Bizler dünyanın en güzel coğrafyasında, en verimli, bereketli topraklarında yaşıyoruz cümleleri ile başlayan açık davet mektubunda şu ifadeler kullanıldı, “Binlerce yıllık tarımsal üretim tecrübemiz, zengin bitki çeşitliliğimiz var. Dünyanın en stratejik tarım ürünlerinin ana vatanıyız. Buna rağmen bugün hem bitkisel hem de hayvansal üretimde ciddi sorunlar yaşıyoruz. Ne üreticimiz mutlu, ne de tüketicimiz mutlu. 21.yüzyıl Türkiye’sinde ekmek büfeleri önünde oluşan kuyrukları hak etmiyoruz. Marketlerde un, şeker, yağ için oluşan kuyrukları hak etmiyoruz. Bereketli toprakların su ve güneşle buluştuğu, verimli meraların olduğu bu güzel coğrafyada bu yaşananları hak etmiyoruz. Bitkisel ve hayvansal üretimde yaşanılan sorunların çözümü yok olanı ithal etmek değildir. Çözüm üretimde. Üretmek, daha fazla üretmek zorundayız. Günümüzde gıda güvenliği ve gıdaya ulaşabilme tüm ülkeler için bir milli güvenlik ve beka sorunu haline gelmiştir. Pandemi süreci ve hemen kuzeyimizde yaşanan Rusya Ukrayna savaşının oluşturduğu kriz ortamı tarımın, hayvancılığın, üretimin ve gıda güvenliğinin önemini bir kez daha yaşayarak görmemizi sağladı. Üretebileceğimiz tarım ürünlerinin ithalatçısı olmak demek, dışa bağımlılık demektir. Yakın zamanda Ukrayna Rusya savaşında ülkeler kendi ihtiyaçlarını önceleyerek bazı ürünlere ihracat yasakları koydular. Karadeniz’den gelecek gemilerin yollarını gözledik, endişeyle. Biz Memleket Partisi olarak ülkemizin en öncelikli sorunlarından birisinin bitkisel ve hayvansal üretimde yaşanan sorunlar olduğuna inanıyoruz. Bitkisel ve hayvansal üretim sektörü, stratejik bir sektördür. Bu sektörde önceliğimiz kendi kendimize yetebilirlik olmak zorundadır. Memleket Partisi olarak bitkisel ve hayvansal üretimde yaşadığımız sorunların çözümüne yönelik stratejimiz, yol haritamız hazır. Bu sorunun siyaset üstü bir anlayışla ele alınması ve desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle sorunların çözümüne dair çalışmalarımızı, önerilerimizi tüm siyasi partilerle paylaşmaya, ülkemizin geleceği için ortak aklı birlikte oluşturmaya hazırız. Ülkemizin en yakıcı sorunu olan gıda krizi ve gıda güvenliğini gündeme taşıyan ortak akıl için çağrı mektubumuza sizlerden yanıt aldığımız takdirde, sizi bizzat ziyaret ederek raporumuzu paylaşmaktan mutluluk duyacağız. Milletimizin menfaatlerini her şeyin üstünde tutarak memleketimiz için hepimizin iyiliği için ortak akılda buluşmak üzere en içten saygılarımızı iletiyor; çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.”