Geçenlerde yazdığım yazılar arasında sayın Cumhurbaşkanı’mızın bir sözünü sizlere hatırlatmıştım. ‘’Son 14 yılda Kültür ve Sanat’ta arzu ettiğimiz performansı gösteremedik ‘’ şeklinde özetlenebilecek bu konuşmanın ayrıntıları kamuoyunda geniş yer buldu. Bu özeleştirinin ülkemize fayda saylayacak bir fırsat olduğunu ve bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerektiğini de özellikle belirtmek istiyorum.

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın bu yıl yayınladığı altıncı raporunda Türkiye‘nin Kültür konusunda 168 ülke arasında 58’nci sırada yer aldığını yazdı. Raporun doğruluğunu test etme şansım yok fakat raporun yayınlandığı tarihten bu yana Kültür Bakanlığımızından bu raporu yalanlayan bir açıklama gelmediğine göre bu değerlendirmeyi paylaşmakta bir sıkıntı yok diye düşünüyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı’mızın açıklaması ve bu raporun sunduğu veriler, Kültür ve Sanat’ta mevcut durumumuzun pek iç açıcı olmadığımızı net bir şekilde ortaya koyuyor.

Kültür ve Sanat’ta dünyada eriştiğimiz seviye beni hiç mutlu etmedi fakat diğer konularda durumumuz nasıl diye küçük bir araştırma yapınca Kültür ve Sanatta dünya 58’ncisi olmamız daha iyi gibi gözükünce ne yapacağımı şaşırdım. Üzeleyim mi sevineyim mi bilemedim . Eriştiğim bilgilerin küçük bir kısmını sizlerle paylaşayım, bakalım siz kendinizi nasıl hissedeceksiniz.

Yaşanacak ülkeler sıralamasında 169 ülke arasında 83.,

Mutlu ülkeler sıralamasında 169 ülke arasında 78.,

Demokrasi sıralamasında 169 ülke arasında 89.,

Kadın erkek eşitliğinde 136 ülke arasında 120. Sıradayız. Hepsinden önemlisi eğitimde eşitsizlik oranımız 150 ülke arasında 125. sıradayız.

Verilerde dünya sıralamalarının ortalarında yer almaktayız. Yer aldığımız grubun ülkelerini merak ediyorsanız size küçük bir araştırma yapmanızı tavsiye edeceğim, zira ben yaptığım araştırmada sıradaş olduğumuz ülkeleri görünce farklı duygulara kapıldım.

Pek çok araştırmalarda bunlara benzer sonuçlar açık olarak paylaşılmaktadır, araştırmalarda dikkat çeken en önemli ayrıntı, tam demokrasinin hakim olduğu var sayılan 25 ülke arasında Türkiye’mizin adı yok.

Bizlerin dünya sıralamalarında gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşmamız için daha çok çalışmamız gerekiyor. Sadece Kültür ve Sanatta seviye yükseltmek bu sıralamalarda yukarıya doğru tırmanmamız için yeterli olmayacaktır. Bizler herşeyden önce gerçek demokratik değerlere bağlı bir hukuk sistemini oluşturabilirsek diğer konularda gelişmenin önünü açabiliriz.

Eğitim siztemimizde yap bozlar hala devam ediyor, ülkemizi daha ileri seviyelere taşıyacak çoçuklarımız ve gençlerimiz bu yap bozlardan menfi olarak etkilenmektedir. Toplumun bütün kesimlerinin ortak olarak benimseyebileceği bir eğitim politikası oluşturma zamanı geldi, geçiyor.

Kaybedilen zaman bize, yukarıda açıkladığım sıralamada daha düşük değerler olarak geri dönmektedir. Ülkemizi ileri seviyelere taşımayı vaad eden bütün siyasetçilerin ulusal eğitim sistemi

konusunda işbirliği yapması zorunludur. Bu politika oluşmadığı sürece biz bir adım ileri iki adım geri gitmeye mahkumuz. Aksi takdirde yetkiyi eline alan bir öncekinin yaptığını bozmaya devam edecektir.

Ülkesini , milletini seven insanların hiç değilse geleceğimize yön verecek eğitim sistemimiz konusunda siyasal ideolojilerinden biraz uzaklaşarak , ülkenin birliğinin teminatı olacak gençlerimizin eğitimi konusunda el ele verme zamanıdır. Sık sık seçimlerin yapılması da bu işbirliğini zorlaştırmaktadır. Her seçim ülkemizde ayrı kutuplaşmalara sebep oluyor. Kutuplaşan siyasetin işbirliği yapma şansı da hep öteleniyor. Yarınlarımıza güvenle bakabilmemiz için toplumsal uzlaşının yolunu bulmamız lazım.