Yalova Gazipaşa Polis Lokali’nde gerçekleşen programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, vatanı için nöbet tutmanın en önemli nafile ibadetlerden birisi olduğunu söyledi.

Başkan Erbaş, sömürge güçleri tarafından kardeşi kardeşe vurdurmak için ve aynı dinin mensuplarının bir birini yok etmesine yönelik planlar ve projelerin yürütüldüğünü belirtti.

15 Temmuz’un tarihin gördüğü en büyük ihanet olduğuna dikkat çeken Başkan Erbaş, şöyle konuştu:

15 Temmuz gecesi bu millete bütün düşman güçlerinin bir araya gelerek Çanakkale’yi geçemeyenlerin torunlarının 15 Temmuz gecesi ülkemizi işgal etme teşebbüsü olarak görüyoruz. Yüz sene önce bir milletten nasıl 57 ayrı ülkecik çıkardılarsa şuanda gözlerine büyük görünen Anadolu topraklarını da paramparça edip kendi aralarında paylaşma gibi hedefleri hala devam etmektedir. Ama milletimiz buna hiçbir zaman fırsat vermemiştir, 15 Temmuz’da da fırsat vermemiştir. Kıyamete kadar da inşallah fırsat vermeyecektir. Biz bu amaçla, bu ruhla gayret edeceğiz. Neslimize de aynı ruhu aşılayarak bizden sonra milletimizi, bayrağımızı, ezanımızı, bütün manevi değerlerimizi kendilerine emanet edeceğimiz hayırlı bir nesil yetiştirmeye gayret edeceğiz.”

Programda Kur’an-ı Kerim tilavet edildi ve ardından Çanakkale Müftüsü Arif Gökçe şehitler için dua etti. Başkan Erbaş programın sonunda polis ve jandarmalarla hatıra fotoğrafı çektirdi. Din görevlilerine hitap etti.

Yalova’da din görevlileri ile bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Sizin sayenizde kalbinde İslam'a karşı, Kur'an'a karşı, camiye karşı çiçek açan bir çocuk oldu mu, o size sevap olarak yeter” dedi. Yalova Üniversitesi 15 Temmuz Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının mensubu olmanın bir ayrıcalık olduğunu ifade ederek, “Bizler nasıl peygamber efendimizin varisleriysek Diyanet İşleri Başkanlığımız, müftülüklerimiz, camilerimiz de Mescid-i Nebevi'nin varisidir” dedi.

Başkan Erbaş, son zamanlarda çocuklara yönelik işlenen cinayetlere dikkat çekerek, şöyle konuştu:

“Cahiliye döneminde kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu. Şimdi ne yapılıyor, daha az mı zulüm yapılıyor kız çocuklarına.  O gün diri diri toprağa gömülüyordu. Bugün görüyorsunuz haberlere yansıyan olayları. Daha az mı kötülük bu, bunu kim düzeltecek, kim uyaracak. O zaman önce kendi nefsimize kalk ve aydınlat, kalk ve insanları uyar diyeceğiz. Sonra kardeşlerimize, sonra başkalarına. Birbirimize telkin edeceğiz, uyarıcılık vazifemiz yapacağız.”

Başkan Erbaş, din görevlisinin rol modelliğinin önemini çocukluğunda yaşadığı bir anısı ile örnek vererek, “Köyümüze bir imam geldi. İmam Hatibi yeni bitirmiş, ilk tayin olduğu yer bizim köyümüz. Baki Hoca Allah selametlik versin, uzun ömürler versin. Köydeki bütün çocuklara önder oldu, örnek oldu.Herkes sordu, ‘siz nerede okudunuz’, ‘İmam Hatip'te okudum’, dedi. Tabii ona bakarak bizim gönlümüze bir imam hatip sevgisi düştü. Ortaokulu bitirdikten sonra başka bir yeri hiç düşünmedik.Onun gibi, o imam gibi olabilmek için İmam Hatip Okulunun yolunu tuttuk” diye konuştu.

“Niyetimiz insanları kötülüklerden uzaklaştırmak”

Din görevlisinin peygamberlerin varisleri olduğuna değinen Başkan Erbaş, “Peygamber Efendimiz hakkın batıla hakim olduğuna, galip olduğuna şahit oldu. Eliyle, diliyle, kalbiyle buna şahitlik yaptı. Bizim de şahit olmamız gerekiyor. Elimizle, dilimizle, kalbimizle, her şeyimizle iyiliklerin yayılmasına, kötülüklerin ortadan kalkmasına şahit olmalıyız” ifadelerini kullandı.

“Bizim niyetimiz insanları kötülüklerden uzaklaştırmak. Onun için çalışacağız” diyen Başkan Erbaş, “Peygamberler böyle yaptı ve bu emaneti bizim üzerimizde bıraktı. Emanete riayet etmeliyiz. Bu bizim omuzlarımızda, bunu başkasına bırakamayız” şeklinde konuştu.

“Mezhepçilik fitnesini aramıza sokmaya çalışıyorlar”

Dünya üzerinde yaşanan mezhep savaşlarına dikkat çeken Başkan Erbaş, şöyle devam etti: “100 yıl önce ırkçılık fitnesini soktular bu milletin içine. Türkleri Araplara, Arapları Türklere kışkırtmak için böyle bir fitne soktular. Şimdi ırkçılığı da öteye geçtiler. Mezhepçilik fitnesini bizim aramıza sokmaya çalışıyorlar. Irkçılık fitnesinden vazgeçmediler. Halbuki bu milletin çocukları, Çanakkale'de Yemen'de ne diline ne de ırkına bakmadan omuz omuza sömürgecilerle savaştı.”

Din istismarı ile mücadele seferberliği başlattıklarını ifade eden Başkan Erbaş, şöyle konuştu:

Amacımız Kur'an ve sünnet çizgisinden sapan bir din algısı ile insanlarımızın yanlış yönlendirmesinler. Bu konuda sizler esas vazifeyi yerine getireceksiniz. Bizim illerimizdeki, ilçelerimizdeki, köylerimizdeki, mezarlarımızdaki temsilcimizsiniz. Her biriniz kendisini Diyanet İşleri Başkanlığı'nın temsilcisi olarak görecek, yetkiniz son derece muazzam. Siz bu konuda ülkemizin merkezden mezraya kadar her yerinde olan tek tek ilaçsınız. Rabbimiz bize böyle bir imkan bahsetmiş.”

4 6 yaş ve yaz Kur'an kurslarının önemli fırsat olduğunu dile getiren Başkan Erbaş, “Bu fırsatları değerlendirmezsek, bu nimetin şükrünü çalışmamızla eda etmezsek, ifa etmezsek hesabımız ağır olur” dedi.

17 Ağustos'ta yaz Kur'an kurslarının tamamlanacağını söyleyen Başkan Erbaş, “Okullar açıldığında çocuklarımızı tek tek arayacağız. O çocuklarımızın kalbinde, gönlünde yer edineceksiniz, sevdireceksiniz. Sizin sayenizde kalbinde İslam'a karşı, Kur'an'a karşı, camiye karşı çiçek açan bir çocuk oldu mu, o size sevap olarak yeter” şeklinde konuştu.

Programa, Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Huriye Martı ve Prof. Dr. Ramazan Muslu, Din Hizmetleri Genel Müdürü Bünyamin Albayrak, Yalova İl Müftüsü Turgut Açari, ilçe müftüleri ve bölgede görev yapan din görevlileri katıldı.

Editör: TE Bilişim