Yalova Baro Başkanı Hakan Gergeroğlu Marmara ve Ege Bölgesi Genişletilmiş Başkanlar Toplantısına katıldı. Toplantıda hukukun üstünlüğünün bir devletin kaderinde ki yerinin ödemine dikkat çekildi.
Yalova Baro Başkanı Hakan Gergeroğlu Bursa'da düzenlenen Marmara ve Ege Bölgesi Genişletilmiş Başkanlar Toplantısına katıldı. Toplantı sonrasında bir sonuç bildirisi yayınlandı. Bildiride ise hukukun üstünlüğüne vurgu yapıldı. Yalova Baro Başkanı Hakan Gergeroğlu bildirgeyi şu şekilde aktardı, "Toplantıya katılan Baro Başkanları, sadece yerine getirdikleri görevlerinin doğal bir uzantısı olarak değil, bu ülkenin birer yurttaşı olarak, ülkelerinin bölünmez bütünlüğünü savunmaktadırlar. Bu bağlamda Kuzey Irak’ta yapılan referandumla ilgili olarak, self determinasyon hakkının kullanımına ilişkin hukuki gerekçelerin yeterli olmadığı ve bu referandumun uluslararası hukuk açısından bir dayanağının bulunmadığı konusunda mutabıktırlar. Baro Başkanlarının,hukuki değerlendirmeler kadar önemsedikleri siyasal boyut ise gelinen nokta açısından kaygı verici sonuçlar içermektedir. Zira söz konusu referandum sadece Irak’ı değil bölgeyi de kaosa sürükleyecektir. Siyasal iktidarın bu konu ile ilgili bakış açısının yeterli kararlılık içermediği, alınması gereken önlemleri almakta geciktiği ve gelinen sonuç itibari ile sorumlu olduğu hususunun saptanması gerekli görülmüştür. Önceki izlenen siyasetler itibari ile Irak’ın kuzeyinden çıkarılan petrolün Bağdat’ın onayı olmaksızın Halk Bankası eli ile pazarlanması ve giderek “bağımsız bir ülke gibi” Kuzey Irak Bayrağı ile karşılamayapılması,iddialara meşruiyet zeminiyapılmaya çalışılmaktadır. Gelinen noktada iktidardan beklentimiz, bu güne kadar yapılan yanlışlardan vazgeçilerek sözde kararın, uluslararası meşruiyet kazanmaması için daha dikkatli davranmaları ve artık yanılmamalarıdır.Baro Başkanları, ülkemizde yaşanan OHAL koşullarının amacını oluşturan terörle mücadeleyi aşan bir boyutta sürdürülmekte olduğunu tespit etmişlerdir. FETÖ ile mücadele konusunda, adil yargılanma hakkı gözetilerek yapılacak yargılamaları önemsenmektedir.15 Temmuz Darbe Girişiminin sorumlularının hesap vermesi konusunda tereddüt bulunmadığı teyit edilirken, KHK’lar eliyle geliştirilen yeni sürecin giderek FETÖ ile ilgisi bulunmayan muhalefetin sindirilmesi operasyonuna dönüşmesine ilişkin ciddi kaygı beslemektedirler. Bu bağlamda özellikle FETÖ veya başka terör örgütlerinin yaftalaması veya böyle bir yaftalamaya gerek olmaksızın dahi, geçmişte yaşanan hukuksuzlukların benzerleri ile karşılaşmış olmaktan ciddi bir kaygı duymaktadırlar. Cezaevlerinde yaşanan sağlık sorunlarının görmezden gelindiği ve yaşam kayıplarına neden olacak duyarsızlıkların sergilendiği gözlenmektedir. Diğer yandan, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerine yapılan operasyonlarda somutlaşan bu gerçeklik, ülkemizde ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına yol açan çok ciddi sonuçlar doğurmuştur. Tüm bu sonuçlara yol açan ve Parlamenter Demokratik Sisteme açık aykırılık içeren, hukuk devleti ilkelerinden uzak ve anayasal yargı denetimi dışında bırakılan KHK uygulamalarına bir an önce son verilmesi gerekmektedir.