Yalovalı sanatçı Bîdar, müzik kariyerine nasıl başladığını siz değerli takipçilerimiz için anlattı. 
 

Müzikle ilkokul yıllarında tanışan Bîdar, kendini şöyle tanımlıyor: “Müzik yapmayı çok seven, kendi şarkılarını yazan, piyano çalan ve şarkı söyleyen bir sanatçıdır.” 

“Piyano alındıktan sonra benim için çok şey değişti”

Çocukluğundan itibaren müziğe ilgisi olduğunu dile getiren Bîdar, “İlkokulda ikinci sınıfta müzik öğretmenim piyano dersi de veriyordu. Okulda bir piyano sınıfı kurmuştu. Beni de oraya seçmişti. Yani müziğe ilgim vardı zaten. Çocukluktan beri öyle olunca biraz piyano öğrenmeye başladım. Birebir bir ders değildi ama yıl sonu gösterilerinde sahneye çıkıyordum. Çalıyordum bir şeyler küçük küçük, sonrasında asıl liseye başladığımda biraz daha ciddileşti iş. Ortaokulda aslında piyano çalmak çok istiyordum ama ailem, ‘‘Kızım acaba maymun iştahlılık mı yapıyorsun? Biraz daha bekleyelim, hemen her istediğini yapmayalım.’’ Demişti. O yüzden hemen bir piyano alınmadı bana. Ben de aynı sitedeki bir arkadaşımın evine gidip oradaki piyanoyu çalıyordum. Babam mali müşavir, annem de kendi işini kurmuş bir girişimci, yıllardır çeşitli işler yaptı. Piyano alabilecek durumdaydık. Sadece biraz çocuğu hemen şımartmayalım, emin olalım gibi bir durum vardı. Bir de o anda yakınımızda bir piyano dersi alabileceğim bir yer yoktu. O yüzden de biraz beklettiler. Sonra sekizinci sınıftayken, hiç unutmuyorum o günün sonunda bir dijital piyano alındı eve ve onun gelmesini 4 gözle bekliyordum, dershanedeydim hatta. Piyanom geldikten sonra gerçekten çok şey değişti benim için, kendi kendime şarkı söylemeye başladım. O zamanlar Kartal’da oturuyorduk. Pendik'teki bir kurs merkezine gitmiştim ama sonra Yalova'ya taşındık. Biz Yalova'lıyız. Her yaz Yalova’ya gelirdik. Anneannemin çiftliği burada, akrabalarımızın çoğu burada. Ben dördüncü kuşak oluyorum, 4 kuşak Yalovalıyız. Öyle olunca sürekli buraya geliyorduk ama İstanbul'da yaşıyordum, İstanbul'da büyüdüm. Sonra lisede buraya geldik ve 4 sene ben Yalova'da okudum” diye konuştu. 

“Bağımsız bir müzisyenim”

Müzik yeteneğini zamanla geliştirdiğini ifade eden Bîdar, “ Zamanla kendimi geliştirdim. Lisede Türk Halk Müziği korusundaydım. İlk o zaman sahnede şarkı söyledim. Ali hoca vardı o zaman, Ali Çelik, kendisine buradan selam olsun. O çok yardımcı olmuş ve önümü açmıştır. Aynı zamanda Serkan Güven, kanuni bir hocamız, ben de onun öğrencisi olma şansına nail oldum diyeyim. Çok iyi bir insandır aynı zamanda. O yüzden bana sadece müzisyenlikle değil, insan olmakla ilgili de çok şey öğretmiştir. O da bana üniversite hazırlık dönemimde çok destek olmuştu. Üniversiteye hazırlıkta Serhat Gündüz’le de birebir piyano çalışmıştık. Sonra ben üniversitede Bilgi Üniversitesi Müzik bölümünü tam bursla kazandım. Bilgi Üniversitesi’ne girdikten sonra hem çok şey öğrendim hem de çevrem genişledi.

