Derneğin kurucularından, gönüllülerinden, koro şefliğinden, eğitmenliğine kısacası Yalova Musiki Derneği denildiğinde  akla ilk gelen isim derneğe yılların veren müzik adamı Ömer Faruk  Öskan, 30.yılında derneğin kuruluşu, bugünlere nasıl geldiği ve Yalova’nın kültür ve sanat hayatına sundukları katkıları ve yerel yönetimden isteklerini gazetemize verdiği röportajda tüm detayları ile gözler önüne serdi.

Soru- Sayın Öskan, Yalova Musiki Derneği, Yalova’da müzik denildiğinde ilk akla gelen adreslerden birisi ve bu yıl da 30.yılınızı kutlayacaksınız, bugünlere nasıl geldiniz?

-1984-85 Döneminde Yalova Musiki Derneği kuruldu. Ben kurucularındanım ve 9 arkadaş birlikte kurduk. Bu yıl da Derneğimizin kuruluşunun 30.yılını kutlayacağız.Dile kolay, burada bir ömür geçti. Bu otuz yıl içinde bu kente büyük hizmet sundu bu dernek. Burada bine yakın insan geçti, eğitim aldı. Pek çok öğrencimiz şu anda korolar da çok değişik yerlerde öğretmen olarak yer alıyor. Yalova’nın adını da Türkiye’nin birçok yerine taşıdılar.Daha sonra yıllar  geçse de burada eğitim alanlar, tekrar burasını hatırlayıp burada tekrar eğitim almaya gelebiliyorlar. Yalova Musiki Derneği’nin ileriki nesillere aktarılması da yine genç kuşaklar sayesinde olacak.

Soru- Yalova Musiki Derneği bünyesinde müzik ve enstrüman kurslarının yanı sıra, Müzik ve Sanat Akademisi adı altında akademik eğitim de veriyor. Derneğinizin akademik çalışmalarından bahseder misiniz?

-Yalova Musiki Derneği’nin Müzik ve Sanat Akademisi  8 ile 18 yaş arasına hitap ediyor. Buradaki amacımız ileride Devlet Üniversitelerinin konservatuar bölümlerine girecek öğrencilerimiz için altyapıyı oluşturmaktır. Konservatuara giriş sınavı için teknik bilgileri kazandırabilmek, o beceriyi kazandırabilmek. Konservatuarlara girebilmek gerçekten çok zor.  Çünkü normal bir sınav yanında yetenek sınavı da yapılıyor ve çok ince bir elemeden geçiriliyor. Türkiye’nin her yerinden yetenekli öğrenciler konservatuar sınavlarına geliyor. Bizim Müzik ve Sanat Akademisi olarak  akademik eğitimimiz dört sene sürüyor.Bu eğitimi düzenli bir şekilde devam ettirenler de konservatuar sınavlarını yüzde doksan oranında kazanıyorlar.Onlara belge de veriyoruz, bu da mülakatlar da onlara avantaj sağlıyor.

Resim branşı gibi branşlarda ise daha küçük yaşlarda 3-4 yaşlarına kadar öğrenci alabiliyoruz.O da şu şekilde oluyor.Diyelim ki çocuk, aile içerisinde sorumlu, psikolog da böyle bir hobi ile uğraşmasını istiyor, o zaman da çocuklar ailelerini buraya getiriyorlar, çocuklar burada sosyalleşme imkanı buluyorlar.

Akademik bölümlerimizde piyano, batı keman, Türk Müziği keman, gitar, çello, bağlama, ritm saz, kanun, ud  ve ney var, nerede ise bütün branşlar mevcut. Yan flütümüz yok, çok talep olmadığı için açmadık, talep olursa onu da açabiliriz.

Soru-Sizin Yalova Musiki Derneği korosunun konserleri geçtiğimiz dönem olduğu gibi yine merakla bekleniyor. Sezon boyunca birçok konserle Yalovalı müzik tutkunlarını buluşturdunuz. Bu dönem konser takvimi hakkında bilgi verir misiniz, yenilikler var mı?

-Koro çalışmalarımız bu yıl da tüm hızı ile başlıyor, ilk toplantımızı yaptık. Bu haftadan itibaren de çalışmalarımıza başlayacağız.Bu sene işimiz uzun. Hem sezonu geniş tutacağız, hem de faaliyetleri çeşitlendireceğiz.İlk açılış konserimizi  16 Ekim günü Raif Dinçkök Kültür Merkezinde gerçekleştireceğimiz konserle yapacağız. Bu konserin farklı bir özelliği de var.  O da Yalova Devlet Hastanesi ile işbirliği yaparak meme kanserine dikkat çekmek için bir  sosyal sorumluluk projesi olarak bu konseri düzenleyeceğiz. 30 Ekim’de yine Raif Dinçkök Kültür Merkezi’nde Cumhuriyet Konseri düzenleyeceğiz. Bu konser, hem Cumhuriyet Konseri olacak hem de Musiki Derneği’nin 30.yıl kuruluş yıldönümü konseri olacak. Koroda bugüne kadar görev alan herkesi davet edeceğiz, TRT işbirliğinde olacak, zengin bir konser olacak.

Soru- Yeni eğitim sezonu için Yalova Musiki Derneği Müzik ve Sanat Akademisi’nde başvurular devam ediyor mu, eğitimler ne zaman başlıyor?

