<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-size:10.0pt"><span style="font-family:"Arial","sans-serif"">Vatan Partisi Yalova il Başkanı Ayşe Nilgün Metingü ve parti yönetimi Yalova’da aday gösterme ve seçime girme kararı aldıklarını dile getirdi. Partinin il binasında düzenlenen toplantıda konuşan Vatan Partisi Yalova il Başkanı Ayşe Nilgün Metingü, “Partimiz içinde bulunduğumuz çetin dönemde milletimizi seçeneksiz bırakmayarak, tüm Türkiye’de olduğu gibi Yalova’da da seçimlere kendi adayları ile katılacaktır. Rantları paylaşan değil halkçı, çağdaş, üreten, milleti önünde bulunan sorunları çözmek adına seferber eden bir yerel yönetim anlayışıyla ilimizdeki her yönetim görevine talibiz” dedi.</span></span></p> <p class="MsoNoSpacing"><span style="font-size:10.0pt"><span style="font-family:"Arial","sans-serif""><img class="detayFoto " src="https://www.yalovagazetesi.com/images/upload/VATAN_PARTYSYYDE_SECYMDE_ADAY_GOSTERECEK_4.jpeg" style="height: 525px; width: 700px; border-width: 4px; border-style: solid; margin: 4px; float: left;" />Vatan Partisi Yalova il Başkanı Ayşe Nilgün Metingü açıklamasını şu sözlerle devam ettirdi, “Bu çerçevede Atatürk Devrimlerini tamamlamak, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü savunmak, toplumun tümüne dayanarak sorunları çözmek adına işbirliği arayan vatansever adayların destek taleplerini de değerlendireceğiz. Bilindiği üzere siyasi ve ekonomik açıdan kritik günler yaşıyoruz. Güneydoğumuzda ABD’nin PKK/PYD eliyle ikinci bir İsrail yaratma girişimiyle karşı karşıyayız. AKP iktidarı Suriye Hükümetiyle el ele vererek bu tehdidi bertaraf etmek yerine mezhepçi bir bakış açısıyla Beşar Esad düşmanlığına saplanmıştır. Muhalefetin bir bölümü de Suriyeli düşmanlığını körükleyerek Türk Milleti’ne yakışmayacak tavırlar sergiliyor. Ayrıca PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin tutuklu yöneticileri için sözüm ona özgürlük kampanyaları düzenleniyor. Bir yandan da Ege ve Akdeniz’de güvenliğimiz açısından tehditlerle karşı karşıyayız. ABD, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Doğu Akdeniz’de ortak tatbikatlar düzenliyor, Kıbrıs’ı ve Ege’de bulunan topraklarımızı tehdit ediyor. Ekonomik gidişatla birlikte düşünüldüğünde tehdit ciddidir. Türkiye’miz küresel dolar vurguncularının kıskacında, onların şantaj ve spekülasyonlarına direnmeye çalışıyor. Fakat yönetenlerin yetersiz siyasi ve ekonomik adımları nedeniyle direncimiz zayıf… Tüketim ve borçlanma ekonomisinin pençesinde her geçen gün daha da kan kaybediyoruz. Döviz kontrol edilemiyor; maliyetler ve fiyatlar yükseliyor, faizler artıyor, iflas bayrakları çekiliyor, alım gücü düşüyor ve işten çıkarmalar oluyor. Kimse geleceği ön göremiyor. Herkes tedirgin...Ancak içinde bulunduğumuz yerel seçim sürecinde köy muhtarlıklarından büyükşehir belediyelerine Türkiye’yi yönetme iddiasında olan siyasi partiler tüm bu gerçekleri göz ardı ederek kendi çıkar gruplarının rantları paylaşma savaşını veriyor. Türkiye’yi bu çıkmazdan kurtaracak program değil, isimler tartışılıyor. Türkiye işte bu koşullarda 31 Mart 2019’da yerel seçimlere gidiyor” </span></span></p>