Bir şehrin kimliği olur mu demeyin, elbette olur. Şehirlerin kimliği de vardır ruhu da. O şehri dünya gözüyle görmeseniz bile adını duyduğunda hemen bilinen imajıyla şehir canlanıverir gözünüzde. Dünyada öyle şehirler vardır ki adını duyduğunuzda hemen oraya ait genel resim gözünüzde canlanıverir. Örnek mi işte Paris. İlk akla gelen Eyfel Kulesi, meydanları, kendine has mimarisi ve kiliseleriyle fotoğraf karşınızdadır. Venedik dendiğinde hepimizin aklına ilk gelen içinden su geçen şehir ve kenti sarıp sarmalayan kanallar ve gondollar akla gelir. Türkiye’de ise adı anıldığında kafanızda imaj oluşturacak birkaç şehir vardır.

Yaşadığımız şehir Yalova tarihiyle, sanat eserleriyle, insanların yaşam tarzıyla meydanlarıyla parklarıyla bahçeleriyle, kendine has mahalle sokak planlarıyla marka şehirlerimizden birisi olma yolunda nasıl bir fotoğraf sergiliyor? Özellikle deprem sonrası yeni konutların hızla yükseldiği Yalova’da yerleşim alanları da gittikçe genişlemekte.  Yalova’nın son gelişmelerle birlikte mimari profili nasıl, Yalova denilince Türkiye’nin herhangi bir yerinde yaşayan bu şehre hiç gelmemiş bir insanın kafasında nasıl bir görüntü oluşur. Bütün bunları ve Yalova’nın kent kimliğini mimari ve estetik açıdan TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yalova Temsilcilik Başkanı İsmail Hakkı Gültekin ile masaya yatırdık.

Nurten İlçin- Sayın Gültekin Yalova’yı yaşam tarzıyla bütünleşmiş olarak mimarisiyle, sokağıyla, meydanıyla değerlendirirsek nasıl bir fotoğraf çıkıyor karşımıza, Yalova’nın mimari  olarak marka kimliği var mı?

İ.Hakkı Gültekin- Mimari açıdan baktığımızda hemen aklımıza bir yapı gelmiyor. Yürüyen Köşk var bir marka olarak. Bir de şimdi yeni yapılan Kent Müzesi var onunla da anılacak Yalova bundan sonra. Kent Müzesi düşünce olarak güzel. Ancak yeri hiç uygun değil. Bana kalsa o Kent Müzesi’ni Yürüyen Köşk gibi yürütürdüm. Başka yere taşırdım. Biz isterdik ki balıkçıların olduğu kesimde yapılsın bu bina. Meydandaki hareketliliği kesmesin. 
Meydanda müze  olacak hareketlenme olacak deniyor ama bu binayla ana aksı kapatıyorsunuz. Biz Kent Müzesine karşı değiliz. Güzel bir düşünce Yalova açısından. Orada birtakım Yalova’ya özgü değerler sergilenecek. Kültürel değerler ön plana çıkacak. Yalova’ya gelen turistler yabancılar için şehri anlatan iyi bir proje. Ancak yeri hiç uygun değil. 

Nurten İlçin -Yalova’da son dönemde yeni yapılaşma arttı. Buna paralel olarak Yalova’ya özgü bir mimariden söz etmek mümkün mü? Yeni yapılan binalarda estetik  kaygısı göz önünde bulunduruluyor mu, yoksa stil yoksunu mu binalar ?

İ.Hakkı Gültekin-Yeni yapılan binalarda, apartmanlarda ekonomik kaygıyla en son santimine kadar istifade edilsin istiyor müteahhitler. Burada mimarın estetik anlayışı, tarzı fazla söz konusu olmuyor. Çünkü binayı yapan müteahhit yerden kazanmak için hazır bir takım kalıplara yöneliyor. Bizim yaptığımız projede diyelim ki dış cepheden yapacağımız uygulamada yer kaybı olacak, müteahhit bunu istemiyor. Yani yeni yapılan binalarda ekonomik kaygılardan dolayı estetik ve mimari anlayış maalesef göz ardı ediliyor. Bütün bina için tek kalıp dökülüyor. Maliyet minimuma indirilmeye çalışılıyor çoğu zaman.Son zamanlarda yapılan bir Kültür Merkezi var Yalova’da mesela. Mimar Emre Arolat, Raif Dinçkök Kültür Merkezi’ni yaptı. Bana göre hiçbir şey. Yani herkese göre değişir. Ödül falan aldı deniyor Avrupa’da. Ama bana bir şey ifade etmiyor.Ona göre iyi bana göre değil. 

Nurten İlçin -Belediyenin yaptığı cephe düzenlemesi gibi mimari ve estetik kaygılarla hazırlanmış projeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? 

