İnsanların doğuştan gelen bazı özellikleri, onları diğerlerinden ayıran en önemli farktır. Zeka tanrısal bir lütuftur, üstün zeka her insana nasip olmuyor. Yetenekse, çevresel etkiler ve kültürel faktörlerle  geliştirilebilir  . İnsanların  duygusal zeka gelişimleri eğitimle sağlanabilir. Toplumları ileri taşıyacak en önemli değer zekadır. Üstün zekalı insanların sayıca çokluğu yaşadıkları toplumu  refaha , sanatsal yetenekli insanların varlığı ve sayıca çokluğu da yaşadıkları toplumu mutluluğa  ve huzura kavuşturacaktır.

Ülkemizde zeki ve yetenekli çocuklarımızı nasıl yetiştiriyoruz ? onlara standart eğitim sistemi dışında özel bir eğitim imkanı sunabiliyormuyuz  ? İşte bu ihtiyaca cevap verecek bir oluşum birkaç  yıldır devlet tarafından uygulamaya sokuldu.

Örgün eğitim sistemi içinde ,tüm öğrencilerle aynı müfredata tabi tutulan fakat diğer öğrencilerden ayırt edici bireysel yeteneklere sahip öğrencileri değerlendirmek ve özel yetenekli öğrencilerin sahip oldukları potansiyeli değerlendirmek üzere onlara özel müfredat  hazırlayarak destekleyici bir eğitim sistemi  hayata geçirildi. Bu sistemin adı ( BİLSEM ) Bilim ve Sanat Merkezleri.

Bu sistemde , örgün eğitime alternatif oluşturmadan destekleyici bir eğitim amaçlanmıştır. Bu sebeple BİLSEM’e yerleştirilen öğrenciler okul saatleri dışında Bilim Sanat Merkezlerinde özel eğitim almaktadırlar.

Bu merkezlerde yürütülen eğitim çalışmaları, Bilim ve Sanatın evrensel değerlerinden kopulmadan uygulandığında,   ülkemizin geleceği aydınlanacaktır. Bilim ve Sanatla yoğrulan çocuklarımızın varlığı geleceğimizin teminatıdır. Arzu edilen demokrasi ortamı ve evrensel hukukun tesisi yönünde önemli bir gelişme sağlanacaktır. Aydınlık  ve özgüvenli insanların yetişmesi  yönünde bilim ve sanat en etkili araçtır.

 

Atatürk ‘ün işaret etmiş olduğu muasır medeniyete ulaşmak Türk insanının en temel hakkıdır. Medeniyet yönünde  aklı  ve vicdanı hür nesiller, arzu edilen gelişmeleri sağlayacaktır. Aklını ve vicdanını tarikatlara, şeyhlere veya cemaatlere teslim edenlerin, memleketi uçurumun kenarına nasıl taşıdığını görmüş olduk. Diploma sahibi , beyaz yakalı tabir edilen eğitimli insanların akıl ve vicdanlarını bir kişiye veya bir yere emanet etmesi toplumsal facialara sebep oldu. Yüzlerce vatandaşımız şehit oldu, binlerce insanımız mağdur oldu, bir o kadar insanımız perişan oldu. En önemlisi de ülkemiz için çok büyük öneme sahip kurumlarımız müthiş bir itibar kaybına uğradılar.  Adalet terazisi şaştı. Gözbebeğimiz ordumuz yıpratıldı. Siyaset dünyamız kutuplaştı. Bütün bu olumsuzların tek bir sebebi vardır  EMANET AKIL… Sevgili  dostlar  ‘’akıl ve vicdan ‘’  kimseye emanet edilemez…

 

Çocuklarımızı kimsenin  insafına terk etmeyelim , çocuklarımızın zeka ve yeteneklerini doğru teşhis edelim ve onları yeteneklerine uygun bir çalışmaya yönlendirelim.  Bilim ve Sanat çocuklarımızı  kötülüklerden koruyacak en önemli  kalkandır.