Geçtiğimiz günlerde Yalova eski Belediye Başkanı Yakup Koçal’ın Yalova Kitabevi’nin kapanacağı ile ilgili haberi vermesinin ardından Yalovalılar, Yalova’nın en büyük sembollerinden birinin tarihe karışacağını öğrenmesi sebebiyle hüzne boğuldu. Yalova’nın önemli insanları, anılarının olduğu Yalova Kitapevi ile ilgili açıklamalarda bulunurken gözler işletmenin sahibi Mustafa Aydın’a çevrildi. Aydın, bu yıl 50. Yılını kutlayan kitabevinin tarihçesinden kapatılma kararına kadar merak edilen birçok konuda gazetemize açıklamalarda bulundu.
“1974 yılından itibaren Yalova Kitabevi’ne devam ettim”
Konuşmasının ilk kısmında Yalova Kitabevi’nin tarihçesi hakkında bilgi veren Aydın, “Yalova Kitabevi ilk olarak 1967 senesi Fatih Caddesi’nde, şu anda Erler Beko Bayisinin bulunduğu yerde küçük bir dükkan olarak ticari hayatına başladı. Daha sonra Yalova Kitabevi’ni kuran kişi nedenini bilmediğim bir konu yüzünden başka 2 arkadaşa devrediyor. Bu 2 arkadaşımızda o dönemde Yalova-Amerikan Hava üssünde çalışan iki arkadaş… Başlangıçta Yalova Kitabevi, kitap ve kırtasiyeyi beraber götürüyor. Bu arkadaşlarımızın meydanda çalışmasından mütevellit turistik hediyelik eşya bölümü yapıyorlar” dedi. Yalova Kitabevi’ni devralma hikayesi hakkında konuşan Aydın, “Yalova Kitabevi’ni işleten arkadaşlar benim kiracımdı. Bunlar bırakmak istediklerini söylediler. Babam da benim ticaret hayatına atılmamı istedi. Bizde ticaret hayatına atılalım dedik ve 1 Ocak 1974 tarihinde yarı ortaklı şekilde başlamış oldum. 1 sene aldığım kişiyle ortaklık yaptım ve 1975 senesinin Ocak ayından itibaren bugüne kadar da Yalova Kitabevi’nin tek sahibi olarak devam ettim” şeklinde konuştu.
“En büyük bırakma sebebim sağlık problemim”
Kitabevi’nin kapanma kararının duyulmasının ardından Yalova’da gündem olmasının kendisini çok onurlandırdığını açıklayan Aydın, “Kültürel olarak bir iz ve kalıntı bırakma şansım olmuş ve hissettim ki Yalova bana sahip çıkmış. Halen de sahip çıkıyor ve bırakmamı istemiyorlar. Benim en büyük bırakma sebebim sağlık problemim… Sağlık problemim 2020 senesinde başladı ve bu seneden itibaren devamlı tedavi altındayım. Bu tedavimde geçici bir tedavi olmadığım için… İyileşme ihtimalim çok uzak bir ihtimal… Kesin olarak netice alma şanları yok. Bu asrın hastalığı dediğimiz o hastalıktan biz de nasibimizi almış oluyoruz. O yüzden şu anda ki dinçliğimde ben işimi kendim bırakmak istiyorum. Benim arkamda işimi idame ettirecek kimse yok. Biri kız biri de erkek olmak üzere iki çocuğum var. Her ikisi de kendi ayakları üstünde durdukları ve kendi işlerine devam ettikleri için benim işim yan iş olarak onlara biraz yük olabilir diye düşünüyorum. Çünkü bizim işimiz devamlı takip isteyen bir iş, gelen müşterinize iyi hizmet vermek için her türlü özveriyi kullanmanız gerekiyor. Yalova Kitabevi’nin bugüne kadar bu performansla devam etmesinin en büyük sebeplerinden biri müşterisine iyi hizmette bulunabilmesidir. Eğer müşterinize iyi hizmet veremezseniz günün birinde siz kendiliğinden kaybolmaya gidebilirsiniz. Yalova Kitabevi hiçbir zaman hizmetinde ve iş sevgisinde geri kalmadı. İş sevgisini ve hizmet sevgisini daima üst seviyelerde tutu ve bugünlere geldi” ifadelerini kullandı.
