Film gibi

Televizyon ekranlarında bir dizi var son haftalarda. Bir savcının, baş savcıyı öldürmesi ve suçu da arkası olmayan bir garibana yükleme düşüncesiyle başlayan dizi senaryo içinde senaryolarla devam ediyor. Bazen yok canım artık diyorsunuz, ama devamında size de inandırıcı geliyor.

Diziye ayrılan saat bitiyor, eh ne de olsa sonuçta bir film diyorsunuz.
Haberlerden son dakika ya da son haberlerde ne var diye haber kanalına geçiyorsunuz.
Hadi canım(!)
Ergenekon davasında Deniz kod adlı gizli tanık kimliğini açıklamış ifade veriyor mahkemede.(Pardon tanıklık ediyor.)
Şemdin Sakık.
Genel Kurmay Başkanını, Generalleri, Kurmayları yargılıyorsunuz, tanık Şemdin Sakık.
Kim, kime inanacak?
Kime nasıl inanacaksınız?
15 dakika önce seyrettiğiniz dizi filmin senaryosu, haber kanallarındaki haberlere konu olaylara göre hafif kalıyor.
Adam, yıllarca bu ülkenin askerine kurşun sıkmış, suçu olmayan günahsızların ölümüne neden olmuş, şimdi onun sözüyle ben yıllarını ülkesi için çalışarak geçirmiş insanları suçlayacağım.
Neymiş efendim!
Eski teröristmiş!
Dürüstmüş!
Yok yav!
Senelerce dağda, bayırda, gariban köylüme kan kusturan, gencecik fidanları dağlarda bu ülkeye kin ve nefretle dolduran bir adamın sözüne bakıp, yıllarca bu ülkenin temel değerlerine sahip çıkmış insanları yargılayacağım.
Doğuda, güneydoğuda yıllarca karşı karşıya gelmiş ama ülkesini savunmaya çalışmış tarafı, vurmaya çalışmış tarafla suçlayacağım.
Hiç ama hiç inandırıcı değil.
….
Neler oluyor.
Daha neler, göreceğiz.
Bunlar normal olaylardır, diyen varsa sözüm şudur ki, suyunuzu ısıtmaya başlamışlar haberiniz ola!
Kaynadığından da, piştiğinizden de haberiniz olmayacaktır.