Tarih öncesi dönemlerden beri, bu çam kozalağına benzeyen organın ne işe yaradığı gözlerden uzak tutulmaya çalışılmış. İnsanın gizemli yönleri üzerinde etkili olduğu düşünülen bu organın şu an bilinen en önemli görevi Melatonin salgısını güçlendirmek ve kontrol etmektir. Bu hormon vücudun uyuması ve uyanması gereken zamanları, gece ve gündüz kavramlarına uygun yaşam sürme şartlarımızı düzenlemektedir. Vücudumuz uykuya geçtiğinde, derin uyku safhasında ve karanlık ortamda bu bezin faaliyetleri başlamaktadır. Cinsel olarak gelişimde o sürecin kontrolü de bu bezin elindedir. İnsanların mevsimlere uyum sağlamasına, göçmen kuşların içgüdüsel olarak yön bulmasında bu bezin etkili olduğu düşünülmektedir. Bilim adamı Rene Descartes ‘in ‘’İnsan ruhu epifiz bezinin üstüne oturduğu ’’ tezi bilim dünyasında tartışılmaktadır. ‘’ Üçüncü Göz ’’ olarak adlandırılan epifiz bezinin, ruhani yapımızla ilgili etkilerinin olduğu , yoga , meditasyon yöntemleri ile bütünleştirildiğinde astral seyahat ( Ruhun bedenden ayrılarak seyahat etmesi ) olarak adlandırılan boyutlar arası gezinme imkanı sağladığı söylenmektedir. Bu konularla ilgili yürütülen çalışmalar ABD ve Rusya tarafından büyük bir gizlilik içinde yürütülmekte olup araştırmalar hakkında kamuoyuna bilgi sızmaması için her türlü önlemler alınmaktadır. Hz İsa’nın o dönemlerde söylediği ‘’ Karanlıkta oturanlar gerçek ışığı görür ‘’ sözünün epifiz bezi konusu ile ilgili olduğu düşünüldüğünde konu daha bir gizemli hale gelmektedir.

Sodyum Florür içerik olarak epifiz bezinde salgılanan melatonin ve seratoninin hormonlarının seyrelmesine ve vücuttaki çalışma potansiyelinin düşmesine neden olduğunu belirten bilim adamları, paketlenmiş sularda, paketlenmiş yiyeceklerde ve ilaçlarda ve aklınıza gelebilecek pek çok üründe sodyum florür bulunmasının sebebinin bir amacının olduğunu söylemektedirler. Dünya üzerinde hakim güçlerin toplumları kolay yönetebilmesi için bu çalışmaların büyük bir gizem içinde sürdürüldüğü düşünülmektedir. Örnek olarak 2. Dünya savaşı sırasında Nazi ve Rusya esir kamplarında esir alınan bireylerin isyan etme, mantıklı düşünme ve harekete geçme dürtülerini önlemek için sularına bol miktarda sodyum florür katıldığı gerçeği unutulmamalıdır. Böylelikle birey ve kalabalık toplulukların otoriteye boğun eğmesi ve kendi gücünün farkına varmaması aşılanmaya çalışılıyor olabilir. Sodyum Florür maddesinin kullanım alanının genişliğine bakılırsa şüphe daha da artmaktadır. İçme su rezervlerinin arıtma işlemlerinde bu madde ne oranda kullanılıyor ? Toplum olarak mana veremediğimiz pek çok olayda acaba epifiz bezinin etkisi nedir ?

Eski Mısır ve Roma medeniyetlerinde epifiz bezini kendi semboloji ilimlerinde göz semboli ile temsil etmeleri , Sümer tanrısı kabartmalarında resmedilen tanrının başındaki şapkanın çam kozalağı şeklinde olması, Yunan tanrısı Dionysos’un elindeki asasının topuzunun çam kozalağı olarak yapılması, Ölüm tanrısı Osiris’in resmedilirken asasının tepesindeki çam kozalağı olması ,Vatikan’ın orta yerinde yer alan Çam kozalağı heykeli ,Masonların locasında bulunan kocaman çam kozalağı figürü, Nazilerin simgesinde yer alan Kartalın vücut kısmının çam kozalağı şeklinde tasvir edilmesi, Papa’nın asasının sapının çam kozalağı olarak tasarlanması ve daha pek çok örnek acaba hep tesadüflerin eseri mi ?

Sanat ve bilimde ilerleme bu ve benzeri soruların cevaplarına ulaşmamız açısından büyük önem taşımaktadır. Tonlarca ağırlığı sürükleme gücüne sahip öküz, manda, camız gibi hayvanları incecik bir ipin ucundan tutan küçük bir çocuğun güdebilmesindeki sebep iyi düşünülmelidir.