İ.Hakkı Gültekin -Yalova Belediyesi ekibi yaptığı çalışmayla Yalı  Caddesi’ne cephe düzenlemesi getirdi. Bence estetik ve mimari açıdan çok güzel oldu. Bu projeyi hazırlayan ekibi tebrik etmek lazım. Eski haline göre şu anda baktığınızda en azından bir stili var, estetiği var, göze hoş geliyor. Ama bu cephe düzenlemesinin kötü görüntü olan birçok yer var, ana caddelerde oralara da uygulanması lazım. Göze hoş gelmeyen çok estetik olmayan görüntüler de var merkezi yerlerde.

Nurten İlçin -Bisiklet yolları yapıldı. Yalovalılar’dan ilgi görüyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu uygulamayı ?

İ.Hakkı Gültekin- Bisiklet yolları yapılması bence Yalova’da yaşayan vatandaşlar için önemli güzel bir uygulama. Ancak kenarlarına yapılan hacıyatmazlara bir anlam veremiyorum.Arabalar geliyor, sürücüler bu hacıyatmazlara bilerek çarpıyor. İsveç’te de gördüm ben bisiklet yolları, ama etrafında hiçbir şey yok. İnsanlar hız sınırlarına uyuyorlar. Biz de henüz o bilinç gelişmedi.

Nurten İlçin -Yalova’daki sivil mimari örneklerinden bahsedersek, yeterince ilgi görüp kültürel bir miras olarak değerlendirilebiliyor mu, neler yapılabilir ?

İ.Hakkı Gültekin -Sivil mimari örnekleri de var Yalova’da ama gün ışığına çıkarılmadı. Kültürümüze sahip çıkmamız lazım. Örneğin Armutlu’da, Esenköy’de, Termal’de eski yapılarımız var. Buralara kimse sahip çıkmıyor. Yalova’da günümüze gelebilen evlerin orijinal örneklerine Armutlu’da rastlamak mümkün. Bu evler Arnavut kaldırımı döşeli sokakların iki yanında sıralanmış, tipik bir  mimariye sahip bu evler çoğunluğu iki katlı  olmak üzere taş temel üzerine bağdadi yapı tekniğinde yapılmış evler. Yörenin doğal özelliklerine uygun olarak yapılmış bu evlerde bölgenin ağaçlıklı olmasından dolayı tavanlarda ve dış cephede geometrik desenlerle çıtalar yerleştirilmiş. Yalova’da sivil mimariye önemli örnek olan bu evlere gereken değerin verilip, Yalova’nın tarihi kültürel mirası olarak gün yüzüne çıkartılmalı. Termal çevresinde de bu tür yapılara rastlamak mümkün. Ayrıca Termal’de Atatürk Köşkleri de sivil mimari açısından dikkat çekici örnekler diyebiliriz. Yalova’daki sivil mimari örneklerini gün yüzüne çıkartmak için biz Mimarlar Odası da destek oluruz. Aksa, Akkim gibi sanayi kuruluşları sponsor olabilir, kültürel mirasımızın gün ışığına çıkartılması ve yaşatılması gerekiyor, herkes bu konuda üzerine düşen görevi yapmalı. Yalova eğitim düzeyi yüksek bir kent ama kimse etrafına bakmıyor. Kültürel mirasına çok duyarlı değil. Tarihi kültürel mirasımızın açığa çıkarılmasında Yalovalı vatandaşlar da duyarlı davranmalı. Resmi kurumları belediyeyi arayıp düşüncesini tepkisini ortaya koymalı diye düşünüyorum.

Nurten İlçin -Yalova’daki konut profilini mimar gözüyle estetik açıdan değerlendirdiğimizde neler söyleyebilirsiniz?

İ.Hakkı Gültekin- Estetik açıdan hiçbir şey yok yeni binalarda. Sadece dış cepheye giydirme yapılıyor. Mimari açıdan baktığımızda insanın yaşam tarzı kullanım alışkanlıkları her şeye dikkat edilmeli. Mimarlara da iş düşüyor burada. Yeni mimar okulu bitiriyor  hemen geliyor, hiçbir şey yapmadan işyeri açıyor. Mimarların da ekonomik gücü iyiyse kendi tarzlarını daha çok ortaya koyabiliyorlar. Mimaride detayların çok büyük önemi vardır. Diyelim ki bir merdivenin yerini yanlış koydunuz. O bina bitti. Ondan sonra düzeltmek mümkün değil.

Nurten İlçin -Mimari açıdan belediyelerde belli sınırlama ve düzenlemeler getirerek kent kimliği ve ruhunun oluşumuna katkıda bulunabilirler mi, neler düşünüyorsunuz? Diyelim ki Bodrum’da evler hep aynı tarz onun dışına çıkılamıyor.

İ.Hakkı Gültekin- Belediye de bu konuda bazı düzenlemeler getirecek. Yeni ve eski binalar yan yana mimari açıdan hiç estetik durmuyor. Bir bütünlük yok. Yalova’da farklı yerleşim yerlerine farklı mimari düzenlemeler getirilebilir. Örneğin Hacı Mehmet Ovası diyelim ki sokaklarındaki evler iki renkli olabilir. Örneğin yeşil- mavi yaparsınız ve dersiniz ki işte ben şuradayım, renklerinden anlarsınız. Sokaklara da farklı konseptler getirilebilir.