Sıcak ve kurak havaların ardından hava mevsim normallerine dönmeye başladı. Hava sıcaklarının düşmesiyle birlikte yağan yağmurlar çiftçilerin ürünlerine can suyu oldu. Şehrimizin su ihtiyacını karşılayan Gökçe Barajının doluluk oranı da maksimum seviye ulaşmış.

Bu yaşananlar olumlu gelişmeler. Ancak birde bunun olumsuz senaryosunu ele alalım ki hem şehrimizde hem de ülkemizde ne yazık ki o olumsuz durumu tecrübe ettik. Sadece mal kaybı değil can kayıpları da yaşadık. Dere yataklarının doğal akışının bozulmasının ve o alanlarda yapılan yapılaşmanın nelere mal olabileceğini acı şekilde tecrübe ettik. Son yapan yağışlarda da şehir merkezinden geçen derelerin debilerinde yaşanan artışı gördük. Hatta buna ilave olarak barajın doluluk seviyesine ulaşması nedeniyle baraj kapaklarının açıldığını öğrendik.

Gelelim asıl konuya…

Geçtiğimiz aylarda Yalova Belediye Meclisinde bir karar alındı. Karar çoğunlukta olan AKP’li üyelerin oylarıyla alındı. Bu karara göre dere yatağına ev yapmanın önü açıldı. Nasıl yani diyenleriniz olabilir. Konuyu kısaca şöyle özetleyeyim.

Dere taşkın sahasında bir arsanız var ise ve bu dere yatağında ıslah yapılmadıysa buraya ev yapmak için izin alamıyorsunuz. Yalova Belediyesi’nde görevde olduğumuz süre içerisinde hem Kazımiye hem de Safran dere yatağı üzerinde ıslah çalışmalarını bizzat belediye bütçesinden yaparak gerçekleştirdik ve buradaki sorunu çözdük. Ancak bizden sonra yönetime atananlar bu ıslah çalışmasını DSİ ile yapmaya çalıştılar. Ancak beceremediler. Küçük bir kısımda ıslah çalışması yaptırabildiler. Bunu da sanki bölgede tüm sorun çözülmüşcesine pazarlayınca mağduriyeti devam vatandaşlardan tepki görmeye başladılar. Bu nasıl aşarız diye düşünürken bir arkadan dolanma planı yaprak konuyu meclise getirdiler ve karar aldılar.

Şimdi dere taşkın sahasında bir arsanız varsa ev yapabilirsiniz. Belediyeye müracaat edip inşaat ruhsatı alabilirsiniz. Ama dere ıslahı olmadan iskan alamazsınız. Bu nasıl bir şey dediğinizi duyar gibiyim. Bu çok bilmiş arkadaşlar sizin sözde mağduriyetinizi giderdi. Onlara göre biz ruhsatı verelim nasıl olsa inşaat olana kadar DSİ ıslah çalışması yapar bina bitince de iskan sorunu yaşanmaz düşüncesi hakim.

Peki 3-4 yıldır yaptıramadığınız ıslah çalışmasını şimdi nasıl yaptıracaksınız.

İnşaat yapımı sürerken ya bir taşkın yaşanırsa bina çökerse sorumlusu kim olacak.

Ruhsat verdiğiniz bina tamamlanır ancak ıslah yapılmazsa o binada oturacaklar iskan alamayacakları için mağduriyet olmayacak mı?

Islah tamamlanmadan mağduriyeti çözmek için iskan verilirse olası bir taşkında yaşanacak üzücü bir olayda sorumlu kim olacak?

Bu soruları daha da arttırabiliriz. Sonuç hep aynı kapıya çıkıyor. Dere ıslahını yapıp bitirmek yerine riskli alanlara sırf vatandaşın gazını almak için alınan bu karar olası depremi bile bile çürük binada oturmakla eş değerdir.

Vatandaşlarımızı bu konuda dikkatli olmaya davet ediyorum.