Brezilya’lı yazar PAULO COELHO’yu 1990 lı yıllarda yayınlanan “SİMYACI” kitabı ile tanıdık. Bu eseri, onu aynı zamanda dünya çapında üne kavuşturdu. 150 ülkede, 66 dilde yayınlandı. Toplam satışları 100 milyonu geçti.

          Onun bir öyküsünü özetleyerek sizlerle paylaşmak istiyorum.

          Leonardo Da Vinci pek çok tarihi kilisenin duvar resimlerini yapmıştır. Çalıştığı kilisenin kardinali ondan bir “Son Akşam Yemeği” tablosu yapmasını ister.

          İsa havarileriyle buluştuğu son akşam yemeğinde Yahuda’ya, onun kendisine ihanet edeceğini söylemiştir. Nitekim olaylar o yönde gelişmiştir. Yahuda sabah horoz ötünceye kadar üç kez İsa’yı inkar etmiştir.

          Bu yemek sahnesinin iki önemli kişisinin biri Hz. İsa, diğeri de havarilerden Yahuda’dır.

          Ünlü ressam iyiyi İsa’nın bedeninde, kötüyü de İsa’yı inkar eden ve onu ele veren arkadaşının bedeninde tasvir etmeyi düşünür. İş kalmıştır bu kişilere uygun modelleri bulmaya.

          Arayışları sırasında bir gün kilise korosunun verdiği konser sırasında, korodakilerden birinin İsa tasvirine çok uygun olduğunu fark eder. Onu atölyesine davet eder ve poz vermesini ister. Kabul görünce çalışmalara başlar. Birçok taslak çizer ve yeteri kadar malzeme sağlar.

          Aradan üç yıl geçer. “Son Akşam Yemeği” tablosu neredeyse bitmiştir. Ancak bir eksik vardır. Yahuda’nın yüzü. Aradığı modeli henüz bulamamıştır. Kardinal de resmin bir an önce bitmesini istemektedir.

          Arayışları devam eder. Bir gün, yaşlanmış görünen genç bir adama rast gelir. Giysileri yırtık pırtık, saç sakal birbirine karışmış, aşırı içkiden kendinden geçmiş, yol kenarında sızıp kalmış.

          Bundan iyisini bulamazdı. Taslak çizecek zamanı da yoktur. Yanındakilere adamı doğrudan kiliseye götürmelerini söyler. Zavallı başına gelenlerden habersiz kilisede kendine gelir gibi olur.

          Leonardo hemen çalışmaya başlar. İşini bitirmesine yakın, adam ayılmıştır. Duvar resmini görür. “Ben bu resmi biliyorum” der. Leonardo şaşırır. Kilisenin dışından bir kimse daha buraya girmemiştir. “Nasıl olur, ne zaman gördün?” diye sorar.

          “Yıllar önce varımı yoğumu kaybetmeden, koroda şarkı söylüyordum. Bir ressam beni İsa’nın yüzü için modellik yapmak üzere davet etti. Tıpkı buradaki İsa gibi çizdi.”

          Coelho bu öyküsüyle iyi ve kötünün aynı yüzde buluştuğunu işaret ediyor. Aynı insan iyi de olabilir kötü de. Olay çocukluktan başlar. İyi bir eğitim alırsa, etik değerleri kusursuz, kültür düzeyi yüksek bir toplumda yetişirse her yönüyle iyi bir insan olacaktır. Aksine aynı çocuk her türlü yolsuzluk ve ahlaksızlığın kol gezdiği bir ortama bırakılırsa ve eğitimden de yoksun kalırsa ondan her tür kötülük beklenir.

          Eşyalar, araç gereçler de öyle değil midir? Kullanana ve kullanış şekline göre yarar sağlar. Yeter ki amaç ve yöntem doğru olsun. Art niyetli ve bilinçsizce kullanılırsa zarar verir.