Yalova Gazetesi’nin yeni serisi “Nasıl Oldun?” Yalova’nın önemli isimlerini ağırlamaya devam ediyor. Bu haftaki konuğumuz Yalova’nın en önde gelen spor isimlerinden Yalova Wushu Kung Fu Spor Kulübü Sahibi Ali Kanberoğlu oldu. Kanberoğlu, Yalova Gazetesi İnternetten Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Duygu Saral ile özel bir görüşme gerçekleştirdi.

“Spor ile tanışmam Almanya’da filmler izleyerek oldu”

Kendisi hakkında bilgi veren Ali Kanberoğu, “Rize’de doğdum, sonra Almanya’ya gittim. Orada biraz yaşadım, İstanbul’a taşındık, liseyi İstanbul’da okudum. İstanbul’da 3 yıl yaşadıktan sonra 1977 yılında Yalova’ya taşındık. Neredeyse 50 senedir Yalova’da yaşıyorum. İlk spor ile tanışmam Almanya’da filmler izleyerek oldu. Wushu, Kung Fu… Spor o zaman Kung Fu’idi. İstanbul’a döndüğümüzde Kasımpaşa’da önce karate ile spora başladım. Sonra Wushu antrenmanlarını görünce birden çarpıldım. Wushu çok değişik bir spor. 73 yılının sonunda 74 yılının başlarında başladım, hala devam ediyorum. Yalova’da 84 yılında antrenörlüğe başladım. Wushu Federasyonu’nda görevler aldım. Teknik direktörlük, kurul başkanlığı yaptım. Salonumda kulüp başkanıyım. İl temsilciliklerim var” ifadelerini kullandı.

“10 bine yakın sporcu geldi, geçti”

Kendi eğitiminden geçen sporculardan söz eden Kanberoğu, “Bu salondan diğer sporları saymaysak 10 bine yakın. Çok fazla sporcu geldi. Dünya Şampiyonları, Avrupa Şampiyonları, bir sürü Türkiye Şampiyonu… Çok fazla gelen geçen oldu. Şu anda birçok yerde Emniyet Amiri olan sporcularımız var. Bakanlıklarda olan var. Üniversitelerde öğretim görevlisi olan öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz var. Buradaki tezgahtan geçen çok insan var. Diğer salonları da sayarak 15 bini geçer” dedi ve birçoğu ile hala görüştüklerini söyledi. Kanberoğlu, “Bizim bağlarımız çok sağlam. Birçok ildeki arkadaşlar, hatta federasyon görevlileri bile imrenerek, “Sizin nasıl bir diyaloğunuz var” diyor. Birçok antrenör burayı işyeri olarak görür. Salon genelde para kazanmak için açılır ve onlar sporcunun cebine hitap etmeye çalışır. Ben ise sporcunun gönlüne hitap etmeye çalıştım” dedi.

“Şimdi torunu gelen var”

Ali Kanberoğlu’nun kuralları var mı sorusuna Kanberoğlu, “Mutlaka var. Kurallarım olmazsa bugüne kadar gelemezdim.  Bu kadar çok kişiye hitap edemezdim ve bu bağlarımız 35-40 yıldır devam edemezdi. Bana önce sporcu geldi, büyüdü. Oğlu geldi, şimdi torunu gelen var. 3 nesil oldu neredeyse. İlk kuralımız disiplin diyoruz ama bir de sevgi… Dediğim gibi insanın gönlüne dokunmak. Ama tabi ki kurallar var. Ben hep derim; Burası özel bir salon. Ben dedim ki, “Şu derse gelen amuda kalkarak gelecek” Yok ben gelemiyorum diyorsan o zaman gelme. Bu kurallar onları bir yerlere getirebilmek için, onlara eziyet etmek için ya da ezmek için değil. Hedef varsa o hedefe ulaşmak istiyorsan da şu yollardan geçmen gerekiyor. Önce yapacağın şeye çok inanman, sevmen gerekiyor. Bana inanacak, kendi yaptığı spora inanacak ve en önemlisi kendine inanacak. O inanç varsa, o heves varsa gerisi çok kolay. Dersleri hiç aksatmayacak. Çalışmak çok önemli” şeklinde konuştu.

“Jackie Chan’i sevmem”

Etkilendiği karate filmlerinden bahseden Kanberoğu, “ Dediğim gibi Almanya’da Bruce Lee filmlerini görerek bu işe gönül verdim. Bruce Lee’nin esas 5 filmi var. Hepsini 50’şer kere izlemişimdir. O başka bir sevgiydi. İlk etkilenişim oradan oldu. Bruce Lee’nin her filminde yeni bir detay yakalıyorsun” dedi ve Jackie Chan’i sever misiniz? Sorusuna “Jackie Chan'i sevmem. O biraz bu işi komediye döktü. Uzakdoğu tamamen disiplin. Jet Li var mesela. 5 Dünya Şampiyonluğu var. Onun yerini benim gözümde tutamaz Jackie Chan” ifadesini kullandı.

Aliço, “6 Temmuz Benim İçin Çok Önemli Bir Tarih” Aliço, “6 Temmuz Benim İçin Çok Önemli Bir Tarih”

“Wushu’nun bir yaşam felsefesi var”

Wushu’yu diğer uzak doğu sporlarından ayıran noktalardan bahseden Kanberoğlu, “Wushu Uzakdoğu sporlarının atası. Karatenin, judonun, tekvandonun atası. Hepsi Wushu’dan ayrılma. Wushu’nun bir yaşam felsefesi var; Çinli rahipleri Çin’den Hindistan’a yürüyerek 6-7 ay seyahat ederler. Bunlardan bir tanesi hayvanları inceler. Yılanla kartalın boğuşmasını vs. onları izleyerek, belli şekiller çizerek bir dövüş geliştirmeye başladı. Sonra bunu insanlara uyguladılar. Shaolin Manastırı, Shaolin rahipleri diye belli kişileri toplayıp onları eğittiler. Bunlar figürlerle dövüş stili geliştirmeye başladılar. O günden beri hala gelişiyor. Wushu’nun içinde güreş var, yumruk var, tekme var. O yüzden hepsinin çatısı oluyor” dedi.

Muhabir/Duygu Saral

Kameraman/Göktuğ Doğukan Yüksel

Editör: Rümeysa Şahin