Ben bu hafta Sefa Bey Caddesi üzerinde bulunan kamyonet durağındaki şoför esnafının şikâyetlerini yansıtmaya çalışacağım;

Öncelikle Türkiye’de geçerli olan Karayolları Trafik Kanunun, Cumhuriyet tarihinden bu yana olan gelişimine bir göz atalım.
14 Nisan 1930 gün ve 1471 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1580 sayılı Belediye Kanunu'nun "Belediyenin Görevleri" başlığını taşıyan 15. maddesinin 9. fıkrası ile belediyeler veya beldelerle köyler arasında seyrüsefer eden yük ve binek araba ve hayvanları ile otomo- bil, otobüs ve kamyonların azami istiap hadlerini tespit, sınıflarını ve numaralarını tayin ile;
İşletenlerin ehliyet ve sıhhatlerini kontrol etmek görevi, bu vesait sahiplerinin daimi ikametgâhlarının bağlı olduğu kaza belediye idaresine verilmiştir. 
Bu kanunda dikkat ederseniz Araçların tam tanımı ve tarifi günün şartlarına göre bile yapılamamıştır.
14 Temmuz 1934 tarih ve 2751 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanan;
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun 19. maddesinde, "polisin sokak, meydan ve umuma mahsus yerlerde intizamı temin ve seyrüsefer talimatnamesindeki vasıflara uygun olmayan nakil vasıtalarını işletmekten ve bu vasıtaları sarhoş olarak veya seyrüseferin intizam ve selametini bozacak surette idare edenleri çalışmaktan men edeceği" yönünde bir hüküm mevcut ise de,;
Bu kanunda da Araçlar ile ilgili tanımlar ve trafik kural ve nizamlarını saptayan esas hükümler bulunmadığından, bu hüküm verimli olamamıştır.
13.05.1964'te kabul edilen 471 sayılı Kanunla ve 09.05.1967 tarihinde kabul edilen 866 sayılı Kanunla, 6085 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda iki değişiklik daha yapılmıştır. Bütün bunlara rağmen 6085 sayılı Kanunun uygulanmasında meydana gelen aksaklıklar ve noksanlıklar tamamen giderilemediğinden; 
1981 yılında İçişleri Bakanlığı'nca karayolu trafiği yönünden günün ihtiyaçlarına, ülke şartlarına ve uluslararası antlaşmalara uygun olarak bütün konuları kapsayacak şekilde yeni bir Karayolları Trafik Kanunu Tasarısı hazırlanmış ve bu tasarının hazırlanmasında teknik konu ve ortak hükümler için yabancı ülke mevzuatlarından yararlanılmıştır.
Bu tasarı, Danışma Meclisi ve Milli Güvenlik Konseyi ihtisas Komisyonlarında daha da olgunlaştırılarak 13.10.1983 tarihinde Milli Güvenlik Konseyi'nce kabul edilmiş, 18 Ekim 1983 gün ve 18195 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 137. maddesi, Kanunun bazı maddelerinin yayımı tarihinde, diğer maddelerinin ise yirmi ay sonra yürürlüğe gireceğini hükme bağladığından, Kanunun tümü 18 Haziran 1985 tarihinde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu olarak yürürlüğe girmiştir.
Halende bu kanun yürürlüktedir.
Yaklaşık otuz sene kadar önce yürürlüğe giren ve halen yürürlükte bulunan bu kanu- nun 2.bölümünde yer alan tanımlar kısmında;
Kamyonet: İzin verilebilen azami yüklü ağırlığı 3.500 Kg. geçmeyen ve yük taşımak için imal edilmiş motorlu taşıttır
Kamyonet sahibi şoför esnafının en büyük şikâyetlerinden biri Araçlarının taşıma kapasitesi ile ilgilidir.
Ve de bu şikâyetlerinde sonuna kadar haklıdırlar.
Bana kamyonetlere ait ruhsatlarını göstererek!
Bak ağbi benim aracım Fabrika çıkışı net ağırlığı kasasız olarak 2500 Kg olarak verilmiştir.
Ben aracımın üzerine kasa eklediğim zaman en az kasa ağırlığı 500 veya 600 kg buluyor, bunu da yani kasa ağırlığını da net ağırlığın üstüne eklersen aracımızın toplam ağırlığı 3000 Kg ile 3100 Kg ulaşıyor.
Aracımıza ait tescil belgesin de Azami yüklü ağırlığı(kendi ağırlığı ile birlikte taşıyacağı yükün toplam ağırlığı) 3500 Kg olarak yazıldığı için bize de ancak 400 veya 500 kg yük taşımak kalıyor.
Bu yükü el arabası veya bisikletle de taşırsınız bizler şoför esnafı olarak bu haksızlığın giderilmesini istiyoruz.
Evet, sevgili kardeşim sonuna kadar haklısın;
Trafik kanunu yapılalı 30 sene oluyor o zaman araç teknolojisi bu kadar gelişmemişti bu kanun yapıldığında küçük kasalı kamyonetler vardı tıpkı Anadol kamyonet gibi.
Şimdi 30 senede araç teknolojisi çok ilerledi o küçük araçların yerine daha güçlü daha büyük daha çok yük taşıyan araçlar yani kamyonetler geldi fakat azami yüklü ağırlıklar aynı kaldı.
Bu haksızlık, kanunun da gelişen teknolojiye uygun bir hale getirilmesi ile giderilir.
Kamyonetler Panelvan cinsi kamyonet, 4 teker kamyonet, 6 teker kamyonet olarak sınıflandırılmalı ve azami yüklü ağırlıkları( dara ile birlikte yük ağırlığı) yeniden hesaplanmalıdır.
Kamyoneti ile ekmek parası kazanan şoför esnafının sesine birileri kulak vermelidir. Bu kardeşlerimin bağlı bulunduğu kurum Şoförler odasının her il de ve ilçede temsilcilikleri muhakkak vardır. 
Bu kurum çok güçlü sivil toplum kuruluşudur. Benim tahminim bu sorun sadece Yalova ilindeki kamyonetçi esnafının sorunu değil tüm Türkiye’deki kamyonetçilerin sorunu dur. 
Kamyonetçilerin araçları ticari olarak tescil edildiği için bu kişiler aynı zamanda vergi mükellefidir. Yani esnaftır.
Ben ekmeğimi alnımın teri ile kamyonetimde hem bedenen hem fikren çalışarak kazan maya çalışacağım.
Esnaf olduğum için!
Hem vergimi vereceğim;
Hem Sosyal Güvenlik pirimi ödeyeceğim;
Hem de 2918 sayılı kanundaki kamyonet tanımı için zor duruma düşeceğim. 
Yani 3,5 tondan fazla yüklediğimiz zaman kantara çekildiğimizde ceza uygulanacak!
Olmaz böyle şey.
Birilerinin çıkıp bu esnafın sesini duyarak, yapılan haksızlığın giderilip sahiplenmesi gerekir.
Bu haksızlığın giderilmesi ancak karayolları trafik kanunda yapılacak değişikliklerle olur, bu konunun da ele alınıp düzeltileceğinden eminim.
Bu haftalıkta bu kadar, haftaya başka konularda buluşmak üzere, mutluluk sağlık dolu kazasız bir hafta temenni ederim.
 
           
 

- - - -