<span style="font-size: 14px;"><span style="font-family: Arial;">Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye’de 112 milyar metre küp su potansiyeline sahip olduğunu, bu miktarın 14 milyar metreküpünün yer altı suları olduğunu bildirdi. <br /> <br /> Bayraktar, şöyle devam etti: </span><span style="font-size: 14px;"><span style="font-family: Arial;">“Mevcut su potansiyelimize olan talebin gün geçtikçe artış gösterdiği günümüzde, sınırlı miktarda olan ve stratejik bir meta haline gelen su potansiyelinden, daha uzun yıllar faydalanabilmek için bir dizi önlemin alınmasını, Ziraat Odaları Birliği olarak her zaman destekliyoruz. 6111 sayılı yasa ile 167 sayılı Yer Altı Suları Hakkında Kanun’da düzenlemeye gidilerek yer altı sularını korumayı amaçlayan birtakım tedbirlerin alınması, küresel ısınmanın etkisini artırdığı günümüz için yerinde ve doğru bir karardır. Fakat alınan bu tür önlemlerin alt yapısı oluşturulmadan uygulanması, zor şartlar altında yılmadan üretim yapan üreticilerimizi mağdur edecek ve tarımsal üretimde düşüşe sebep olacaktır.</span></span></span> <div><span style="font-size: 14px;"><span style="font-family: Arial;"><br /> Kuyulara otomatik sayaç okuma sistemlerinin takılmasına ilişkin Kanunda belirtilen tarih yaklaşırken, üreticilerimizin sıkıntılarının giderilmesi ve ilerde oluşabilecek sorunlarla ilgili önceden tedbir alınması için, bu kanunun uygulamaya konulmasının ertelenmesi şarttır.”</span></span></div> <div><span style="font-size: 14px;"><span style="font-family: Arial;"><br /> </span></span></div> <div><strong><span style="font-size: 14px;"><span style="font-family: Arial;">"TASARRUF İÇİN SADECE SAYAÇ YETERLİ DEĞİL"</span></span></strong></div> <div><span style="font-size: 14px;"><span style="font-family: Arial;">Yer altı sularında tasarrufa gitmek için sadece “sayaç takılması mecburiyeti”nin, sorunun çözülmesinde yetersiz kalacağına da işaret eden Bayraktar, ilgili kurumların da yer alacağı bir proje hazırlanması önerisinde bulundu. Bayraktar, şunları kaydetti: </span></span><span style="font-size: 14px;"><span style="font-family: Arial;">“Bu projeyle yer altı sularımızı korumak için üreticilerimizin kuraklığa dayanıklı kültür bitkileri üretimine yönelmesi teşvik edilmelidir. Bunun için çiftçimize, üretimini yaptığı en fazla gelir getiren, ancak fazla su tüketen ürün ile kuruda yetişen ürün arasındaki gelir farkı, ürün fark ödemesi desteği olarak verilmelidir. Ayrıca bu proje içinde, önemli miktarda su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması da yer almalıdır. Modern sulama sistemi olan basınçlı sulama sistemlerinin teşviki için sıfır faizli kredi verilmeli; hibelerin artırılarak devam etmesi sağlanmalıdır.<br /> </span></span><span style="font-size: 14px;"><span style="font-family: Arial;"><br /> Kuyulara saat takılmasının ertelenmesini gerektiren bir diğer sebep ise satışı ile ilgili müracaat süresi uzatılan 2-B ve hazine arazilerinin üzerinde bulunan ruhsatsız kuyuların satış işlemlerinin tamamlanamaması nedeniyle ruhsatlandırma işlemlerinin kanunda belirtilen tarihe kadar yetiştirilmesinin imkânsız olmasıdır. <br /> <br /> Ayrıca 2-B ve hazine arazilerinin dışında kalan, hali hazırda elektrik aboneliği verilmiş, elektrik dağıtım şirketlerinden elektrik alan ruhsatsız kuyulardan sulama yapan çiftçilerin ruhsat işlemlerini gerçekleştirebilmeleri için de ilgili süre uzatımı sağlanmalıdır.”</span></span></div> <div><span style="font-size: 14px;"><span style="font-family: Arial;"><br /> </span></span></div> <div><span style="font-size: 14px;"><span style="font-family: Arial;">“HER ARAZİYE SAYAÇ, MASRAFI ARTIRIR”</span></span></div> <div><span style="font-size: 14px;"><span style="font-family: Arial;">Ülkemizde tarım arazilerinin çok parçalı olma durumu göz önünde bulundurulduğunda, tek bir sayaç masrafını bile karşılamakta zorlanan üreticilerin her arazisine sayaç taktırması durumunda, masrafının 4-5 kat artacağına da dikkati çeken Bayraktar, sayaç masraflarının bir kısmının üreticiye hibe olarak verilmesi gerekliliğine de vurgu yaptı. <br /> <br /> Bayraktar, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: </span></span><span style="font-size: 14px;"><span style="font-family: Arial;">“Tarımsal sulamada ihtiyaçtan fazla su çekimin önüne geçmeyi öngören ‘kota’ uygulaması israfın önüne geçmeyi planlamaktadır. Kotanın, yukarıda belirtilen su tasarrufuyla ilgili tedbirler sağlanıncaya kadar DSİ tarafından tarımsal üretimi azaltmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Belirlenen su miktarının yetersiz kalması durumunda verimde düşüş olacaktır. Kota uygulaması, arazisinde ihtiyaçları için yeterli miktarda su bulunmayan komşu işletmenin, yer altı suyundan istifade edebileceğini göz önünde bulundurarak düzenlenmelidir. <br /> <br /> Yeterli miktarda belirlenmeyen su miktarı ileride komşu üreticileri karşı karşıya getirebilecektir. Arazisinde su bulunmayan bir üretici, komşu araziden su alamayarak mağdur olacaktır. 167 sayılı Yer Altı Suları Hakkındaki Kanun’da yapılan değişiklikle üreticilerimizin karşılaştıkları sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik ilk yapılması gereken, sulama mevsimi gelmeden değişiklik yapılarak 25 Şubat 2013 tarihinde yürürlüğe girecek sayaç takma zorunluluğunun en az iki yıl uzatılmasıdır.”</span></span></div>