İbn-i Sina980 yılında Buhara yakınlarındaki Afşana kentinde doğdu. Yalnız doğuda değil, ortaçağ Avrupa'sında da en büyük tıp bilgini sayılan İranlı Müslüman bir bilgin ve düşünürdür. Olağanüstü bir zekâ sahibidir.21 yaşına geldiğinde dönemin en büyük hekimlerinden biri sayılıyordu.

İbn-i Sina'nın en büyük yapıtlarından biri Kitabu'ş-Şifa'dır ("Sağlık Kitabı"). İnsanlık tarihinde tek bir kişi tarafından yazılan en kapsamlı yapıt olan Kitabu'ş-Şifa, mantık, fizik, geometri, astronomi, matematik, müzik ve metafizik konularında dönemin tüm bilgilerini bir araya getiren bir ansiklopedidir. İbn-i Sina'nın belki de en ünlü yapıtı olan el-Kanun fi't-Tıb ("Hekimlik Yasası"), Yunan hekimlerinin bulgularına olduğu kadar kendi gözlem ve deneylerine de dayanan bir tıp ansiklopedisidir. Çoğu fizik, astronomi ve felsefeyle ilgili olarak 150 civarında eser yazdı. Farsça olan birkaçı dışında bunların hepsi Arapça'dır. Bilhassa tıp ilmine dair araştırmaları son derece orijinal ve doğrudur. Bu yüzden doğu ve batı hekimliğine kelimenin tam anlamıyla, 600 yıl, hükmetmiştir. İbni Sîna, tıp araştırmaları yaparken bazı hastalıkların bulaşmasında göze görünmeyen birtakım yaratıkların etkisi olduğunu, yani mikropların varlığını sezmiş ve bu bilinmeyen mahluklardan eserlerinde sık sık bahsetmiştir. Mikroskobun henüz bilinmediği bir devirde böyle bir yargıya varmak çok ilginçtir.

İnsanlık aleminin en önemli hekimlerinden biri sayılan İbn-i Sinan’nın başlıkta kullandığım ‘’ Tozlar ve Dumanlar olamasa insanlar 1.000 yıl yaşardı ‘’ sözünü, bir toplantıda elimize tutuşturulan defterin kapağında okuyunca aklıma maruz kaldığımız toz ve dumanlar geldi. Bir büyük alimin insanlara yaptığı bu tesbit’i bir uyarı olarak dikkate almak gerekir . Kendi tercihimiz dışında metozorik yöntemlerle muhatap olduğumuz duman ve partiküllerin insan sağlığına verdiği tahribatı görmezden gelemeyiz.

Solunum yolları hastalıkları , akciğer hastalıkları , çeşitli kanser hastalıklarının temel kaynağı bu tozlar ve zararlı dumanlardır. Doğal gaza geçilip , ısınma amaçlı kömür kullanımı azaldığı için kış mevsiminde kent içinde oluşan hava nispeten daha temiz hale geldi fakat bu süreçte devreye giren Termik Santral’in Yalova’nın hava kirliliğine etkisi hakkında topluma yapılan herhangi bir açıklama yok. Yatırımcılara santralin yapılması aşamasında kamuoyuna verdikleri bir sözü hatırlatmak isterim. Kent Meydanına santral bacasından çıkan atıkların ölçümünü gösterecek bir sayaç koyacaklardı. Bu sözü verenler yaptıkları işe güveniyorlarsa halka verdikleri bu sözü biran önce yerine getirmelidirler. Bacalarından duman fışkıran tesislerin çevre denetim raporları düzenli aralıklarla kamuoyuna açıklanmalıdır.

Bin yıl yaşamak arzusunda değiliz ama kısacık ömrümüzde de sağlıklı yaşamak istiyoruz. Birileri para kazanacak diye hastalıklarla cebelleşmek istemiyoruz. Sonunda havaya, toprağa ,suya , yeşile yapılan zalimliklerin faturası insanoğluna felaket olarak kesiliyor. Şehirde yaşayan bebekler, çocuklar, gençler, yetişkinler ve yaşlılar topluca bu havayı soluyoruz, bu suları içiyoruz, bu topraklarda üreyen besinleri tüketiyoruz. Bu sorgulamayı yapmak ta en küçükten en büyüğe hepimizin hakkıdır.

İçme sularımızı evlerimize ulaştıran hatlarda eskiden kullanılmış olan asbestli boruların bir an önce değiştirilmesi zaruridir. Konuştuğumuz yetkililer kırık oluşmadığı sürece bu boruların zararlı olmadığını söylüyor. Kardeşim zararlı olmasa Asbest kullanımı yasaklanmazdı, onlarca yıl önce bu madde insan sağlığına zarar veren en tehlikeli madde olarak ilan edildi. Bir de boruların kırılmadığından emin misiniz ? Bu borular pek çok sebepten dolayı mütemadiyen kırılmaktadır. En kolay kırılan boru çeşididir bunlar.

Kent içi hava kalitesini bozan en önemli etken, motorlu taşıt egzozlarından çıkan dumanlardır. İnsan sağlığına zararlarını azaltmak için gerekli tedbirler acilen alınmalıdır. Şehir içi motorlu taşıt kullanımını azaltacak en kolay çözüm, bisiklet kullanımını yaygınlaştırmaktır. Yalova coğrafyası bisiklete çok uyundur, bir uçtan diğer uca bisikletle ulaşım 5 dakikalık mesafededir. Trafik sıkışıklığına, hava kirliliğine, şehir gürültüsüne, strese , obeziteye, kalp damar sağlığına , diyabete en güzel katkıyı bisikletle sağlayabiliriz. Dünya sağlıklı şehirler birliğine üye bir şehir için bisiklet yollarını bütün cadde ve sokaklara yaymak en kolay ve en isabetli hizmet olacaktır. Bu hizmeti yaygınlaştırmaya katkı sunanlar halkın takdirini kazanacaktır.