“Kentsel dönüşüm belediye kanunun göre yapılıyor”

‘Kentsel Dönüşüm’ün Belediye Kanununa göre yapılan bir işlem olduğunu vurgulayan yetkililer, “5393 sayılı kanunun 73’üncü maddesi kentsel dönüşümü tarif ediyor. Bunlar daha çok yıkık, dökük, geçmiş zamandan kalmış, birbirine yaslanan binalar. Eski zamanlarda ruhsatı olmayan, kaçak göçek binaların dönüştürülmesini kapsıyor. Mesela Roman mahallesi. İlk önce kentsel dönüşüm adı altında başladı ama onunla ilgili yol alınamadı şimdi riskli alana dönüştü. Riskli alana dönmesi için bir kere alanın riskli olması lazım. Riskli alanın dönüşümü farklı bir kanun. 6306 sayılı kanun. Hem yapıların riskli olması lazım, hem de alanın riskli olması lazım. Kentsel dönüşümde belediye eski, ruhsatsız konutları tespit edeyim diyor, diyelim ki 100 tane konut,  o 100 konutun yerine yenisini yapacak. Oradaki yapılan işlemlerde belediye tamamen alanı istimlak ediyor, tapu belediyeye geçiyor. Dolayısıyla belediye TOKİ ile anlaşıyor veya müteahhitle anlaşıyor, yıkılan binaların yerine bina yapıyor veya onun kıymetinde başka bir yerde arsa veriyor” diye bilgi verdi.

“Tüm belediyeleri Afet riskli alanların dönüşümüyle ilgili bilgilendirdik”

Afet riskli alanların dönüşümünün farklı olduğunu belirten yetkililer, “Sayın valimizin başkanlığında bütün belediyelerde bir çok toplantılar yaptık. Hiç olmazsa sizler vatandaşa yanlış bir şey söylemeyin diye. 6306 sayılı kanunda bu işlemi Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü veya Bakanlık yapıyor. Bunların ikisi de farklı kulvarda olan şeyler. Bu kanunda vatandaşa kredilendirme işlemi yapılıyor, onlara para veriliyor. Veya aynı diğer  kanunda olduğu gibi kamulaştırma parasını isterse binanın değerini YPK’ya bağlı ekspertizler tarafından tespit ediliyor. Arsanın değerini de ilgili belediye 2942 sayılı  kamulaştırma kanununa göre  belediyeden oluşturulan ekipler tespit ediyor. Dolayısıyla orada yapılan işle yapılacak işin farkını vatandaştan talep ediyor. Mesela tespite göre 40 bin liralık bir evi var. ben bunun yerine 50 bin liralık bir ev yapacağım diyor, bunu tüm delilleriyle resmi olarak yapıyor. Vatandaşa sen 10 bin lira borçlanacaksın, bunu işte 120 ayda ödeyeceksin diyor, faizi %8 olacak, buna göre burada bir daire sahibi olacaksın diyor. O kredinin faiz desteğinin yarısını da kendi ödemesi koşuluyla kirasını da karşılıyor, ev kirası da veriyor. Onu da 2 yıl süreyle 600 liradan başlamak suretiyle bunlara kira yardımı yapabilirim diyor. Onlar TEFE ile güncelleniyor. 6306 sayılı kanun, iyi bir kanun. Çıkarılmış en güzel kanunlardan bir tanesi” dedi.

“Vatandaş riskli bina başvurusu yaparsa geri dönüşü yok”

Yetkililer, “Riskli alanlarda bakanlık belirliyor. Parsel bazında bir tane bina riskli ise, parsel maliklerinden bir  tanesi Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne bu binalardan birisi riskli midir, değil midir, tespit edin deyince, biz onu tespit etmek veya ettirmek durumunda kalıyoruz. Ondan sonra o bina riskli ise artık yıkım moduna giriyor. Artık bundan sonra geri dönüşü yok. Ama bina maliki veya yönetici olmak durumunda başvuran. Üçüncü şahıslar da diyebilir, kanunda böyle bir ayrım yapılmamış. Kanunda diyor ki, bakanlık ilgili belediyeye tespit işlemlerine başlayın, diye komut  verirse, ondan sonra belediye bunu resen yapmak zorunda kalıyor. Şimdi onu daha vermedi. Bakıyor mesela bakanlık 19 milyon riskli yapı var ülke genelinde ama bir senede daha 300 bina yıkılıp yeniden yapılmış. Demek ki isteğe bağlı olunca vatandaş tereddüt ediyor. Vatandaş riskli bina başvurusu yapsa artık geri dönüşü olmayacak” dedi. 

Editör: TE Bilişim