Yalova Gazetesi İnternet Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Duygu Saral, Yalova’nın tanınan dövmecilerinden birisi olan Mutlu Prens Tattoo’nun sahibi nam-ı diğer “Mutlu” ile bir görüşme gerçekleştirdi. Mutlu, Nasıl Oldun? programına dair özel açıklamalarda bulundu.

Harun Güleç Nasıl Oldun? Da Harun Güleç Nasıl Oldun? Da

“Dedem kulağıma Mutlu diye okumuş”

‘Mutlu’ isminin nasıl ortaya çıktığından bahseden Berk Cengiz, “Ailem ismimi Berk koyuyor. Ben doğduğumda dedem ise kulağıma Mutlu diye okumuş. Böylece benim adım Mutlu olarak kaldı. Ailem ve sevdiklerim Mutlu der tanımayanlarda Berk der” dedi.

“Ben müzisyendim”

Müzisyenlikten dövmeciliğe kadar uzanan hayat hikayesini “Nasıl Oldun?” programına anlatan Berk Cengiz, şunları kaydetti: “Ben müzisyendim. En büyük hayalim müzikti, müzik yapmak istiyordum. Bir tane gitar bulmuştum. Ama 2004 yılının yazında bir elektro gitar almak istiyordum, onun içinde çalışmam gerekiyordu. Sahilde geçici dövme yapan yerler vardı. Orada işe girdim. Para kazandım ve gitarımı aldım. 2005 yılında üniversiteyi kazandım. Eskişehir'e gittim. O zamanlar bir kız arkadaşım vardı. Bana doğum günü hediyesi olarak dövme makinesi almıştı. Böylece dövmeciliğe adım atmış oldum.”

"Tek aşkım müzik"

İlk dövme dükkanını babasından borç alarak açan Cengiz, “Bazı dövmeleri tabii ki aşkla yapıyorum ama bu artık zanaata dönüştü. Sanattan çıktı çünkü sürekli dövme yapıyorum. Ama tek aşkım müzik. Adımız duyulunca sınıf arkadaşlarımıza bedava dövme çizdik. Baktım ben bu işi yapıyorum. 2006 yılına yeni girmiştik. O zamanlarda kötü durumdayız. Babamdan o zaman 500 TL kredi çekmesini istemiştim. Eskişehir' de ki ilk dükkanımı babam sayesinde açtım. Çok iyi paralar kazandım. Eskişehir benim için harika bir yerdi. Hayatımı kazandım, insanlığımı kazandım. Sonrasında İzmir'e gitmek durumunda kaldım. İzmir'e yerleştim. Cebimde 50 TL ile gitmiştim. Sokaklarda müzik çalarak geçimi mi sağladım. Orada da bir dükkân açtım. İzmir' de çok güzel bir hayatım vardı. Bir yerden dönerken ağladığım tek yer İzmir'dir. Yalovalıyım ve Yalova'yı çok seviyorum. Bütün sevdiklerim burada fakat yaşlılığımı İzmir'de geçirebilirim. Öyle bir hayalim var. Babamın rahatsızlığı üzerine ben Yalova'ya geri döndüm. Ne kazanıyorsam harcıyordum. Şimdi öyle biri değilim. Telefonumu satarak bu dükkânı açtım. Bu dükkânın kimyası Yalova ile uyuştu. Önce arkadaşlarımla beraber kalkındım. Müzik yapıyor olmanın vermiş olduğu bir tanınırlık da vardı ve bu dövmeye de yansıdı. İki işi birleştirdim. Uzun bir süre böyle devam ettim. Sonra müzikten çok yoruldum. Müzik piyasasından para kazanmak çok zordu” şeklinde konuştu.

“Misyonum ve vizyonumda mutlu olmak”

Bu dükkânın her yerinde benim emeğim var diyen Cengiz, “Dükkanımın duvarlarını bile ben boyadım. Burası benim hayatım oldu. Mutlu Prens buraya yerleşti. Mutlu Prens, burada herkese mutlu olmayı diledi. Herkese güldüm. Sonuç olarak misyonum ve vizyonumda mutlu olmak adınaydı. Müşterilerime de onu vaat ediyorum. Yaklaşık 15 senedir bu işi yapıyorum. Müşterilerimin istedikleri neyse onu onlara vermeye çalışıyorum. Her şey güzel gidiyor” dedi.

“Şifacı Baba olabilirdim”

Cengiz, “Dövmeci olmak isteyenlere şunu söylemek isterim karşınızda ki insanın ölene dek onların vücudunda yaşıyorsunuz. Bu çok güzel bir şey. Müzik sürrealist bir aşığım ben fallar gibi hayatım. İtemim olsa hayata yeniden başlamak isterdim. Bir büyü yapabiliyor olsaydım eğer şifa üzerine olurdu. Şifacı baba olabilirdim. Mutlu kalın" diyerek sözlerini noktaladı.

HABER/RÜMEYSA ŞAHİN

Editör: Rümeysa Şahin