İnce, “30 Ağustos, 1912'deki Balkan Savaşıyla başlayan sürece 26–30 Ağustos 1922’de Dumlupınar'da konan noktadır. Yenilgi, direniş ve zaferlerle geçen bu süreç, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu ve devrimleri hazırlamıştır. Topraklarının önemli bir bölümünü kaybetmiş, Başkenti işgal edilmiş Osmanlı Devleti tarihteki yerini alırken yeni Türk Devleti, İnönü, Sakarya ve Dumlupınar savaşlarında ete kemiğe bürünmekteydi. 30 Ağustos bu yönüyle zaferden –kuruluşa ve devrimlere giden son duraktır, emperyalistler ve onların işbirlikçileri karşısında destansı bir kahramanlıktır. Vatan için ölümün emir olarak verildiği gündür. Bu özellikleriyle Türk Milletinin kendi var oluşunu simgeleyen günlerden biridir. Ulusal Bayram olarak 30 Ağustos, tarihimizi hatırlamaktan öte Türk Milleti var oldukça taşıması gerekli olan değerleri bize kazandıran bir gündür. Ne var ki bugün AKP iktidarı eliyle yaşananlar 30 Ağustosun kazanımlarını ortadan kaldırma potansiyeli taşımaktadır. Hatay başta olmak üzere ülkemizin bazı yerlerinde, Anayasamız açıkça ihlal edilerek bir başka ülkenin teröristleri sanki askermiş gibi kamplara alınmakta, eğitilmekte, silah verilmektedir. Fabrikalarımızda onlar için markasız mermiler üretilmektedir. Hatay’da milletvekillerimizin giremediği ve hükümetin askeri kamp olarak tanımladığı kamp Suriye Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti veya diğer uluslararası anlaşmalardan hangisine dayanmaktadır? Var olan tablo açıkça vatana ihanet suçunun işlendiğini göstermektedir. Eninde sonunda bu suç, yargı önüne çıkacaktır. Ortadaki tablo stratejik derinlik değil vatana ihanetin derinliğidir. Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramını bu gelişmelerle birlikte kutlayacağız. Unutmayalım ki bizim askerimiz vatan için çarpışır, ölür, şehit düşer. Kapalı kapılar ardında yapılmış pazarlıkların, dolarların ve onların sahiplerinin emrine girmiş çapulcular için değil. İşte bu tablo karşısında, 30 Ağustos Türk ulusuna bir büyük çağrı günüdür. Dirilme, kaderimize el koyma, azim kararlılığımızı gösterme günüdür.

Editör: TE Bilişim