanelik bir akraba grubundan oluşan bir köy olan Taşköprü’nün asıl yerleşim alanı zaman içinde sıtmanın baş göstermesiyle birlikte yer değiştirmiş ve şimdiki alana kaymıştır. Kılıç Deresi, beldenin tek akarsuyudur.

Tarımın ve hayvancılığın yaygın olarak yapıldığı Taşköprü’de 1969 ‘lu yıllarda fabrikaların kurulmaya başlaması ile yeni iş alanları açılmış, istihdam artmıştır. Halen Taşköprü Beldesi sınırları içinde ülkemiz ve dünya akrilik ve kimya sanayinin önemli kuruluşları faaliyet göstermektedir. Belde sınırları içinde yer alan AKSA, AKAL, AKTOPS, AKKİM, Yalova Elyaf fabrikaları Yalova ve ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Yine Belde sınırları içerisinde Küçük Sanayi Sitesi 1995 yılından bu yana hizmet vermektedir.