Futbolun evrenselleştiği yılların kapımızı çalmaktan çok öteye geçtiği bu dönemde sıkça konuşulan devşirme milli takım oyuncusu olgusu artık bazı ülkeler ve ekoller için fazlasıyla doğal bir süreç. Örneğin Almanya'nın futbolda sahip olduğu Polonya ve Türkiye kökenli milli oyuncular yanlarına Afrika kıtasından üyeleri de katınca Güney Afrika’daki son Dünya Kupası’nın 23 kişilik kadrosunda 10'dan fazla bir sayıya ulaşmış oldular. Basketbolda ise örneğin Avrupa Şampiyonluğu’nu sürpriz şekilde kazanan Rusya'da siyahi bir Amerikalı oyun kurucu J.R Holden'in varlığı ilk başlarda Rusya'da kabul görmekten fazlasıyla uzaktı. Konumuza gelecek olursak hepsini yakından tanıdığımız Surinam doğumlu Hollandalı futbol yıldızlarına birlikte göz atacağız.

Bir orta saha olsun ki içinde Frank Rijkaard, Ruud Gullit, Clarence Seedorf ve Edgar Davids istenmesin. Evet dört isim de ilk akla gelen Surinamlılar. Gerek savunma yetileri gerekse son günlerin moda tabiri ile oyunu her iki yönüyle oynayabiliyor olmaları hepsini gelmiş geçmiş en iyi futbolcular arasına çoktan sokmuş durumda. Seedorf futbol hayatını halen Brezilya’da Botafogo’da sürdürmekte iken Davids de 39 yaşına rağmen oyuncu-menajer olarak Barnet gibi küçük bir İngiliz takımında faal futbolun içerisinde. Ülkemizden geçen ve çoğu kişi tarafından eleştiri oklarına maruz kalan Rijkaard ise erken kaybettiğimiz değerler listesine en üst sıralardan giriş yaptı. Los Angeles Galaxy'den ayrıldığından beri Gullit de ülke federasyonu için çalışıyor.

Hücum hattına gelirsek hayali Surinam milli takımında Kluivert, Hasselbaink ve van Hooijdonk'a sahip bir forvet hattı çok can yakacak gibi gözüküyor, hele ki bu orta sahanın desteği ile. Feyenoord sonrası emeklilik devrinde bile Fenerbahçe’de neler yapabileceğini gördüğümüz bir van Hooijdonk, Barcelona döneminden bebek yüzlü Kluivert ve Chelsea'da Zola ile Dessaily'nin taşıdığı takımın gol yükünü çeken Hasselbaink gerçekten de dönemlerinde iz bırakarak futboldan koptular. Savunma hattında ise daha ziyade hücuma yakın olan ve halen faal olan oyuncular geliyor aklımıza. Drenthe ve Emanuellson. Melchiot, Reiziger de cabası. Nigel de Jong ve Engeleaar da yukarıdaki efsane orta sahaya yedek olsalar da oldukça kaliteli isimler. Hücum hattı için bir faal oyuncu da Liverpool'da istediği şansı bir türlü bulamayan Ryan Babel. Ten Cate'yi de unutmak olmaz hayali Surinam milli takımında elbette.

Hollanda ve Almanya gibi futbol tarihinde baş köşede yer alan ekollerde durum böyle iken, ülkemizde yaşanan tartışmalar bazen gerçekten de fazlasıyla can sıkıcı olabiliyor. Açıkçası oynadığı dönem çok fazla fayda sağlamış olsa da Aurelio ve Vederson, Nobre gibi belli bir yaş üzeri ve kapasitesi sınırlı oyuncuların milli takıma alınmasına karşı soğuk bakmaktayım. Ancak kültürümüze erken yaşlarda adapte olabilme imkanı bulunan genç ve potansiyelli bir kaç oyuncunun pozitif etki yapacağı aşikar. Tüm bunların yanında dünyanın konuştuğu Mesut Özil gibi gurbetçilerimizi iyi bir şekilde tarayamamış olmamız da kurumsallaşmadaki eksikliklerimizin sebebidir diye düşünüyorum. Oyuncu devşirme için Hollanda-Surinam iş birliğinden yola çıkmış olsak da bizim de dikkate almamız gereken bir konu bu. Üstelik Almanya gibi kadronun yarısı da değil bize gereken.