Birçok iş alanında deneyimi olan Yasemin Fazlaca, "1979 Kastamonu Cide doğumluyum. Aslında mali müşavirim ama uzun yıllar ağır sanayide çalıştım. Şimdi de inşaat taahhüt işleriyle uğraşıyorum. Aynı zamanda bir kadın kooperatifi başkanlığı yapıyorum, Bunun haricindeki bütün zamanımı da siyasette geçiriyorum" dedi. 

Baba mesleği tersanecilik olan ve tersanecilik sektöründe bir kadın olarak yaşadıklarını dile getiren Fazlaca, "Benim başladığım dönemlerde kadın mühendisler dahi yoktu, azınlıktaydı. Burada ilk kadın benim diyebilirim. Temizliğe ya da çaya kadın bulmakta zorlanırken, zamanla bu eşik aşıldı ve şu anda tersanelerde temizlikte olsun masa başı işlerde olsun, beyaz yaka kısmında olsun, çoğunluk olmaya başladı. Bu beni çok memnun ediyor. Ağır sanayide Çin'de Rusya'da olduğu gibi üretimde de aktif şekilde kadının her zaman  rol almasını arzu ettim. Yaptığımız toplantılarda bunu hep dile getirdim. Fakat bizim kanunlarımız ağır sanayi olduğundan dolayı kadına izin vermiyor. Ama ben kanunların da zamanla düzeleceğini ve kadının kadın elinin üretime değdiğinde çok daha kaliteli işçiliğin olacağına eminim" dedi. 

"Siyaset, burada bir avuç insanın mutluluğunu baz almış"

Siyaset serüveninden de bahseden Fazlaca, "Bizim siyaset alakamız aileden gelmiyor. Hiçbir şekilde ne ailemizde, ne sülalemizde siyasetle ilgilenen kimse yoktu. Fakat yaşadığımız bölgede şunu gördüm, sosyal anlamda çok büyük eksiklikler var. Buranın sosyalleşmeye ihtiyacı olduğunu bana sezdirdi. Ben de bu mottoyla yola çıkarak insanların ihtiyaçlarının önceliğini belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Maalesef siyaset bir avuç insanın mutluluğunu baz almış, il genelini baz almamış. O anlamda ben kadın olarak bir kadın elinin buraya çok yakışacağını, insanlara bir katma değer katacağıma emin olduğum için bu yolda yürümeye başladım. Ticaret Odası, kadın girişimciler kurulundaydım aynı zamanda birçok kadın ve vakıf, derneklerinde de aktif rol aldım. Fakat yine bir siyasete dayanıyor. Yani siz siyaseten eğer bir yerden Maddi olarak bir gelir kaynağınız yoksa  bu tür özveriyle hareket eden dernek ve vakıflarda çok fazla hayallerinizi gerçekleştiremiyorsunuz. İkincisi başlarda 50 60 kişiyle doğuyor. Daha sonra zamanla zamanla çok özverili 4- 5 kişiye kalıyor. Kooperatifçilikte de böyle vakıfta da böyle dernekte de böyle. Siz amaçlarınızı maddi bir gücü olmadan özveriyle ancak bir noktaya kadar getirebiliyorsunuz. Ama siyaset öyle değil. Siyasette siz devlet gücüyle birlikte yapabileceğiniz projeleri daha rahat harekete geçirebiliyorsunuz. Onun için dernekler, vakıflar bu tür hareketlerde sınırlı kalıyor. Belediyecilik anlamında bir yerde konumlandığınız zaman yapabileceğiniz, yaşamak istediğiniz şehre dönüştürebileceğiniz, maddi anlamda da bir güce ulaşmış oluyorsunuz. Yaşadığınız şehri güzelleştirmek istiyorsanız dernekle vakıfla çok küçük insanlara dokunabilirsiniz. Ama belediyecilik anlamında sosyal belediyecilik hizmetini tam olarak oturtturabildiğiniz zaman bütün insanlara yaşadığınız kentte ekmeğini kazanan, buranın soluğunu alan insanlara daha fazla hizmette bulunabiliyorsunuz.

"Cesarete aç, bir kadın toplumu içerisindeyiz"

Beşok: En Büyük Eksiklik Salon Beşok: En Büyük Eksiklik Salon

Kadınlara birçok konuda ilham kaynağı olduğunu söyleyen Fazlaca, "Cesarete aç, bir kadın toplumu içerisindeyiz. Hem genel hem de  Altınova için söylüyorum. Çok göç alan bir bölgede yaşıyoruz. Anadolu'nun çeşitli yörelerinden gelmiş insanlarımız. Buradaki hanımlarımız genelde evde oturan hanımlar. Dolayısıyla sosyalleşemeyen,  derdini izah edemeyen, bastırılmış duygularla hayatını idame ettiren kadın topluluğunun fazla olduğu bir yerde yaşıyorum. Parti gözetmeksizin bir kadının bu şekilde cesaret gösterip böyle bir yerde aday olması onların içerisinde bir kıpırtı, bir heyecan doğuruyor. Ben hiç bir şey yapamamış bile olsam belediye başkanlığını kazanamamış dahi olsam, bugün hem kooperatifçilik anlamında hem de muhtar adaylığı anlamında birçok kadına ilham verdiğimi düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde kadın muhtar adaylarının arttığını bize bana yol gösterme adında neler yapabiliriz? diye çırpınan kadınları görüyorum. Benim için çok büyük bir umut ışığı doğuruyor. Bir kişi başarılı olamayabilir ama arkasındaki bir kadını bir arpa boyu yol aldırabiliyorsa ben aslında gerçek amacıma da ulaşmış oluyorum. Benim hedefim kadınlara cesaret verip siyasette de, ticarette de her türlü alanda kadının mutlaka yer edinmesi lazım. Erkek hegemonyası tarafından sindirilir ve geri plana atarsanız bu ben değil benden sonraki nesli de etkileyeceği için ben kadınlara umut ışığı olduğumu düşünüyorum. Benim bu cesaretim onlara da cesaret veriyor. Peygamber efendimizin döneminde ticaretle uğraşan kadınlarımız varken, bugün kadınlarımızın siyaseten, ticaretten yok sayılmasını kabullenmiş değilim. Siyaset,  Türkiye'de ve yaşadığım ilçede erkeklerin hegemonyası altında" diye konuştu.

"İnsanlara layık olduğu bir Altınova yaratmak istiyorum"
Belediye başkanlığına aday olacağını belirten Fazlaca, "Benim planım kaldığım yerden devam etmek. Belediye başkanlığına  tekrar aday olacağım. Gelecekteki planlarım yaşayabileceğim, kendime ve insanlara layık gördüğüm bir Altınova yaratmak. Ben burada yaşamayı önce kendime laik görmem gerekiyor. Çoluğumla çocuğumla yaşadığım ilçede güvenlik, sosyalleşme ve eğitim anlamında buraya layık mıyım? Önce kendime bunu sormam lazım. Ben kendimi layık olduğunu görmüyorsam çevremdeki insanlara da layık görmüyorum demektir. Burada yaşayan insanlara layık olduğu bir Altınova yaratmak istiyorum. Benim gelecekteki hedefim bu" diyerek sözlerini noktaladı.

Editör: Arda Yavuz