İstanbul ‘da Galatasaray civarında Nuri Ziya sokakta yürüyenler evlerden birinin duvarında çakılı bir plaka görürler. Plakada ‘’ Evvelce burada bulunan binada, ünlü Macar müzisyeni Liszt 1847 yılında Osmanlı Padişahı Abdülmecit Han’ın misafiri olarak oturmuştur ‘’.

Liszt o binada sadece bir yıl oturmuştur. Tarih, kültür ve sanat değerlerine çok saygılı bir ulus olan Macarlar, milli sanatçıları Liszt’in bir yıllığına bile olsa oturduğu o yeri bulup kayıt altına alarak, o yeri dünyanın sıradan bir yeri olmaktan çıkarıp kendi sanat tarihlerine bir değer olarak kazandırmayı bilmişlerdir. Sembolik gibi gözükse de, özünde sanata ve sanatçıya verilen değer söz konusudur.

Bu noktadan birkaç kilometre uzakta Beşiktaş semti Abbas Ağa mahallesine yolunuz düşerse, eski ve güzel bir konak dikkatinizi çeker. Burası Osmanlı döneminin önemli devlet adamlarından aynı zamanda da dönemin büyük hiciv ustası edebiyatçı Ziya Paşa’nın konağıdır. Üzerinde ne bir plaka ne bir yazı vardır. Bina bakımsızlıktan yıkılmak üzere virane haline gelmiş. İstanbul’un en işlek yerlerinden birinde yaşanan bu ilgisizlik, aslında kendi tarihimize, kendi sanatçımıza, kendi değerlerimize verdiğimiz önemin hazin bir göstergesidir. Bu konak ve bunun gibi o kadar çok örnek yapı aynı kaderi paylaşmıştır ülkemizde. Kaderine terk edilmiş bir zaman sonra yıkılmış yerinde şimdi bilmem kaç katlı gökdelenler yükselmiştir. Şimdi orada zamanında kim yaşamış hangi değerimiz neler üretmiş hatırlayan bile yoktur. Maalesef bize has bu ilgisizlik ve boş vermişlik aslında bizim medeniyet seviyemizin şu anki halini göstermektedir. Bilime sanata ve sanatçımıza hak ettiği değeri veremediğimiz sürece ne bilim gelişir ne de sanat. Bu satırları yazarken aklıma Almanya’dan başka bir örnek geldi.

Almanya merkezi hükümeti bir otoyol planlaması yapar ve çalışmalar başlar. Proje devam ederken şantiye çalışmaları bir bölgede ünlü bir Alman bestecisinin evinin yakınlarından geçmektedir, şantiye çalışmalarından çıkan gürültüden rahatsız olan besteci bir şikayet dilekçesi yazarak ilgililere iletir. Kısa bir süre sonra projede tadilat yapılır ve güzergah başka yöne kaydırılarak bestecinin rahatsızlığı önlenir. İnanılır gibi değil? Herhalde medeniyet dediğimiz şey böyle bir şey olmalı. Bize çok uzak gibi gözüken bir ütopik bir kavram gibi.

Bilim ve Sanat, sahip çıkılması gereken çok önemli değerlerdir.