“Allah Yalova’yı tarım, ağaç, çiçek için yaratmış” Bu sözleri söyleyen yerbilimci İTÜ Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prf. Dr. Ahmet Ercan.

Ercan, 1948 Nazilli doğumlu. 1970 de İstanbul Üniversitesi jeofizik bölümünden mezun olmuş. 1973 de Staford Üniversitesinde master yapmış. 1980 de yine Amerika’da doktora yapıp Doçent ve daha sonra da 1989 da Prf. Olmuş.

Prf. Ahmet Ercan geçtiğimiz hafta Yalova’daydı. 11 Ocak cumartesi günü Halk Eğitim Merkezi salonunda Yalova Platform’u tarafında düzenlenen “Yalova Deprem ile Çevre Sorunları” konulu konferansta konuşmacı olarak katıldı.

Sözlerine “Yalova’nın il yapılması kente yapılmış en büyük haksızlıktır.” Diyerek başlayan Ercan, devamla “Allah Yalova’yı Tarım, ağaç, çiçek için yaratmış. Sen bunun içine tükürüyorsun” çarpıcı eleştirisinde bulundu.. Bu arada başta Tansu Çiller olmak üzere bu yönde gayret gösteren pek çok siyasinin kulaklarını çınlattı.

O zamanlar ve hala, Yalova’nın il olmasına karşı çıkanlardandım. Şu anda ilk geldiğim 1990 yılındaki Yalova’yı arıyorum. Bursada en son fiili çalışma yaşamımı noktaladığımda önümde büyük şehirlerimizin başı çektiği seçenekler vardı. Sonrası için, Yalova dedim. Çünkü doğası, havasının temizliği, sakinliği, sebze ve meyvesinin bol ve ucuz oluşu, insanlarının saygılı, kültürlü emekli bürokratlardan oluşan başka yerde bulamayacağım güzelliklerdendi.
Olası İstanbul depremini değerlendiren Ercan, bu depremin sadece İstanbul’u etkilemeyeceğini vurguladı. En çok etkilenen illerden birisinin Yalova olacağını söyledi. Hepimizin sıkça söylediği “Allah korusun, inşallah deprem olmaz.” Lafının yaratılışa aykırı bulan Ercan, Yalova kent merkezinin zemin yapısı üzerinde durdu. Uzmanlık alanının jeoloji olmasının verdiği yetkiyle şu andaki yerleşim alanlarının çamur ve kumdan oluştuğu tespitini yaptı. Bu yapının, tarıma uygun olmasına karşın 2. derece deprem bölgesi riski taşıdığını ve yapılaşmaya uygun olmadığına dikkat çekti ve “kent merkezi güneye taşımalı” dedi.

Üniversite yerleşim alanının da yanlış seçildiği işaret eden Ercan, “ yerin sağlam olmaması nedeniyle önlem alınarak yapılmış olsa da tepeler e doğru kaydırılabilseydi kullanım açısından daha yerinde olurdu.” Diye konuştu.

Toplantıda üniversiteden bir tek öğretim üyesi görebildim. O sıralarda badem bıyıklı rektörümüz, kendisini ziyarete gelen bayi tezgahlarında hiç görülmeyen bir gazetenin yazarına üniversite yerleşke planları üzerinde bilgi ve ziyaret anısına ebru tablosu veriyordu. Değerli gazeteci-yazar, Yalova Üniversite’sinin Selçuklu Mimarisinden esinlenerek projelendirilmesinden çok etkilendiğini ve her yerde bundan övgüyle söz edeceğini ifade etmiş.
Neden acaba hep geçmişi taklit etme kolaylığına kaçıyoruz. Onu da en sakil şekilde yaparak. Çamlıca’ya yapılan Süleymaniye benzeri cami gibi.Mimarlık bir sanattır. Taklitcilikten çok yaratıcılık yönüyle beğeni kazanır.

Ercan’a göre sanayi alanların Yalova’yı katlediyor. Termik Santralin yapılması ise en büyük ihanet. Gözden çıkarılmış bir kent olduğu ve hovardaca kullanıldığı bir başka tespiti.

Türkiye’nin 2. derece deprem bölgesi olmasına karşın ölüm sıralamasında 5. sırada olduğunu öğreniyoruz. Bu da eğitimsizlik, yoksulluk ve yolsuzluklardan kaynaklanıyor. Açığa çıkan son yolsuzluklara bakınca bu değerlendirmeye katılmamak elde değil. Belli çıkarlar karşılığı verilen imar izinleri, denetimsiz ve kar amaçlı inşa edilen küçük çürük yapılar. Yaşadığımız son deprem pek çok tanıdığımızı alıp götürdü.

Jeolojik olarak Yalova’nın Kuzey Anadolu Fayı, Eskişehir-Trakya Fayı ve güneyde İznik fayı ile tam bir kıskaç altında olduğunu öğreniyoruz. Ayrıca beklenen büyük İstanbul depreminin de oldukça yakında gerçekleşmesi düşünülürse, geçmişte depremi gördük, gelecektekilerin de görmesi sürpriz olmayacak.
Bu gerçekler karşısında alınacak önlemler ne? Şimdiki yerleşim yerlerini boşaltmalı. Sahillerin gezmek ve hava almak için kullanmalı, Yalova’yı güneye doğru çekeceksin, Araplara yer satmayacaksın. Nüfus artışını dışarıdan göçü durduracaksın. Bunlar bireylerin elinde olan şeyler değil. Yöneticilerin işi. Ne yazık ki, o toplantıda Valimiz yoktu. Yerine bir yardımcısı hiç olmazsa gelmişti. Ya Belediye Başkanımız ? onun işi başından aşkın. Şimdide seçim havasına girdi. Alt kademeden özellikle İmar Müdürlüğünden kimse var mıydı gözüme çarpmadı.