Sevgili okurlarım. Geçen haftaki yazımda da yazmış idim. Cemaatle namazın avantajlarını. Şimdi bakın Allah’ın kulu ve Rahmet Peygamberi sallallahü bir taraftan cemaatle namaza durulmasını emredeyim demeden namaza teşvik ederken, diğer yandan cemaati terk edenleri şöyle yermektedir; “Vallahi içimden öyle arzu ediyorum ki, namaza durulmasını emredeyim halka namaz kıldırsınlar. Bu emirden sonra beraberinde olun demeleri olan birkaç adamı, cemaate gelmeyen gurüha götürüp de üzerlerine evlerini cayır cayır yakayı.” (Kaynak el-Muvatta, Cemaa 3; İbn müce, mesacid,17). Yine “Vallahi bazı kavimler cemaatleri tevketmekten vazgeçecekler yada Allah onların kalplerini mühürleyecektir. Sonra da muhakkak gafillerden olacaklardır.” (İbn mace, mesacit, 17). Sevgili kardeşlerim, sevgili Peygamberimiz zamanından günümüze kadar namaz bu üstün faziletinden dolayı cemaatle kılınmaktadır. Bu maksat için inşaa edilen camiler de, ifa ettikleri daha bir çok fonksiyonlarıyla birlikte sosyal birer kurum haline gelmişlerdir. Cemaatle namaz, Hanefi mezhebine göre sünnet-i müekke’de, Şafii mezhebine göre farz-ı kifaye sünnet-i müekke’de, maliki mezhebine göre sünnet-i müekke’de farzı-ı kıyafe’de, Hanbeli mezhebi ve Davut ez-zahiriye göre ise farz-ı ayın’dı. (Kaynak: Tecrid-i Sarih Tercümesi, 11.604). Sevgili kardeşlerim, cemaate katılmak için; başkalarıyla gücü yetmek, çıplak olmamak, ve mükim olmak şartları aranmaktadır. Bir kimse evinde hanım ve çocuklarına imamlık yaparsa, cemaatin faziletini elde edebilir ve sevap kazanabilir. Fakat camide cemaatle kılmak daha çok sevabı gerektirir. Cemaat, herhangi bir yerde alenen eda edilmediği takdirde, evler ve dükkanlarda ilan edilmeden kılınan namaz gibi halkı cemaat sorumluluğundan kurtaramaz. Cemaatle namaz kılmayan bir yöre halkını önce ezan ile cemaat olmaya davet etmek gerekir.İslam’ın hakim olduğu toplumda Müslümanlar eğer bu davetle cemaate gelmezlerse, onları cemaate katılmaya zorlamak için şiddete başvurmak gerekir. Cemaat sevabı almak için ve cami sevabını almak için cemaate gitmemeyi mubah kılan özürler denir. Bu mazeretler şunlardır; yürüyemeyecek kadar hasta olmak, felçli olmak, ihtiyar olmak, kör olmak, kolu-ayağı kesik olmak; bunların camiye gitme mecburiyeti yoktur. Ancak giderse sevap kazanır.

 

Kardeşim Ali Güleç, başın sağ olsun. Yüce Allah ruhlar aleminde şehit oğlunla Firdevs Cenneti’nde inşallah beraber olursun, mevlütün kabul olsun. Amin.