Parçaları prodüktörüm Özgün Tuncer'le beraber yapıyoruz. Yıllardır beraberiz, ikili olarak çalışıyoruz. Son sözü söyleyen prodüksiyonda Özgün’dür. Aranjmanlara da hep destek olur, hatta bazılarını tamamen o yaptı. Çıkış albümümdeki klipler için de çok uğraştık ve hepsini kendimiz yaptık. Çünkü bağımsız bir müzisyenim, herhangi bir plak şirketiyle bağım yok. O yüzden her şeyi, her bir detayı tek tek kurguladık” ifadelerine yer verdi. 

Rapçi Qaraqan ile “Özüme” şarkısıyla yeni bir iş birliğine imza atan ve insanlar tarafından beğeni görmesinin mutluluğunu yaşayan Bîdar, konuşmasına şöyle devam etti: “Yeni bir iş birliği yaptım, Azerbaycan'dan bir sanatçıyla. Oradan çok fazla beğeni ve destek geldi. 3-4 gün önce bir parça yayınlandı. Ben nakaratlarında söylüyorum. Qaraqan’ın kalemi çok iyi ve günümüz rapçilerinden değil. İş birliği yapalım dediğinde çok mutlu oldum. Sonrasında da insanların tepkisini ve beğenilerini görünce gerçekten çok şaşırdım, birlikte üretmeye devam edeceğiz” dedi. 

“Çok sevmeleri lazım”

Bu yolda ilerlemek isteyenlere de tavsiyelerde bulunan sanatçı “Çok uzun bir yol bence, ben belki de yarısına bile gelmedim. Daha çok çok başında görüyorum kendimi. Çünkü 5 senedir kendi müziklerimi yayınlıyorum. Asla pes etmemeleri lazım, öncelikle müziği çok sevmeleri lazım. Eğer çok sevmiyorlarsa zaten bu işe girmemeleri hatta hiçbir işe girmemeleri gerekiyor. Neyi seviyorsan onun peşinden koş diyorlar ya öyle gerçekten. Ben sabah kalktığımda yapacağım şeyler varsa ve hala aşkla bir şeyler üretmeye çalışıyorsam demek ki ben bunu gerçekten seviyorum. Çok düştüğümüz zamanlar olabiliyor. Bazen motivasyonun kırılıyor, üretemiyorsun veya konser alamıyorsun. Günümüzde şu an ekonomik sorunlar da var ve giderek artıyor. Önümüzü çok göremiyoruz. Pandemi sonrası daha da zorlaştı. İnsanların da bir konsere gidecek, bir etkinliğe katılacak hali de kalmadı artık. Umuyorum yine de ellerinden geldikçe sanata ve sanatçıya destek olurlar, bağımsız sanatçıları desteklerler” ifadelerini kullandı. 

“Kadın enstrümancılar çok az”

Suna Koçal Nasıl Oldun? da Suna Koçal Nasıl Oldun? da

Kadın olmanın zorluklarından da bahseden Bîdar,  “Kadın müzisyen olmayı geçtim, kadın olmak zor. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın bir çok yerinde şimdilerde kırılma başladı. Hakkımızı savunabiliyoruz, biz buradayız diyoruz, savunmaya da devam edeceğiz. Ben bu konuda çok hassasım. Türkiye'deki kadın dayanışma sayfalarını sürekli takipteyim, bazen yürüyüşlere de gidiyorum. Yürüyüşe gideceksin de ne olacak, yine aynı şeyler diyenler oluyor. Ben buna katılmıyorum. Orada bir sinerji oluşuyor.  Biz buradayız ve kendimizi her şeyimizle koyuyoruz.

Kadın prodüktörler daha çok artmalı. Ben kendi alanımda bunu bu şekilde yorumlayabilirim. Kadın enstrümancılar çok az. Çünkü kadın olduğunuzda genelde şarkıcılığa yöneliyorsunuz, aslında bir kadın davul da çalabilir, bir kadın bas gitar da çalabilir, bir kadın gitar da çalabilir. Orada bir engel var” dedi. 

Bîdar, Yalova’yı çok sevdiğini, huzurlu ve samimi bulduğunu da söyledi.

Haber : Duygu Saral

Editör: Arda Yavuz