İstanbul boğazının iki yakasını süsleyen en nadide çiçeklerden biri Erguvan çiçekleridir. Anavatanı Güney Avrupa ve Batı Asya olarak bilinen bu güzel ağaç yüzyıllardır İstanbul şehrimize ayrı bir güzellik katmaktadır. Tarihi öneme sahip olan şehirlerin böyle güzel tabiat harikası doğal zenginliklerle bezenmesi ayrı bir değerdir.

Erguvan ağacı Türkiye’ de Ege ve Marmara bölgesinde kendiliğinden yetişen bir ağaç türüdür.Sert havayı sevmeyen Erguvan ağaçları daha ziyade koruluk alanlarda ve boğaz içi yapıların bahçelerinde yetişmektedir. Erguvan ağaçları bugünlerde bütün ihtişamıyla çiçeklerini açmış durumdadır. Mor , lila ve pembe renklerinin çok özel tonlarını bu ağaçın çiçeklerinde görebilmekteyiz. Osmanlı döneminde padişah fermanları ile boğaz şeridine Erguvan ağaçları dikilmesi emredilmiş ve bu ağaçlar özenle korunmuştur. 14. Ve 19 yüzyıllar arasında bu ağaç adına şenlikler düzendi .’’Erguvan Şenlikleri , Erguvan Bayramı , Erguvan Faslı ‘’ adıyla bu etkinlikler uzun yıllar boyunca devam etti. Dallarının sert ve güçlü olaması sebebiyle baston yapımında da kullanılan bu ağacın çiçekleri eski İsatanbul mutfağında salatalara renk ve lezzet kattığı için tercih edilirdi.

İstanbul’u ziyaret eden turistlerin boğaz turu yaparken hayranlıkla seyrettiği Erguvan ağaçları Eminönü,Beşiktaş,Üsküdar güzargahlarında ve boğazın iki yakasının Beşiktaş Yahya Efendi Dergahından başlayarak Beykoz istikametine kadar uzanmaktadır.Boğaz dışında İstanbul’un pek çok semtinde de Erguvan ağaçlarını görebiliriz. İstanbul’un korunması gereken doğa harikası Erguvan ağaçlarımıza sahip çıkmalıyız.

Yalova’mızın da bu günlerde simgesi olmuş Ihlamur ağaçları çiçek açmak üzere , Yalova Türkiye’nin en küçük fakat en yeşil şehirlerinden biri . Şehrimizin korunması gereken en önemli değeri bence doğasıdır. Son 40 yılda kıymetini bilmeyip yok ettiğimiz elma bahçelerinin yerinde şu anda çirkinlik abidesi binalar yükselmektedir.Estetikten yoksun , şehirleşmenin en kötü örneklerinin sunulduğu imar alanlarını Marmara depremi yerle bir etti . Büyük kayıplar yaşadığımız bu depremin acıları hafızalarımızda halen taptaze durmaktadır. Bu kadar kısa zaman zarfında bile Yalova yine inşaat sektörünün acımazın kurallarını işletmeye çalışıyor. Kat artışı talepleri gazetelerin haber bültenleri arasında zaman zaman önümüze geliyor. Yalova’mızın yeşil alanları tehdit altında ,devamlı bir baskı ile yapılar ormanlık alanlara ulaşmış vaziyette . Bu işin sonu nereye varacak çok merak ediyorum . Şu an hazırlanmakta olan 50.000 lik planlar Yalova için hayati önem taşımaktadır. Yalova halkı bütün dikkatini bu planlara vermelidir. Yeşil alanların , kültür sanat alanlarının bu planlamalar içinde nasıl şekilleneceğini çok merak ediyorum.

Yalova’ya katkılar sunan insanların varlığı bu kent için çok önemlidir. Yakınen tanıdığım Yalova Lisesinin efsane müdürlerinden Aziz Deniz beyefendi Yalova’mızın güzelliklerini tasvir eden harika bir şiir kaleme almış. Eğitmenliğinin yanısıra sanatçı kişiliği de olan sayın hocamızın bu şiirini Buselik makamında besteleyerek notalara döktüm ve bu güzel şiiri şimdi sizlerle paylaşmak istedim.

Yalova Türküsü

Bir sabah denizin mavi suları