Geçtiğimiz gün Çınarcık Huzurevinde çok önemli bir etkinliğe katıldık. Yalova iline bağlı iki Huzurevimiz var. Biri Yalova Merkezde , biri Çınacık ilçemizde. Çınarcık Huzurevimiz Türkiye’ye örnek olabilecek bir tesis. Bu tesisin bir benzeri Paşakent Mahallemize yapılıyor ve yakın bir tarihte hizmete açılacak. Umarım kısa sürede tamamlanıp hizmete girer de sırada bekleyen yüzlerce yaşlımızın da yüzü güler.

Günümüzde Huzurevleri yaşlılarımız için güvenli bir liman olarak kabul ediliyor. Yaşlılarımızın devletimizin şevkatli elini üzerinde hissetmesi çok önemli. Günün yaşam koşulları aileleri maddi ve manevi açıdan zorluyor ve insanlar anne babalarını huzurevlerine yerleştirmeye başlıyor, sanırım her geçen gün bu gidişat biraz daha hızlanacak.

Huzurevlerinde yaşayan yaşlılarımıza gereken önemi ve ihtimamı göstermek boynuzun borcudur. Onların mutlu ve huzur içinde yaşamlarını sürdürmeleri için her şeyden önce onları ziyaret etmemiz gerekiyor . Huzurevlerinde yaşlılarımıza yönelik hizmetlerin kusursuz ve özenli olması için yöneticilerimize de büyük görevler düşmektedir.

Yaklaşık sekiz ay önce göreve başlayan Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürümüz sayın Faruk UYSAL tecrübesi ve sorumluluk bilinciyle umarım bu işin hakkını verecek , kendisine görevinde başarılar diliyorum.

Göreve başladığının ikinci gününde kendisine Yalova Musıki Derneği Yönetim Kurulu olarak hoş geldin ziyaretinde bulunmuştuk, zira bu makamın ilimizin yaşlıları ve bakıma muhtaç çocukları için çok önemli olduğuna inanıyoruz. Ziyaretimizde müdürlüğün çalışmalarına Yalova Musıki Derneği olarak gönüllü katkılar sunacağımızı iletmiştik. O tarihten sonra sekiz ay içinde yaklaşık altı huzurevi etkinliğimiz gerçekleşti , 2017-2018 çalışma dönemimizde yönetim kurulu olarak huzurevi etkinliklerimizi arttırmayı kararlaştırdık.

Prosüdür olarak Huzurevleri valiliğimize bağlı olarak faaliyet sürdürüyor, Yerel yönetimlerin ve Sivil Toplum Kurumlarının gönüllü katkıları ile yaşlılarımızı daha mutlu kılabiliriz ve onlara faydalı olabiliriz.

Huzurevlerimizde yaşayan yaşlılarımızın birçoğu ile yakın dostluk bağlarımız oluştu , yaptığımız sohbetlerde yaşadıkları mekanın temizliğinden , bakımdan çok memnunlar, yemeklerin çeşitliliği ve bolluğuna teşekkür ediyorlar , en büyük şikayetleri çocukları tarafından unutulmuşlukları. İşin en üzücü yanı , ömürlerini adayarak büyüttükleri çocuklarının onları ziyaret etme konusunda gereken özeni göstermemeleri, nerdeyse tamamı çocuklarının ve torunlarının yollarını gözleyerek zamanlarını tüketiyorlar.

Etkinliğimizde ağırlıklı olarak Türk Sanat Müziği eserleri seslendiriyoruz ve sanat müziğinin duygu yönü ağır basana şarkılarında gözlerindeki buğulanmayı fark edince hemen çark edip neşeli şarkılarla ortamı şenlendirmeye çalışıyoruz. Fakat onlar ısrarla istekte bulunuyorlar, hasret ve özlem şarkılarında sanırım gençlik günlerini yaşıyorlar. Gözler ıslak ama yürekler sımsıcacık, bunu hissetmemek olanaksız. Yaklaşık yüze yakın yaşlımız ile beraber geçirdiğimiz bu saatlerde şahsen ben adeta duygu okyanusunda kendimi kaybolmuş gibi hissediyorum. Burada yaşamaya başlayan çok farklı meslek ve sosyal guruba dahil insanlar aynı ortamda artık mutluluk ve huzur arıyor, onların bu arayışlarında aradıklarını bulmayı kolaylaştıracak her davranışın önemini çok mühim.

Ömrünün son günlerinde anne babalarını hasret ve yalnızlık duyguları ile baş başa bırakan insanların yüreklerinde günü geldiğinde kanayacak bir vicdan yarası mutlaka oluşur. Ah ile vah ile yaşanacak pişmanlık girdaplarına düşmemek için yaşlılarımızı unutmayalım…