-Akademik bölümde kurslarımız başladı. 30 Ekime kadar kayıtlarımız  devam edecek.Ama geçen yıldan gelen kursiyerlerimiz için dersler  başladı. Biz burada sınıf sisteminde çalışmıyoruz. Hocalarla direk öğrenciler bire bir çalışma imkanı buluyorlar. Kurslarımızda da aynı branşlar var, ancak orada yaş sınırı yok. Kurslarımıza ve akademik bölümlerimize müthiş ilgi var. Bir gelen yanına üç beş arkadaşını da getiriyor. Belki seneye taleplere cevap vermekte zorlanacağız.

Soru- Müziğin gençlerin zararlı alışkanlıklardan uzak tutulması, teknolojinin esiri olmamaları açısından da farklı bir önemi var, bu konuda neler söylemek istersiniz?

-Gençlerin müzikle tanışmasının oldukça olumlu etkileri var, çocukları gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tutmak için ailelerin çocuklarını müzikle tanıştırmalarını tavsiye ediyoruz. Burada ben çocuğunun elinden tutarak, müzik eğitimine getiren aileleri gerçekten tebrik ediyorum. Çocuğunuzu öyle bir dünyayla tanıştırdınız ki, o çocuğun enstrümanla tanışması onun iç dünyasında bir aydınlanma yaratıyor. Müzikle haşır neşir olan bir çocuk kendini  müzik yoluyla ifade etme imkanı buluyor, enstrümanla uğraşmak onun manevi dünyasını ayakta tutuyor. Atalarımız söylemiş, ‘müzik ruhun gıdasıdır’ diye bu laf boşuna söylenmemiş. Bu sözün altında yatan neden,  insanın et kemikten oluşması yanında bir de ruhsal yapısı var. Fiziksel sağlığı yanında ruhsal sağlığının da iyi olması gerekiyor. Maneviyatı nasıl besleyeceksiniz, bunun için Ortaçağda insanları içine şeytan kaçtı diye öldürüyorlardı. Osmanlı müziğin etkisini keşfetti ve müzikle ruhsal hastalıkları tedavi etti. Bu tedavi biçimi hala devam ediyor. Hayvanlar bitkiler üzerinde de müziğin olumlu etkileri tespit edilmiş durumda. Mesela ahırda müzik dinletilen hayvanlarda süt verimi de artıyor. Çocuklar okul döneminde de müzikle enstrümanla olan ilgisini devam ettirmeli, çünkü çocuklar bu şekilde ders yoğunluğunun stresini de atma imkanı buluyor.

Soru- Yerel yönetimlerin bu noktada katkısı önemli, çünkü sizler bir kente oldukça önemli bir hizmeti hem de fedakarca yerine getiriyorsunuz. Bu noktada yerel yönetimden gerekli desteği görebiliyor musunuz?

-Deprem zamanı bile burada birçok insan, kendisini müzikle tedavi etme imkanı buldu. Bu derneğin kapısı o kadar çok insan gördü  ki, doktor tavsiyesi ile gelip insanlar kendisini tedavi etti. Yerel yönetimlerin bu noktada ilgisi çok önemli, bu tür yerlerin kapısının açık kalması için yerel yönetimlerin desteklerine ihtiyacımız var. Bu tür müzik ve sanat eğitimi veren yerler bir kent için çok önemli, yerel yönetimlerin de bunun bilincinde olması gerekir. Yalova Belediyemizin de burasını biraz daha rehabilite edip geliştirmesini istiyoruz. Bu tür yerler bir kente çok önemli hizmetler yerine getiren yerler. Buraları bir eğlence yeri gibi görülmemeli hiçbir zaman. Her yaşta insan için müzik önemli. Belediyelerden para istemiyoruz, kirasını elektriğini, suyunu gönüllü insanlar ödüyor. Kimseye yük olmuyoruz, herkes gönüllü olarak bir şekilde buraya katkı sunuyor. Öğrencilerimiz aidatlarını ödüyor, eğitimlerimiz böyle sürüyor.

Soru-‘Konserleriniz ücretsiz olsun, ücret alınmasın’ gibi tartışmalar olmuştu, geçen dönem, bu konuda neler söylemek istersiniz?

-Konserlerimiz ücretsiz olsun deniliyor. Ama bu işin başka bir boyutu var, her konserin maliyeti nereden bakarsanız bakın, 3-4 bin Lira’ya kadar çıkıyor. Ücretsiz olsun da o zaman bunu kim karşılayacak? Konsere gelen 10 Lira, 5 Lira verdiği zaman bizi denetliyor, para verince işte beğeniyorsa bizi motive ediyor, beğenmiyorsa da  eleştiriyor, bizi uyuttunuz diyor. Biz de ona göre kendimize yön veriyoruz. Ücretsiz olunca bir de işin şu yönü var, ücretsiz olunca yanına takıp on kişiyi çoluğu çocuğu, bebeği ile geliyor, gelsin ama, konserde bebek ağlaması, koşturan çocuklar böyle olmaz. Ama bedelini ödersen ona göre kıymetini de bilirsin, bu bilincin de oluşması lazım… Biz bağış adı altında bunu paylaştırıyoruz. Bu işin sanatçısı var, davetiyesi var, afişi var, enstrümanı var, hiçbir şey boş yere olmuyor. 

Editör: TE Bilişim