“Günün koşullarında kitapçıların sağlıklı bir şekilde yürümesi mümkün değil”
Kapanma kararının ardından gelen tepkiler hakkında konuşan Aydın, “Muhakkak ki Yalova Kitabevi’nin yürümesini isteyen çok sevdiğim insan grubu var. Özellikle Yakup Beyin duyurusundan sonra telefon ve bizzat dükkana gelerekten “bir çare arayalım” teşebbüsünde bulundular. Ama günün koşullarında tek bir kitapla bir kitapçının sağlıklı bir şekilde yaşaması mümkün değil. Çünkü Türkiye’nin en büyük sorunlarından birisi günlük yaşam koşulları… Çoğu insan gününü nasıl idame ettiririm derdinde… Bundan 5-6 sene önceye kadar insanların alışveriş listelerinde kitap ilk 10-15’indeydi ama şimdi bu 30-40’lı sıralarda… O yüzden Kitabevi’nin yürümesi çok zor. Benim en büyük avantajlarımdan birisi de kira vermememdi ve öyle telafi ediyordum. Zaten maddi bir beklenti ile gittiğim yoktu. İnsanların kitapları okumaları beni mutlu ediyordu. Ben bu hizmeti devam ettireyim diye bugünlere geldim ama sağlık bir yerde noktayı koymamızı istiyor. O günler de artık geldi” dedi. 2020 yılında başlayan pandemi döneminin kendi işine zarar verip vermediği sorusuna cevap veren Aydın, “Kendi meslektaşlarımızla istişare ettiğimizde bundan etkilendiklerini dile getiriyorlar ve biz de muhakkak etkilenmişizdir. O pandemi döneminde biz internet satışına döndük. İnternet satıcılarının vasıtasıyla yurdumuzun her bir yanına yaklaşık olarak aralıksız 3 sene kitap gönderdik. Pandemi dönemi bizim kitap satışımızı engellemedi. Belki dükkan için engellemiş olabilir ama bizim kitap sirkülasyonumuzda fazla etki olmadı. Çünkü biz sanal alemden kitap satmaya başlamıştık. Bu farklı alternatifi 2 sene önce kestik. Neden kestik? Çünkü Türkiye ekonomisinde bir belirsizlik başladı. Fiyat belirsizliği ve istikrarsızlığı günlük yaşamda çok büyük etken oldu. Birisi kitap için geliyor ve kitabın fiyatını soruyor. O gün bütçesi müsait olmadığı için gidiyor ve 1 ay sonra geldiği zaman o kitabın farklı bir fiyatta olduğunu söylüyoruz. Bu bizden kaynaklanan bir durum değil tamamen yayın evlerinin kendi statülerinden kaynaklanan bir durum. Biz, o sitede kitabı satıp tekrar yerine yenisini koymamız için ana paradan ekleme yapıyorduk. Çünkü fiyatları değiştirmeye yetişemiyorduk. Onun için pandemi döneminde alternatif olarak kullandığımız sanal satışımızı bitirmiş olduk” şeklinde konuştu.
“Fiyatların yüksek olması gençlere dur demeye zorluyor”
Yalova’da kitap okuyan bir kesimin olduğunu belirten Aydın, “Gençler biraz daha meraklı ama kitap fiyatlarının yüksek olması gençleri bir yerde dur demeye zorluyor. Mesela finansör olarak İş Bankası’nın kendi yayın evleri var. Yapı Kredi’nin yayınevleri var. İş Bankası istikrarından ve çizgisinden dönmedi. Fiyatları daima makul ve alt seviyelerde tuttu. Yapı Kredi’nin ekonomik durumları ve düşünceleri nedir bilmemeyiz… Yapı Kredi’de fiyatlar epeyce yükseklere çıktı. Onun için gençler arasında biraz duraksama oldu. Tabi sanal satışın çok büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Yine de gerçek okuyucular yemiyor ve içmiyor, ayda 5 kitap alacağına 2 kitap alıyor ve okumasından vaz geçmiyor” ifadelerini kullandı.
