Bursa genelinde bulunan binaların yüzde 55’inin deprem öncesi imal edilen binalar olduğunu belirten Elfi Gayrimenkul Kurucusu ve Brokerı Özkan Aydemir, "Türkiye genelini konuştuğumuzda Kasım ayı sonu itibariyle yıllık 93 bin konutun satıldığını görüyoruz. Bunların 5 bin 200’e yakını ise ipotek olarak satılan konutlar. Yani tüm satışların yüzde 5,5’lik kısmı konut kredisi ile satılmış. Bursa geneline geldiğimiz zaman da Kasım ayı 3 bin 449 adet konut satışı gerçekleşmiştir. 11 aylık satışlara baktığımızda son 9 yılın en düşük konut satışının gerçekleştiği yıl oldu. Bursa’daki binaların yüzde 55’i deprem öncesi binalar, yani 2000 yılı öncesi yapılan binalar. Bursa’da resmî verilere göre 965 bin tane bina var. Bunların yüzde 55’i deprem öncesi ve kentsel dönüşüme girmesi gereken binalardır. Bu sebeple gayrimenkul sektöründe fiyatlarda bir düşme olacağını öngörmüyoruz. Tabi fiyatların bir basamak da olsa köpüğünün alınarak satılabilir piyasa rakamlarına geri gelme ihtimali yüksek" diye konuştu.
Son 1 ay içerisinde Marmara Bölgesinde peş peşe yaşanan deprem, herkesi tedirgin ederken, İstanbul, Bursa, Yalova ve yakın illeri ilgilendiren bir depremin olacağı söylenmesi ise insanları evlerinin dayanıklılığı konusunda yine şüpheye düşürdü. Yaşanan küçük depremlerin zamanın daraldığının bir göstergesi olduğunu ve biran önce herkes elinden geleni yaparak dönüşümün önünü açmak zorunda olduğunu belirten Aydemir, "Artık vatandaşın veya kamunun ne dediğine bakmadan biran önce bütün insanlarımızı sağlıklı yapılara kavuşturmak zorundayız. Bursa’da yeni imarlı bölgelerin açılmaması da, hali hazırdaki arsaların ve bölgelerdeki fiyatların yukarı çıkmasına sebep oldu. Yeni imar bölgelerinin açılmamasından dolayı arsa maliyeti inşaat maliyetinin önüne geçmiş durumdadır. Yeni imar bölgelerinin mutlaka açılması ve kentsel dönüşüm de Bursa’da hızlandırılması gerekiyor. Gayrimenkulde enflasyonun yüzde 70’lerde olduğu bir yerde de vadeli olarak güvenebilecek inşaat firmaları olduğu taktirde, vadeli de olsa ben konut almalarını tavsiye ediyorum. Çünkü Türk lirası ile borçlanmak bir yıl sonrası için çok büyük bir katkı sağlayacaktır. Buradaki en önemli kriterlerden birisi gayrimenkulu aldıkları firmanın güçlü olup olmadığı ve müteahhit firmanın finans durumudur" dedi.
"Konutlar, gelir aracı olmaktan çıktı"
Birer yıl arayla konutlara uygulanan yüzde 25 kira artış sınırlaması ile birlikte dairelerin yatırım aracı olmaktan çıktığını hatırlatan Aydemir, "Daire almaktan vazgeçen müşterilerin yüzde 80’i arsa, arazi ve işyerlerine kaydı. Zaten istatistiklere baktığımızda 10 yıllık süreçte konut satışlarının çok çok önünde arsa, arazi ve işyeri satışları görmeye başladık. Bunun sebebi de konutları alıp kira kazancı göremediğinden gayrimenkul yatırımcısı arsa, arazi ve işyerine yöneldi. 2020 yılında Nilüfer ilçesinde 250 bin bandında 1+1 daireler varken, şu anda buradaki en düşük dairenin 2 milyon gibi bir fiyata yükselmesi gibi bir gerçeklik var. Daire fiyatlarının 1+1 dairelerde dahi 2 milyon bandına çıkması ve konut kredilerinin kapalı olması, alım gücünü zorlaştırmış durumdadır" şeklinde konuştu.
(İHA)

Editör: Arda Yavuz